Canlı Yayın
Av. Ahmet Kemal Şenpolat 
Gücümüz, sadece görevini yapmak olan eşeğin gözünü oymaya, zavallı bir hayvanı hayvanat hapishanelerinde kafes arkasına koyup onun üzerinde hakimiyet kurmaya yetiyor.
Çünkü o gücü kullanmadığımız sürece kendimizi aciz, kudretsiz ve bu toplumda ciddiye alınmayan, aşağılık kompleksi içinde olduğumuzu hissediyoruz.
Onlar ki buna karşın hala bizlere o masum bakışları ile “Ben size ne yaptım ki ?” derken belki de bu dünyada tutunabilmek için “Daha ne yapmam gerekiyor, onu söyleyin" diyor.
Hala pet shoplardan alıp sonradan sokaklara bırakmamıza, can çekiştirerek elbirliğiyle zehirlememize, tecavüz etmemize, üretip üretip üzerinden paralar kazanmamıza, hayvan bakımevlerinde yaşanan vahşetlere gözümüzü kapamamıza ve gazetelerde hala pembe haberlerini yapmanıza rağmen…
Onlar ise bizden hala belki de umutsuz bir şekilde 5199 sayılı yasanın değişmesi, hiçbir siyasi partinin bu yasanın son on yıldır yapılan mücadelemizi hızlandırılmaması için İSYAN ETMEMİZİ BEKLİYOR.. !
Mahkemelerin de hayvan hakları ihlallerinde yetkili olması, yunus parklarının hala ruhsat alabiliyor olmasına, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemi içine doğa ve hayvan sevgisinin alınmasını, fayton atlarının umarsızca koşturulmamasını kırbaçlanmamasını istiyorlar. Dostlarımız isyanları için Ankara’da olmamızı bekliyorlar, siyasi programlarında net somut adımlar bekliyorlar. Kafesler ardına, benzinlik istasyonları içine takılmak istemiyorlar. Üretim çiftliklerinde doğurtulmamaları için somut adım bekliyorlar. Onlar adına konuşalım, bakımevlerindeki, sokaklardaki, ormanlardaki dramlarına son verelim diye hala umutsuzca bekliyorlar. Ve en önemlisi onlarla ilgilenen bizlere küçümsenerek bakılmamasını istiyorlar.
Sevgili canlar,
Bir hukukçu olarak hepinizden özür diliyorum…
Özür diliyorum...
Özür diliyorum…
Hepinize yetişemediğimiz için değil, kurtaramadığımız için de değil, can çekişmelerinizi hala engelleyemediğimiz için de değil...
Zamansızlıktan, parasızlıktan, bilgisizlikten ise kesinlikle değil …
Sadece hala hiçbir makamı, hiçbir yetkiliyi, hiç kimseyi ikna edemediğimizden...
Özür diliyorum !
Gücümüz, sadece görevini yapmak olan eşeğin gözünü oymaya, zavallı bir hayvanı hayvanat hapishanelerinde kafes arkasına koyup onun üzerinde hakimiyet kurmaya yetiyor.
Çünkü o gücü kullanmadığımız sürece kendimizi aciz, kudretsiz ve bu toplumda ciddiye alınmayan, aşağılık kompleksi içinde olduğumuzu hissediyoruz.
Onlar ki buna karşın hala bizlere o masum bakışları ile “Ben size ne yaptım ki ?” derken belki de bu dünyada tutunabilmek için “Daha ne yapmam gerekiyor, onu söyleyin" diyor.
Hala pet shoplardan alıp sonradan sokaklara bırakmamıza, can çekiştirerek elbirliğiyle zehirlememize, tecavüz etmemize, üretip üretip üzerinden paralar kazanmamıza, hayvan bakımevlerinde yaşanan vahşetlere gözümüzü kapamamıza ve gazetelerde hala pembe haberlerini yapmanıza rağmen…
Onlar ise bizden hala belki de umutsuz bir şekilde 5199 sayılı yasanın değişmesi, hiçbir siyasi partinin bu yasanın son on yıldır yapılan mücadelemizi hızlandırılmaması için İSYAN ETMEMİZİ BEKLİYOR.. !
Mahkemelerin de hayvan hakları ihlallerinde yetkili olması, yunus parklarının hala ruhsat alabiliyor olmasına, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemi içine doğa ve hayvan sevgisinin alınmasını, fayton atlarının umarsızca koşturulmamasını kırbaçlanmamasını istiyorlar. Dostlarımız isyanları için Ankara’da olmamızı bekliyorlar, siyasi programlarında net somut adımlar bekliyorlar. Kafesler ardına, benzinlik istasyonları içine takılmak istemiyorlar. Üretim çiftliklerinde doğurtulmamaları için somut adım bekliyorlar. Onlar adına konuşalım, bakımevlerindeki, sokaklardaki, ormanlardaki dramlarına son verelim diye hala umutsuzca bekliyorlar. Ve en önemlisi onlarla ilgilenen bizlere küçümsenerek bakılmamasını istiyorlar.
Sevgili canlar,
Bir hukukçu olarak hepinizden özür diliyorum…
Özür diliyorum...
Özür diliyorum…
Hepinize yetişemediğimiz için değil, kurtaramadığımız için de değil, can çekişmelerinizi hala engelleyemediğimiz için de değil...
Zamansızlıktan, parasızlıktan, bilgisizlikten ise kesinlikle değil …
Sadece hala hiçbir makamı, hiçbir yetkiliyi, hiç kimseyi ikna edemediğimizden...
Özür diliyorum !
SON DAKİKA
