

Aslında 2014 yılı bilim dünyasında oldukça hareketliydi. Özellikle uzay çalışmalarında önemli bir yılı geride bıraktık. 67P/C–G kuyruklu yıldızıyla yapılan yakın temas, NASA’nın uzayın derinliklerine yeni uçuşlar için test ettiği Orion uzay mekiği, Hindistan’ın ilk defa Mars’a insansız uzay aracı ulaştırması geride bıraktığımız yıla damga vuran olaylardan sadece bir kısmıydı.Uzun yıllardır insanoğlunun uzaydaki bir sonraki adımının Mars’a ulaşmak olduğu konuşuluyor. Dünya’ya mesafesi, pek çok açıdan güneş sistemimizdeki Dünya’nın koşullarına en yakın gezegen olması Mars’ı insanlı uçuş için en mantıklı hedef yapıyor. Kimi devlet ve özel şirketler de Mars’a insanlı uçuş için çalışmalarına devam ediyor. Ancak NASA’nın HAVOC projesi gözümüzü bir anda başka bir yöne, Venüs’e çevirdi. Aslında kabaca baktığınızda Venüs’te bir yaşam hayal etmek pek mümkün değil. Venüs’ün yüzeyi tam bir cehennemi andırıyor. Yüksek atmosfer basıncı, 500 santigrat dereceye ulaşan sıcaklığı, asit yağmurlarıyla insanlık için Venüs’ün yüzeyinde barınmak mümkün değil.
BULUTLARDA YAŞAMAK
Ama yüzeyden bahseden kim? Bulutların üstünde yaşamaya ne dersiniz?
Virginia’da bulunan Langley Araştırma Merkezi’nden iki bilim adamı Dale Arney ve Chris Jones işte hayal gibi duran bu fikir üzerine çalışıyorlar. Hatta onlara göre Venüs’e insan göndermek Mars’a göndermekten daha öncelikli bir fikir haline gelebilir.Proje Venüs’ün yüzeyinden 50 km. yukarıda, bulutların üstünde bir koloni kurmayı hedefliyor. Venüs’ün üst kısmı insan yaşamı için Mars’a göre pek çok yönden daha avantajlı duruyor. Burada 75° derecelik bir ısı olacak ve Mars’ın yüzeyinin -63° derecelik ısısına göre daha mantıklı duruyor.Venüs’ün kalın atmosferi astronotları radyasyondan koruyabiliyor.Venüs’ün yerçekimi Dünya’ya çok yakın, bu da astronotların Venüs’ün yerçekimine alışmasının Mars’a göre çok daha kolay olduğunu gösteriyor.Bugünkü teknolojilerle Venüs’e gidiş dönüş yolculuğun 440 gün süreceği tahmin edilirken bu rakam Mars için en az 500 güne çıkıyor. Ayrıca Venüs’ün güneşe Mars’a göre daha yakın olması, güneş enerjisiyle çalışacak araçlar için çok büyük bir artı oluşturuyor.
Projenin 5 aşamada hayata geçmesi ön görülüyor, buna göre;
•Önce insansız bir uzay aracı Venüs’e giderek koşulların uygunluğunu kontrol edecek.
•Ardından Venüs’e gidecek insanlı bir araç yörüngede 1 ay geçirecek.
•Her şey yolunda gidiyorsa ekip atmosfere girip şişirilecek helyum balonlarla bulutların üzerine yerleşecek. Balonların tepesi güneş panelleriyle kaplı olacak ve güneş enerjisi kullanacaklar.
•İlk giden ekip başarılı olursa daha uzun süreli ekipler Venüs’ün atmosferine yollanacak.•Son olarak bulutların üstünde düzenli bir koloni kurulması gerçekleşecek.
Aslında tüm bunlar bir bilim kurgu filminden sahneler gibi duruyor. HAVOC projesi bana Yıldız Savaşları serisinin beşinci bölümünde (Empire Strike Backs) yer alan Lando Calrissian’ın yaşadığı bulut şehrini hatırlattı. George Lucas’ın hayal gücüne bir kez daha şapka çıkarttım. Ama kuşkusuz bilimde de ilerleme hayal kurmakla başlıyor.
Aslında 2014 yılı bilim dünyasında oldukça hareketliydi. Özellikle uzay çalışmalarında önemli bir yılı geride bıraktık. 67P/C–G kuyruklu yıldızıyla yapılan yakın temas, NASA’nın uzayın derinliklerine yeni uçuşlar için test ettiği Orion uzay mekiği, Hindistan’ın ilk defa Mars’a insansız uzay aracı ulaştırması geride bıraktığımız yıla damga vuran olaylardan sadece bir kısmıydı.Uzun yıllardır insanoğlunun uzaydaki bir sonraki adımının Mars’a ulaşmak olduğu konuşuluyor. Dünya’ya mesafesi, pek çok açıdan güneş sistemimizdeki Dünya’nın koşullarına en yakın gezegen olması Mars’ı insanlı uçuş için en mantıklı hedef yapıyor. Kimi devlet ve özel şirketler de Mars’a insanlı uçuş için çalışmalarına devam ediyor. Ancak NASA’nın HAVOC projesi gözümüzü bir anda başka bir yöne, Venüs’e çevirdi. Aslında kabaca baktığınızda Venüs’te bir yaşam hayal etmek pek mümkün değil. Venüs’ün yüzeyi tam bir cehennemi andırıyor. Yüksek atmosfer basıncı, 500 santigrat dereceye ulaşan sıcaklığı, asit yağmurlarıyla insanlık için Venüs’ün yüzeyinde barınmak mümkün değil.
BULUTLARDA YAŞAMAK
Ama yüzeyden bahseden kim? Bulutların üstünde yaşamaya ne dersiniz?
Virginia’da bulunan Langley Araştırma Merkezi’nden iki bilim adamı Dale Arney ve Chris Jones işte hayal gibi duran bu fikir üzerine çalışıyorlar. Hatta onlara göre Venüs’e insan göndermek Mars’a göndermekten daha öncelikli bir fikir haline gelebilir.Proje Venüs’ün yüzeyinden 50 km. yukarıda, bulutların üstünde bir koloni kurmayı hedefliyor. Venüs’ün üst kısmı insan yaşamı için Mars’a göre pek çok yönden daha avantajlı duruyor. Burada 75° derecelik bir ısı olacak ve Mars’ın yüzeyinin -63° derecelik ısısına göre daha mantıklı duruyor.Venüs’ün kalın atmosferi astronotları radyasyondan koruyabiliyor.Venüs’ün yerçekimi Dünya’ya çok yakın, bu da astronotların Venüs’ün yerçekimine alışmasının Mars’a göre çok daha kolay olduğunu gösteriyor.Bugünkü teknolojilerle Venüs’e gidiş dönüş yolculuğun 440 gün süreceği tahmin edilirken bu rakam Mars için en az 500 güne çıkıyor. Ayrıca Venüs’ün güneşe Mars’a göre daha yakın olması, güneş enerjisiyle çalışacak araçlar için çok büyük bir artı oluşturuyor.
Projenin 5 aşamada hayata geçmesi ön görülüyor, buna göre;
•Önce insansız bir uzay aracı Venüs’e giderek koşulların uygunluğunu kontrol edecek.
•Ardından Venüs’e gidecek insanlı bir araç yörüngede 1 ay geçirecek.
•Her şey yolunda gidiyorsa ekip atmosfere girip şişirilecek helyum balonlarla bulutların üzerine yerleşecek. Balonların tepesi güneş panelleriyle kaplı olacak ve güneş enerjisi kullanacaklar.
•İlk giden ekip başarılı olursa daha uzun süreli ekipler Venüs’ün atmosferine yollanacak.•Son olarak bulutların üstünde düzenli bir koloni kurulması gerçekleşecek.
Aslında tüm bunlar bir bilim kurgu filminden sahneler gibi duruyor. HAVOC projesi bana Yıldız Savaşları serisinin beşinci bölümünde (Empire Strike Backs) yer alan Lando Calrissian’ın yaşadığı bulut şehrini hatırlattı. George Lucas’ın hayal gücüne bir kez daha şapka çıkarttım. Ama kuşkusuz bilimde de ilerleme hayal kurmakla başlıyor.