hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Güncel ekonomi okumaları - 2

    22.03.2024 Cuma | 09:21Son Güncelleme:

    İçinde bulunduğumuz 18 Mart haftasını; Merkez Bankaları Haftası olarak ilan etmeliyiz! Aralarında TCMB’ nin bulunduğu 12 farklı ülkenin merkez bankaları bu hafta faiz kararlarını açıklıyor. Rezerv para hükmündeki Amerikan Dolarına vaziyet eden FED, her halde, en ön planda yer almaya; “eşitler arasında birinci olmaya” en yakın aday durumundadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mart toplantısında, beklentiler doğrultusunda “pas geçen” FED, son 22 yılın en yüksek gösterge dolar faizini 5.25-5.5 düzeyinde muhafaza ederek, Güçlü Dolar sendromuna destek vermeye; faiz indirimi beklenti ile takvimini yılın son dönemlerine ötelemeye devam etti. 2022 Mart döneminden itibaren sürdürülen faiz temelli sıkılaştırıcı politikalara karşın, ekonomik büyüme ve istihdam kulvarlarında bozulma bir tarafa, yükselen bir grafik çizen ABD ekonomisi, FED’ in elini güçlendirmektedir.

    Karar anı yaklaştıkça, piyasa beklenti ve uzman öngörüleri daha tartışmalı hale gelen bir süreç; TCMB’ nin “ özlü ( beş puanlık faiz artışı) ve sözlü ( kuvvetli karar metni ) “ ile sonuçlandı. Parasal politikaların, faiz opsiyonu dahil olmak üzere sürdürülmesi işinde ve sekiz aylık artırımdan sonra geçen toplantıda kesintiye uğraması, farklı değerlendirmeleri gündeme getirmişti. Seçime sayılı gün kala, “kuvvetli bir oran ile artış seyrine dönüş” ve koridor-bant uygulamasının iki kat arttırılarak 300 baz puana çıkarılma hamleleri, kuvvetli bir şahin duruşun kontürlerini oluşturmaktadır. Artık bundan sonra, Ek Tedbirler kaldıracını daha etkin kullanma ve Rezervler konusuna yeniden eğilme zamanı gelmiştir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Araç Bağımsızlığı bakımından ehliyet ve dirayetine dair güçlü bir sinyal etkisi ortaya koyan Merkez Bankası, Parasal Politikalar cephesini boş bırakmadığını göstermektedir. Şimdi, bu duruşun; vakit kaybedilmeden, tamamlayıcı ve bütünleştirici Mali Politikalar ve Yapısal Reformlar ile hemhal edilmesi doğru olacaktır.

    Merkez bankaları konusunu kapamadan önce, Japonya Merkez Bankası cephesinden haberlere bakmalıyız; BoJ, tam on yedi yıl sonra gerçekleştirdiği ilk faiz artırımı ile “ negatif faiz ” politikasını yıllar sonra sonlandırmış oldu. An itibarıyla, Japonya’ nın gösterge faizi %0-0.1 manşetine taşınmıştır.

    Hafta başında 109.yıldönümünü kutladığımız şanlı Çanakkale Zaferimiz ile aynı günde 18 Mart Küresel Dönüşüm Günü’nün 9.yılını idrak ettik. Geri Dönüşüm unsurunu, çağdaş ve geçerli bir yaklaşımı temsil eden Döngüsel Ekonomi sisteminin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirmek gerekir. Nitekim, hava; su; petrol; doğalgaz; kömür; mineraller altılısına ilaveten, geri dönüşüm; “ 7.Kaynak “ başlığı altında değerlendirilmektedir. Günümüzde, 7.Kaynak; dünya hammadde gereksiniminin %40’ ını karşılayacak duruma gelmiştir. Ülkemizin, bu kulvarda uzun erimli ve gerçekçi planlama ve duruşlara önderlik etmesi isabetli olacaktır.

    Mevzuat gereği ve dönemsel olarak, değişik Bakanlık ile kamu kurumlarının yayınladıkları 2023 yılına ait kapsamlı ve formatlı Faaliyet Raporları, aydınlatıcı eko-politik bilgi ve tespitlere kaynaklık etmektedir. İşte bu çerçevede, mesela, ülkemiz su kaynaklarının sadece altı yıl içinde beşte bir oranında azalacağı; sosyal yardım alan hane sayısının beş milyona ve vatandaş sayısının ise yirmi milyona ulaştığı; emekli başına çalışan sayısının 1.6 kişiye düştüğüne benzer ekonomik tespitler karşımıza çıkmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “İnsan’ ın Refah ve Esenliği” öncelikli amaç; “Ekonomi” ise bu istikamette kullanılacak bir araç olarak düşünüldüğünde, İnsan Zenginliğimiz (Nüfusumuz) cephesinde yaşanan bir büyük dönüşüme kayıtsız kalınamaz:

    Ülke nüfusumuz yaşlanmaya devam ediyor ve 65 yaş üstü insan sayımız on milyona yaklaşıyor. Yaşlı nüfus oranımız 2023 yılı itibarıyla %10.2’ ye yükselerek, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez çift haneli oranlara ulaşmış oluyor. Yaşlı nüfusumuzun, 2030 yılında %13; 2040’ da %16; 2060 senesinde %22 ve 2080 eriminde %25 oranlarını aşacağı hesaplanıyor. Şimdi yapılması gereken; İnsan Merkezli Yaklaşım anlayış ve kavrayışı temelinde, tüm eko-politik ve sosyo-ekonomik yapılanmalarımızın, tazelenmiş; köklü ve gerçekçi yeni okumalara konu edilmesidir.