hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Şafak Altun Şafak Altun

    "N'olacak bu memleketin hali" açmazı

    06.11.2014 Perşembe | 11:54Son Güncelleme:

    Çözüm süreci, IŞİD terörü ve Kobani’ye peşmergenin Türkiye üzerinden geçişinin tartışıldığı şu günlerde, milli içkimiz rakının mezelerinden “N’olacak Bu Memleketin Hali?” sorusunu sıklıkla duymaya başladık. Türkiye’nin siyasi tarihinin önemli dönemeçlerini oluşturan bütün evrelerinde bu soru çok soruldu. Peki siz hiç merak ettiniz mi? Biz bu sözü ne zamandan beri soruyoruz?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yaptığım araştırmalar sonucu anladım ki, memleket meselelerinin tartışıldığı dost-arkadaş meclislerinde ya da bir rakı sofrası mezesi olarak içki masalarında, sıklıkla duyduğumuz bu sözü ilk kullananı saptamak zordur. Ama daha pratik bir çözümle ve Tarihçi Orhan Koloğlu’nun da yol göstericiliğiyle sizin için “N’olacak Bu Memleketin Hali”nin ilk karikatürlerine ulaştım.

    Osmanlı İmparatorluğu, 19.yüzyıla gelindiğinde ulusçu akımların etkisiyle çoktan parçalanma sürecine girmişti. 1908 Devrimi sonrası ise ülkede anayasal kurumlar birer birer tesis edilmeye başlanmıştı. Bu çok doğal bir süreçti çünkü ülke 33 yıldır Abdülhamit’in istibdat rejimi altında yaşıyordu. Yıllardır gizlilik içinde faaliyetlerini sürdüren dernek ve partiler yasal kimlik kazanırken toplantı, yürüyüş ve grev hakları ve basın özgürlüğe kavuşmuştu. Aydınlar arasında ülkenin batmaması için, memleketin nasıl kurtulacağına ilişkin formüller bir bir sıralanıyordu.

    Bu özgürlük ortamı içerisinde ülkenin bakmaktan nasıl kurtulacağına yönelik bu tarihsel tartışmaya yanıt, “Batılılaşma, Türkçülük, İslamcılık ve Osmanlılık” akımları çerçevesinde aranmaya başlanmıştı. Örneğin, Sosyolog Prens Sabahattin, Osmanlı’nın kurtuluşunu kamucu toplumdan bireyci topluma geçişle mümkün olacağına inanıyordu. Ona göre bireyciliğe dayalı İngiliz toplum düzeninin yaratılmasıyla kurtuluş gerçekleştirilebilirdi. Abdullah Cevdet ise, neslimizi “ıstıfaya tabi tutmak” yani kuvvetlendirmek için Avrupa ve Amerika’dan “damızlık erkek getirilmesini” isteyecek kadar bu tip Batıcılıktan söz ediyordu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Nolacak bu memleketin hali açmazı

    106 yıl önce ilk karikatür

    İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin öncülüğünde gerçekleşen devrimden sonra hemen hemen her alanda patlama yaşandı. Bu durumdan karikatüristler de etkilendi ve konuyla ilgili ilk karikatür, 1908’in Ekim ayında imzasız olarak Servet-i Fünun dergisinde çıktı. “Halimiz Ne Olacak?,” başlığıyla verilen karikatürde iki kişi konuşuyordu:

    “-Halimiz ne olacak dersin?

    -Hariçten kuru gürültü, dahilden boş laf! Arasını bulamıyorum ki?”

    Birinci Dünya Savaşı’nın bitimi ve İttihat ve Terakki liderlerinin ülke dışına kaçmasıyla birlikte artık bu soru sorulmaz oldu. Çünkü aydınlar kendi aralarındaki polemikler de “şahsiyat yapma”ya (birbiriyle uğraşma) dalmışlardı. 1918’de savaş sona erdiğinde Osmanlı parçalanmış ve aydınlar “aydın bunalımı” yaşıyordu. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla toplumun moral değerleri de yükselişe geçti. Cumhuriyet döneminde uzunca bir süre “N’olacak Bu Memleketin Hali” karikatürlerine ara verilmiş oldu. Demokrat Parti’nin topluma getirdiği dinamizm nedeniyle uzunca bir süre bu karikatürlere rastlanılmadı.

    Fakat 1990’lara gelindiğinde ülkenin siyasi atmosferinde yaşanan siyasi gerilimler, ister istemez ülkenin gidişatı üzerine zihinleri bulandırdı. 1989’da Muz dergisinde uzun bir aradan sonra ilk kez, topluma bu soru soruldu. Turgut Özal, Antalya Side’de korumalarıyla denize girdiği fotoğrafın üstüne bant olarak, “N’olacak Bu Memleketin Hali” yazısı vardır. Fotoğrafta Özal plaj kıyafetleriyle, korumalarıysa sivil giysiler içindeydi. 1996’dan 2004’e kadar bu yönde çıkan 9 karikatürün ilkini, 1996’da Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı olan Bizim Gazete’de Raşit Yakalı çizdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye tarihini, resmi tarih anlayışının dışında ülkenin gidişatının toplumsal yansımasını “N’olacak Bu Memleketin Hali” karikatürleriyle takip edebiliyoruz. Böylelikle toplumsal hafızamızı bir kez daha yinelerken, nereden gelip nereye gittiğimizi görebiliyoruz.

    Son yıllarda gerek yurtiçi ve gerekse yurt dışındaki siyasi hareketlilik nedeniyle “N’olacak Bu Memleketin Hali” karikatürlerine dönemsel olarak bir kez daha rastlar olduk. Evet, bundan bir asır önce “N’olacak bu memleketin hali?” derdik. Farkındaysanız, yaşadığımız olaylar nedeniyle geldiğimiz aşama "Ne oldu benim güzel memleketime?”…