hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Altın arayan şirketler çevreye zarar vermedi"

    Altın arayan şirketler çevreye zarar vermedi
    expand

    11 firmanın, 37 ayrı noktada altın madeni bulmak için sondaj çalışması yaptığı Kaz Dağları'ndaki faaliyetlere Çevre ve Orman Bakanlığı heyeti de "olur" verdi.

    Bölge halkı ve sivil toplum örgütlerinin "doğa katlediliyor" tepkileri üzerine bölgeye giden bakanlık heyeti, "altın madeni arama izni ile faaliyet gösteren şirketlerin çevreye zarar vermediği"ni açıkladı.
     
    Bugüne kadar Kaz Dağları'nda altın aramak için 892 bin 575 metrekarelik bölgeyi kapsayan 150 ayrı izin verildi.
     
    Heyetin incelemelerine göre, firmalara, arama faaliyetlerinde yürütecekleri sondaj çalışmaları için 400'er metrekarelik alan verilmiş olmasına rağmen, fiilen daha küçük alanlar kullanıldı.
     
    Heyet, yapılan ilk incelemeler sonucu Kaz Dağları'ndaki su kaynaklarında arama faaliyetleri sonucu oluşan bir kirliliğe de rastlanmadığını bildirdi.
     
    Heyetten gelen bilgilere göre firmalar fazladan ağaç kesimi de yapmadı.
     
    Çevre ve Orman Bakanlığı, Kaz Dağları'nın tamamının milli park olması önerisine sıcak bakmıyor. Bakanlık yetkililerine göre milli park olması gereken alan zaten ilan edilmiş durumda.
     
    "Kurala uymayanın ruhsatı iptal edilir"
     
    Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı da çalışmaları hararetle savunuyor.
     
    Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler son yaptığı açıklamada bütün maden ocaklarının incelenmesini isteyerek  “Kurallara uymayan varsa ruhsatı iptal edilir” dedi.
     
    Tepki büyük
     
    Kaz Dağları'nda 11 firmanın, 37 ayrı noktada altın madeni bulmak için yürüttüğü sondaj çalışmalarına, yöre halkı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının tepkileri sürüyor.
     
    Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesindeki Bahçedere köyünde, altın madeni için sondaj çalışmaları 10 Ağustos'ta başladı.
     
    Bir süre sonra, başta yöre halkı olmak üzere, çevreciler ve doğaseverler, maden arama çalışmalarıyla çevrenin katledildiğini belirterek, tepki göstermeye başladı.
     

     
    Seslerini duyurmak amacıyla, "Kaz Dağları'nı Koruma Girişimi" grubunu kuran çevreciler, maden arama ruhsatı alan firmalara, "işletme ruhsatı verilmemesi" için başlattıkları imza kampanyasını sürdürüyor.
     
    Ayrıca, çevrecilerin üzerlerine "maden yasasına hayır", "çekin ellerinizi Kaz Dağları'ndan", "Kaz Dağları'nın altını zeytindir, altını oyma" yazdıkları, il, ilçe ve beldelere astıkları afişler dikkat çekiyor.
     
    Fatma Kayası mevkiinde, bir süre önce yürütülen sondaj çalışmaları sırasında yaklaşık 600 çam ve köknar ağacının kesildiğini kaydeden çevreciler, Bahçedere köyünde, sondaj çalışmaları başladığından beri suların bulanık aktığını söylüyor.
     
    Maden arama ruhsatı alan şirketlerin, işletme ruhsatı alması halinde Edremit Körfezi'nde zeytinciliğin ve turizmin büyük zarar göreceğini savunan çevreciler, bu nedenle Kaz Dağları'nı hukuki yollardan koruma çabalarını sürdürüyor.
     
    Başlattıkları imza kampanyasında, bin 800 kişiye ulaşan çevreciler, bu imzaları TBMM'ye sunmaya hazırlanıyor.
     
    Kaz Dağları doğa harikası

    Son günlerde altın madeni arama ve sondaj çalışmalarıyla gündeme gelen Kaz Dağları, zengin bitki örtüsü, bol oksijenli havası, ormanları, akarsuları, antik ve tarihi özellikleriyle Türkiye'nin en önemli doğal alanları arasında yer alıyor.
     
    Çanakkale ile Balıkesir il sınırları arasında bulunan Kaz Dağları, muhteşem bitki örtüsüyle, doğaseverlerin en çok ilgi gösterdiği eko-turizm merkezlerinin başında geliyor.
     

     
    Çanakkale il merkezine, 90 kilometre uzaklıkta olan Kaz Dağları, zengin bitki örtüsü, bol oksijenli havası, ormanları, akarsuları, antik ve tarihi özellikleriyle Türkiye'nin en önemli doğal alanları arasında bulunuyor.
     
    Kaz Dağları'nın Edremit Körfezi'ne bakan ve 1993'te Milli Park ilan edilen 21 bin 300 hektarlık bölümü içinde, dokuz adet güçlü dere yatağı bulunuyor.
     
    Dünyanın en önemli ikinci oksijen kaynağı

    Kaz Dağları, tarih öncesi yıllarda da çeşitli medeniyetleri topraklarında barındırdı.
     
    Çeşitli dönemlerde kurulan ve Troia Savaşları'nda yıkılan Thebe, Lyrnessos, Khrysa, Killa, Anderia, Antandros, Adramytteion, Astrya, Gargara kentlerine evsahipliği yapan Kaz Dağları'nda bilinen en eski tarih MÖ 2000'de başlıyor.
     
    Kaz Dağları, oksijen yoğunluğu açısından İsviçre'deki Alp Dağları'ndan sonra, dünyada ikinci sırada yer alıyor. Mitolojideki ismi "İda" olan Kaz Dağları'nın jeolojik konumu nedeniyle oluşmuş ilginç bitki örtüsü, iklim ve toprak yapısı bu bölgede devamlı olarak yüksek oranda oksijen üretilmesini sağlıyor.
     
    Çok düşük bir nem oranına sahip olan Kaz Dağları'nın astım hastalığına da iyi geldiğine inanılıyor.
     
    258 bin hektarlık ormanda, 900 bitki türü

    Tamamı 258 bin hektar olan Kaz Dağları'nda, 101 familyaya ait 900 bitki türü bulunuyor. Bu bitki türlerinin 37 tanesi, sadece bu bölgeye ait doğal bitki türlerini oluşturuyor.
     
    Kaz Dağları'nda 600-700 metre yükseklikte kızılçam, üst rakımlarda göknar, karaçam, kayın, kestane, kızılağaç, meşe, çınar, alt rakımlarda ise laden, karaçalı, böğürtlen, erika, sarmaşık bitkilerinin yanı sıra kekik, adaçayı, sumak gibi bitkiler yer alıyor.
     
    Eşsiz bir bitki örtüsüne sahip olan Kaz Dağları çok sayıda hayvan türüne de sığınak oluyor.
     
    Kaz Dağları'nda, yaban kedisi, su samuru, ayı, karaca, sincap, kirpi, tavşan, sansar, porsuk, tilki, yaban domuzu, kartal, doğan, atmaca, şahin, keklik, çulluk ve akarsularda alabalık ve sazan türleri gibi balık türleri bulunuyor. Kaz Dağları'nda 24 belediye ile yaklaşık 125 bin insanın yaşadığı 337 orman köyü yer alıyor.
     
    Dünya tarihinin ilk güzellik yarışması

    Efsaneye göre, dünya tarihindeki ilk güzellik yarışması Kaz Dağları'nda yapıldı. Troia Kralı Priamos'un oğlu Paris, bu güzellik yarışmasında hakem olarak görev aldı.
     
    Tanrıça Afrodit, Hera, Athena en güzel seçilebilmek birbiriyle yarıştı. Güzeller, Paris'e teklif ettikleri hediyelerle, tarihteki ilk rüşvet olayını da gerçekleştirmiş oldu.
     
    Paris'e, dünyanın en güzel kadını Helen'in aşkını teklif eden Afrodit, yarışmayı kazandı ancak, Paris ve Troia kenti, bu duruma sinirlenen Athena ve Hera'nın lanetini üzerine aldı. Efsaneye göre, Olimpus'taki tanrılar, Troia Savaşı'nı Kazdağı'dan izledi, mitolojiye göre, Zeus Kazdağı'nda doğdu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow