hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Isparta'daki uçak kazasında 9 sanık yargılanıyor

    Ispartadaki uçak kazasında 9 sanık yargılanıyor
    expand

    Isparta'da 30 Kasım 2007'de meydana gelen ve 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasına ilişkin, 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçlamasıyla haklarında dava açılan Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı'nın 9 yetkilisinin yargılanmasına başlandı.

    Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında, sanıklardan sadece Faruk Çağımnı hazır bulunurken, Aydın Kızıltan, İsmail Taşdelen, Fikri Zafer Dinçer, Şahin Tufan, Yavuz Yaşar, Sinan Sevinç, Necati Küçük ve Fevzi Yavuş ise katılmadı.

    Duruşmada uçak kazasında ölen kişilerin yakınları ile avukatları da hazır bulundu. Duruşmanın başında Isparta Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Suat Yürekli, 22 sayfalık iddianameyi okudu.

    "6 noktada eksiklik"

    İddianamede, uçuş ekibinin yayınlanmış alçalma planlarındaki usulleri doğru uygulamamaları, hava aracının bulunduğu coğrafi konumu ve arazi yapısını doğru değerlendirememeleri, uçuş ekibinin karşılıklı çapraz kontrolü sağlamakta ve alet işarlarını değerlendirmede yetersiz kalmaları nedeniyle uçağın yayınlanmış usullere uygun uçmasını sağlayamadıkları öne sürüldü.

    İddianamede ayrıca, bilirkişi raporları kapsamında, uygun standartlarda gerçekleştirilmeyen uçuş öncesi EGPWS self test ve bu hususta arıza giderme işlemlerindeki eksiklik, buna bağlı EGPWS cihazının işlevini yerine getirmemesi, eğitim eksikliği ve uçağın dağlık araziye çarpmasını önlemek için ekibin karar verme ve tepki göstermede gecikmesi sonucunda meydana gelmiş tipik bir CFİT (Kontrollü uçuşta yere çarpma) kazası olduğu görüşü vurgulandı.

    EGPWS cihazının arızalı olması, pilotların eğitimlerinin eksik olması, risk puanı yüksek Süleyman Demirel Havalimanı'na gece operasyon yapılması, pilotların ilk defa bu havaalanına uçurulmaları gibi eksikliklerin, kazanın oluşumunda etken olduğu belirtilen iddianamede, bu eksiklikler ve ihmaller ile kaza arasında nedensellik bağı bulunduğu öne sürüldü.

    Ticaret Hava Taşıma İşletmeleri Bakım Sistemi Yönetmeliği'ne göre de, Dünyaya Bakış Hava Yolları Taşımacılığı şirketinde altı noktada eksiklik tespit edildiği kaydedildi.

    "Günah keçisi ilan edildim"

    İddianamenin okunmasının ardından duruşmaya katılan sanık Faruk Çağımnı'nın savunması alındı. 57 kişinin 'ölümüne sebebiyet verme' suçundan yargılandığı için büyük üzüntü ve kızgınlık duyduğunu belirten Çağımnı, olayla ilgisinin olmadığını öne sürdü.

    World Focus Şirketi'nde Eğitim Müdürü olarak gösterilmesinden dolayı davada sanık sıfatında bulunduğunu savunan Çağımnı, kendisinin Eğitim Müdürü olmadığını, belgesinin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından da henüz onaylanmadığını söyledi.

    Kaza öncesi İran'da kaptan pilot olarak görev yaptığını ve kaza sırasında da Sofya'da yeni başlayan iki pilota aynı uçak ile ilgili eğitim verdiğini kaydeden Çağımnı, kazada vefat eden pilotların eğitimlerinden sorumlu olmadığını savundu. Çağımnı, "Günah keçisi ilan edildim" dedi.

    Çağımnı, istifa ettiği World Focus Havacılık Şirketi'nde halen İşletme Müdürü, Kaza Emniyet Müdürü gibi birimlerde sorumluların olmadığını, bunun da bir eksiklik olduğunu ifade etti.

    Mahkeme Başkanı Suat Yürekli'nin sorusu üzerine de Çağımnı, Eğitim Müdürü belgesinin SHGM tarafından henüz onaylanmadığını yineledi. Çağımnı, ayrıca Süleyman Demirel Havalimanı'nda, ILS (Aletle Yaklaşma Sistemi) cihazının olması halinde olay tarihinde pilotların 2 dakika içerisinde kontrolü sağlayabileceklerini ileri sürdü.

    Çağımnı, ses kayıt cihazı ile kara kutuların bozuk oluşu ve ILS cihazından birinin olmaması halinde hiç bir pilotun uçuşa gitmemesi gerektiğini de vurguladı.

    Sanık, ifadesinin tamamlanmasının ardından mahkeme duruşmaya ara verdi.

    "Belgesi yoksa nasıl eğitim veriyor?"

    Uçak kazasında hayatını kaybeden Özgen Berkol Doğan'ın yakını ve ailesinin Avukatı Şehnaz Doğan Yüzer, verilen arada gazetecilere yaptığı açıklamada, sanık Faruk Çağımnı'nın eğitim belgesi yokken nasıl eğitim verdiğini merak ettiklerini belirtti.

    Yüzer, "Bu aynı kişi burada eğitim vermiyor, Sofya'da, İran'da aynı uçaklarla pilotluk yapıyor. Bu nasıl iş anlamıyoruz. Bizim duyumlarımıza göre düşen uçak İran'a gitmiş, İran buna izin vermemiş. Peki bizim Ulaştırma Bakanımız buna neden izin veriyor? Yetki belgesi yoksa firma buna nasıl müdürlük veriyor anlamış değiliz. 57 can gitti ve burada kimse yok. Bir tek pilot günah keçisi seçilmiş o da o firmadan ayrılmış. Bütün suçlar ona yüklenmiş. Zavallı 45 dakikadır burada savunma yapmaya çalışıyor. Sanığın onaylanan belgesi olmamasına rağmen iddianamede Eğitim Müdürü olarak yer aldığını ifade eden Şehnaz Doğan Yüzer, "Bu durum, hazırlanması 16 ay süren iddianamenin soruşturmasının ne kadar yüzeysel ve ne kadar yanlış yapıldığını gösteriyor. Çünkü bu iddianamede SHGM, Atlasjet yetkilileri yok. Bu, Türk insanına layık görülen muameledir. Bu içler acısı bir durumdur" dedi.

    Taşıdıkları acıyı kimsenin kendileriyle paylaşmadığını belirten Yüzer, "Başbakanımız 'hayvanların otladığı yere havalimanı açtım' diyor ve bunu başarı olarak sergiliyor. Keşke orada hayvan otlasaydı, bu ülke için daha iyi olurdu. Bunlar marifet değil. Isparta Havalimanının ILS cihazı yok. Bunları denetleyecek olan SHGM'dir" diye konuştu.

    Sanık Kaptan Pilot Çağımnı'nın Avukatı Murat Bilgin de, yaptığı açıklamada, müvekkilinin SHGM tarafından eğitim müdürü olarak eğitim vermesi için gereken belgeye sahip olmadığını ve bu nedenle uçak kazasında hayatını kaybeden pilotların eğitimlerinden sorumlu olamayacağını savundu.

    Bilgin, "Pilotların hayatı eğitimle geçer, eğitim sırasında uçmayı öğretmiyorsunuz, uçağı öğretiyorsunuz. Benim müvekkilim mesleğe yeni başlayan bir pilot. Eğitim belgesi işe yeni başlayanlar için var. Bir eğitimci ve eğitimi yanlış verdi diye bir şey söz konusu olamaz. Ayrıca benim müvekkilimin rahmetlilere eğitim verecek yetkisi yoktu. Yeni işe girenlere eğitim vermektedir" dedi.

    İki üniversitenin müdahilik talebi kabul edildi

    Duruşmada ayrıca, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne (SHGM) yazı yazılarak, World Focus şirketine ait işletim ruhsatının ve işletme el kitabının tasdikli bir örneğinin gönderilmesi istendi.

    Kararda, üniversiteleri adına, davaya "müdahil" olarak katılma talebinde bulunan Boğaziçi Üniversitesi ve Doğuş Üniversitesi rektörlüklerinin, suçtan zarar görme ihtimalleri bulunduğu da belirtildi.

    Adı geçen öğretim görevlilerinin rektörlük adına görevlendirmeyle söz konusu yolculuğa çıktıkları ve üniversitenin kurum olarak bu akademisyenlerin kaybıyla maddi ve manevi zararının söz konusu olduğu sonucuna varıldığından iki rektörlüğün, müdahale talepleri kabul edildi. Bir sonraki duruşma 9 Eylül 2009'da yapılacak.

    İTÜ'nün hazırladığı rapor istendi

    Uçak kazasında hayatını kaybeden 38 kişinin yakınlarının vekaletini alan avukat Hasan Kaşıkara da, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bilirkişi raporunun sanıklar üzerinde etki edebileceğini savundu.

    Kazada kızı Özgen Berkol Doğan'ı kaybeden Necati Doğan, tüm kazazede yakınları olarak "Kamuoyuna Duyuru" şeklinde bir metin hazırladıklarını belirtti.

    Doğan'ın dağıttığı duyuruda şu ifadelere yer verildi: "Bugün 28 Temmuz 2009. 30 Kasım 2007'de Isparta'da meydana gelen uçak kazasının ardından tam 606 gün geçti. Kaza hakkında açılan kamu davasının birinci duruşması daha bugün yapılabildi. Sevdiklerimizin katilleri serbestçe dolaşmaya devam ediyorlar. Isparta Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir araştırma içinde olduğu inancımız tamdır. Bizler bu davanın takipçisi olacağız."

    Yakınlarını kaybedenlerin isteği

    Uçak kazasında yakınlarını kaybedenler, gerçek sorumluların hakim önüne çıkarılarak, hak ettikleri cezalara çarptırılmalarını istediler.

    Davaya, kazazedelerin yakınları da katıldı. Kazada kızını kaybeden Necati Doğan, davaya 9 sanıktan sadece birinin katılmasının üzüntü verici olduğunu söyledi.

    Kızını genç yaşta kaybettiğini ve bu kazaya neden olanların mutlaka cezalandırılmaları gerektiğini savunan Doğan, "Kazanın üzerinden neredeyse iki yıl geçti, kamu davası ise yeni açılabildi. Davada da 9 sanıktan sadece biri var. Yargıya güvenimiz sonsuz. Bu nedenle gerçek sorumluların bir an önce hakim önüne çıkmalarını ve hak ettikleri cezayı almalarını istiyoruz" dedi.

    Kazada oğlunu kaybeden Şerafettin Tokgöz de duruşmanın başlamasına sevindiklerini, ancak sanıkların da duruşmada yer almaları gerektiğini bildirdi.

    Tokgöz, "Bizi üzen konu, gerçek sorumluların hiçbir şey olmamış gibi dışarıda dolaşmaları" diye konuştu.

    Tokgöz, davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını bildirdi. Kazada ağabeyi ve yengesini kaybeden Şahin Kartal da duruşmanın ilerleyen süreçte farklı bir seyir alacağına inandığını belirtti.

    Tüm sanıkların duruşmaya katılmaları gerektiğini ifade eden Kartal, "Bu duruşmaya katılan tüm bu yolcu yakınları, bugün 9 sanığı da görmek istiyordu, ama yoklar" dedi. Uçak kazasında annesi ve babasını kaybeden Avukat Süreyya Yiğitbaşı da sanık Çağımnı'nın kendilerini tatmin etmediğini belirtti.

    İstanbul-Isparta seferini gerçekleştiren uçağın 30 Kasım 2007'de Keçiborlu'nun Türbetepe mevkisinde düşmesi sonucu, 57 kişi hayatını kaybetmişti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow