hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ruhu diskotek şehrin techno-house DJ'i

    Ruhu diskotek şehrin techno-house DJi
    expand

    Türkiye’nin ilk ve tek dans müzik istasyonu Radyo 2019'un efsanevi programı Dance Department'ta elektronik müzik severlere house, deep, jazzy, soulful ve tech house ile Detroit Techno'nun en iyi örneklerini sunarak kendisine has bir tarz oluşturan başarılı DJ Göknil Gökmen ile elektronik müzik üzerine konuştuk.

    Elektronik müzik yapmaya başladığınız dönemle şimdi arasındaki fark nasıl?

    Dj’liğe başladığım 90’lı yıllarda Türkiye çapında elektronik müzikle uğraşan dj sayısı 2 elin parmaklarını geçmezdi. Bunun sebebi dj’lerin müziğe günümüzdeki gibi kolay ulaşamamasıydı, elektronik müziğin çok yeraltı oluşu ve sadece plak olarak yayınlandığı için maliyetinin pahalı olması, bütün bu sebepler o dönemde icra edilen elektronik müziği çok daha seçkin ve değerli kılıyordu. Müziğin özel bir eğlence kültürü haline gelmesine sebep olan plaklar, sadece yurt dışından geldiği için, dj’lerin arasında sıkı bir rekabet ve onları takip eden dinleyiciler için de seçiciliğe sebep oluyordu. Her dj’in kendi müziğini ve tarzını oluşturmaya başladığı o yıllarda, İstanbul’da plak satan sadece birkaç dükkânın olması ve gelen plakların aynı oluşu ve çok adetle gelmesi, her dj’in benzer repertuar ile müzik çalmasına sebep oldu. İşte o dönemde yurt dışından (Hollanda ve Amerika) özel plak getirebilen dj’lerin hiçbir yerde dinlenemeyecek farklı müzik çalmaları o isimlerin büyümelerine sebep oldu. Bu zahmetli plak dönemleri günümüzde yerini CD ve mp3’e bırakınca artık çok daha geniş bir repertuar önümüze çıksa bile, o yıllardaki rekabet ve kalite biraz azalmıştır. Benim için en önemli fark ise eskiden maliyetli ve değerli olan diskjockey’lik şimdilerde ise 1 saatte sahip olunabilen bir arşivle herkesin yapabileceği ve inceliklerini kaybeden bir dj’liğe dönüştü. Bununla ilgili Detroit’li dj - yapımcı Larry Heard ise şunu söylemiştir; “Eskiden biz bir çanta dolusu plakla sadece 100 – 150 şarkı çalabiliyorken müzik yapabiliyorduk, şimdi ise koltuk altında taşınan hard disklerin ve CD’lerin içinde milyonlarca mp3 bulunmasına rağmen dj’ler eskisi gibi müzik çalamıyor!” Sanırım az olan kıymetli oluyor…
        
    Ülkemizde elektronik müziğin dünyadaki gelişimi nasıl?

    Müziğin ilk olarak icar edildiği “Club Twenty”de çalan dj’lerle birlikte o müziği mekânında dinlemeye alışmış ve kulaktan kulağa yayılarak büyüyen bir dinleyici kitlesi oluştu. Kulübün kapasitesinin yetmemesi sebebiyle, yeni yerine; Maslak 2019 adıyla açılmış, İstanbul’da artık 4000 – 5000 kişilik bir dinleyici kitlesi oluşmuştu. Maslak 2019’un sahibi Ceylan Çaplı bu müzik hareketini büyütecek en büyük adımı attı ve “Radio 2019” açıldı. Bu radyo ile geniş kitlelere sesini duyuran dj’lerin sayısı da arttı.

    Elektronik müzik günümüzde nasıl algılanıyor?

    Henüz dinleyici olamamış büyük bir kesim “dıp – tıs” olarak nitelendiriyor, Dışarıdan bakıldığında üç saat boyunca aynı ritim çalınıyor gibi yorumlar gelse de, bu müzik türünde çok zengin ve sınırsız içerik bulmak mümkün. İçine girdikçe derinleşen melodiler, yaşamın her anını enerjisiyle, duygularıyla yansıtan ve en önemlisi büyük stüdyolar yerine dj’lerin evlerinde yapmış oldukları tamamen kişisel bir müzik olması, basit ve algılanabilir olması sebebiyle dinleyicilerin ruhuna hitap ediyor.

    Aslında Türkiye de bilinen elektronik müzik, alternatif grupların işleri dışında genel olarak dans müziğidir. House ve techno ağırlıkta olsa bile, yüzlerce farklı mekân ve tarz müzik yapan dj’imiz var.

    Ülkemizde uyarıcı ve uyuşturucu maddeleri kullanan insanlar dışında, gerçek bir dinleyici kitlesi olduğunu düşünüyorum. Ama Türkiye genelinde bunun sayısı 10.000’i geçmez düşüncesindeyim. Öncelikle metropollerde yaşayan insanların kendi hayatlarındaki ritim, kasvetli şehir yaşantısının verdiği gerilimi azaltmak için dans ederek rahatlama ihtiyacı duymaları, bu müziği dinlemelerine sebep oluyor. İyi de oluyor!

    Ülkemizde elektronik müziğin dinleyicisi kim, profili nasıl?

    20 – 25 yaş arası bu müziğe özenen bir kitle olsa da, gerçek dinleyici kitlesi 25 yaşın üstünde! Sanatı seven, onunla uğraşan, moda, reklâm, basın ve tasarım dünyasının özel bir ilgisi olduğunu düşünüyorum. Bilinenin ötesinde alkol ve uyuşturucu bağımlısı sorunlu gençlerin dışında daha büyük bir kitlenin bu müziği sahiplendiği düşüncesindeyim.


     
    Elektronik müziğin amacı eğlendirmek midir?

    Amacı eğlendirmek değildir. Eğlence o müziğin icra edildiği mekânların ve atmosferinin oluşturduğu bir olgudur. Elektronik müzik, çağımız gençlerinin birbirileriyle iletişim kurmalarını sağlayan, en son teknolojilerin kullanıldığı, dinleyicilerin ise hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştiren, ifade etmekte zorlanabileceğimiz duygu ve düşüncelerimizi rahatlıkla görsel ve işitsel olarak (konser, sahne) bize sunan, içinde bulunduğumuz dünya düzenine uyum sağlayamamış kanımca, protest bir müziktir. O müziği yapanlar açısından bakıldığında ritimler müziğin bütününe hâkim olan, Dinleyici içinse dans etmek için bir araçtır. “Groove” adı verilen “tematik” öğeler ise diğer duyguları tamamlamaktadır.

    Her kentin bir soundu olduğunu söylüyorsunuz. Ülkemizde hangi kentlerin soundu var? İstanbul’unki nasıl?

    Eskiden, 90’larda İstanbul’un bir soundu olduğunu düşünüyordum. Bu dönemde o yıllar a göre çok fazla yapımcı olmasına rağmen henüz belli bir tür ürettiğimizi söyleyemiyorum. Dj’lerin çaldığı müziğe ve dinleyici profiline bakılırsa İstanbul’un ağırlıklı Techno-House bir soundu bulunuyor.

    Dünyada en popüler olan sound hangi şehirlere ait?

    Soulful Techno: Detroit / USA
    House: Chicago / USA
    Minimal Techno: Berlin / Almanya
    Trance: Amsterdam / Hollanda  
    Progressive House: London / UK

    Türkiye'de mekânlar ve sağladıkları imkânlar yeterli mi?

    Şu anda ülkemizde mekan olarak sayabileceğim 2, 3 adet isim var veya yok..

    Yeterlilik konusunda hiçbiri geçer not almaz! Gece Kulübü kültüründen ziyade diskotek kültürünün hâkim olduğunu düşünüyorum, bu yüzden 90’lardaki “Club Twenty” hariç hiçbir mekânın uzun yıllar boyu aynı isim ve müzik politikasıyla açık olduğunu görmedim,  insanlarımız maalesef her konuda olduğu gibi eğlence ve sanat konusunda da hızlı tüketmeye alışmış.

    Yurtdışında elektronik müziği algılayış nasıl?

    Orada insanlar, elektronik müziğin hala büyük bir yenilik olduğunu düşünüyor ve bunu icra eden dj’leri ilgiyle izliyor, ülkemizdeki müzisyenlerin genelinde mevcut olan elektronik müzik önyargısı adeta bir aşağılık kompleksine dönüştü. Yurtdışında dj’ler ve müzisyenler birçok projede aynı sahnede yer alıyorlar, globalleşen dünyada, iletişim teknolojileri sayesinde, yöresel ve etnik birçok doğu enstrümanı ve müzisyenleri ile çalışan dj’ler son 7–8 yıldır Avrupa’da ve Amerika’da birçok festivalde sahne alıyor. Ülkemizde ise bu tarz birliktelikler henüz çok sınırlı.   
     
    Hangi ülkeleri elektronik müziğin öncüleri sayabiliriz?

    Almanya, Amerika, İngiltere, Fransa…
     
    Elektronik müziğe ilgisi olanlara neler önerirsiniz?

    İlgilendikleri müzik çok derin bir deniz. Bu müzik türü bizim karşımıza her geçen gün yeni isimler, gruplar ve prodüktörler çıkartıyor. Bu müziği takip etmeleri ve yeni şarkıları edinmeleri çok kolay, bununla ilgili internette birçok site var.(Beatport, Juno) Ama bu eserleri tek başına dinlemeye başladıkları anda ilk duydukları o heyecanı hissedemeyebilirler. Bunun sebebi; dj’ler bu şarkıları 2-3 saatlik bir set içinde (derin bir yolculuk) çaldıkları için enerjisi ve duygusu çok farklı oluyor. House ve techno parçalar dj setlerinde bambaşka bir tat ve keyif verir. Prodüktörler için söyleyeceklerim ise; Teknoloji ile her geçen gün basitleşen bu müziğin içine girmeyi ama bunu yaparken de robotlaşmadan ve akustik değerleri kaybetmeden seçici olmalarını tavsiye ediyorum. Tarih bilimcilerim söylediği gibi, “Müziğin geçmişini bilirlerse geleceği inşa etmeleri çok daha kolay olur, böylelikle lüzumsuz teknik detaylarla boğulmayıp, duygularını en kısa sürede yazarak eserlerini oluşturabilirler.”

    İyi bir dj hangi ekipmanlara sahip olmalı?

    Hiçbir ekipman çok önemli değil. Bant kasetlerle bile müzik çalınabilir. Önemli olan müzik yapabilmesidir. Günümüz Dj’leri için, olmazsa bu iş yapılamaz diyebileceğim ekipmanlar aşağıdadır:

    1.    Çok iyi bir kulaklık. Dj’ler için en önemli ekipman kulaklık ve mixerdir. Ön dinleme yapıp mix için hazırlayacakları şarkıyı bu kulaklıktan duyacakları için kulaklık, mixleri de mixerde yapacakları için bu iki ekipman çok önemli,
    2.    2 veya 3 adet technics 1210mk2 turntable, ve/veya
    3.    2 veya 3 Pioneer cdj1000 mk3 cd player.
    4.    Loop yaratmak için “Sampler” ve “FX prosesörleri”
    5.    İşlemcisi güçlü bir laptop ve midi kontrol ekipmanı

    Teknoloji çok hızlı ve insanlar hep bir yenilik peşinde bu elektronik müziğe nasıl yansıyor?

    He yeni çıkan ekipmanın yarattığı kolaylık en kısa sürede müzik sektörüne yansıyor. Son olarak bu yıl çıkan bir teknoloji ile daha önce kaydedilmiş iki kanal bir şarkının içinden istediğiniz sesleri tek başına çıkarabiliyorsunuz. Bu teknoloji müziğin geldiği son nokta olsa gerek!

    Elektronik müzik yapan müzisyenlerin karşılaştığı sorunlar nelerdir?

    Yaptıkları işi elektronik ortamda yapmaları, diğer müzisyenlerin ise akustik enstrümanlarla o işi yapmaları aralarında bir fark oluşmasına sebep oluyor. “Gerçek müzisyen enstrümanına dokunandır” zihniyeti ülkemizde hâkim olduğu için müziğin hisseder ve düşünerek yapıldığını unutan bazı “sanatçılar” dj’leri ve elektronik müziği hafife alabiliyorlar. Bir sanatı ve icra ediliş şeklini hafife almak, bize hiçbir katkı sağlamadığı gibi dünyaya bakışımızı da daraltmamıza sebep oluyor. Bence elektronik müzik prodüksiyonu çok kolay bir şekilde icra edilmediği gibi büyük yetenek isteyen bir sanat dalıdır. Ülkemizde popüler müzik kültürünün son zamanlarda elektronik müziğin etkilerinden yararlanması yüzünden bu müziğin basit olduğu konusundaki önyargılar oluşmaktadır. Aslında basit olan da güzeldir..;)

    Yeni projelerinizden bahseder misiniz?

    Dj Mert Yücel ile birlikte DERIN isimli bir proje başlattık. 1980’li yılların hitlerinden biri olan “Bryan Ferry” ye ait “Don’t Stop The Dance” isimli şarkıya Aylin Aslım’ın vokalleri ile cover yaptık. Çok yakında Avrupa ve Amerika dans listelerini zorlamayı hedefliyoruz. Aynı proje kapsamında deep house ve tech house parçalarla yakın zamanda elektronik müzik gündemine gireceğimizi düşünüyorum.

    Yakında konser veya buna benzer bir etkinlik var mı?

    Bir kaç hafta önce “The Hall”deydik İstanbul kaynaklı elektronik müzik üreten DEEPXPERİENCE isimli plak şirketine bağlı Türk dj-prodüktörleriyle bir gece düzenledik.

    Geçen hafta Fransa’dan ünlü yapımcı OKAIN’i İNDİGO’ya konuk ettik; afişi için: http://www.deepxperience.com/10/

    Deepxperience gecelerine her ay 2 etkinlikle devam edeceğiz.

    Göknil Gökmen
    www.goknilgokmen.com
    www.myspace.com/goknilgokmen
    www.facebook.com/goknilgokmen

    East’n Soul Prod.
    www.eastnsoul.com

    DeepXperience Prod.
    www.deepxperience.com

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow