hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    3. Ordu Komutanı birinci şüpheli

    3. Ordu Komutanı birinci şüpheli
    expand

    Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın Erzincan'daki Ergenekon soruşturması kapsamında hazırladığı iddianame, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede birinci şüpheli 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, ikinci şüpheli Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, üçüncü şüpheli ise Erzincan İl Jandarma Komutanı Ali Tapan.

    Orgeneral Berk ve Başsavcı Cihaner, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsle suçlanıyor.

    Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Başsavcı Cihaner hakkında göreviyle ilgili suçların yer aldığı dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine, örgüt kapsamına giren kişisel suçların Erzurum'daki dosya kapsamında 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verildi.
     
    3. Ordu Komutanı Orgeneral Berk'in soruşturma kapsamında ifadeye çağrılıp çağrılmamasıyla ilgili süreç, 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce değerlendirilecek.

    İddianameden

    61 sayfalık iddianamade, Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Başsavcı İlhan Cihaner, Jandarma Komutanları Albay Ali Tapan, Albay Recep Gençoğlu, MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir'in de aralarında bulunduğu 16 şüpheli hakkında, 7.5 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi.

    İddianamede ilk üç şüpheli dışında, dördüncü sırada Erzincan eski ve şimdiki Eskişehir İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu, beşinci sırada Erzincan İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ersan, altıncı sırada İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut yer alıyor.

    Diğer şüpheli toplam 16 kişi arasında Jandarma Astsubaylar Orhan Esirger, Şenol Bozkurt, Murat Yıldız, Erzincan MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir, MİT görevlileri Sadri Barkın İnce, Kıvılcım Üstel, Üçüncü Ordu'dan İstihbaratçı Astsubay Ahmet Saraçlar, av bayisi Yaşar Baş, Erzincan Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi öğretmenliği İkinci sınıf öğrencisi Abdulvahap Güllü ve Erzincan'da pazarcılık yapan Erdal Zirek'in adları yeraldı.

    Bu sanıklardan 11'i tutuklu bulunurken, iddianamede müşteki (şikayetçi) olarak ise sadece Ahmet Demir adı geçiyor. 37 yaşındaki Ahmet Demir'in Erzincan'da oturduğu belirtildi.

    İddianamenin son bölümünde, şüphelilerin suçlamaları inkar ettiği, ancak iddianamede anlatılan eylemler nedeniyle üzerlerine atılı suçları işlediklerinin anlaşıldığı belirtildi.

    Şüpheliler hakkındaki sevk maddelerinde ise şüpheli Saldıray Berk'in, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Üyesi olma suçundan TCK'nun 314/2, şüpheli İlhan Cihaner'in yine Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Üyesi olma suçundan 314/2 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4/a ve 9. maddeleri yollamasıyla işlediği resmi belgede sahtecilik suçundan TCK'nun 204/2-3, tehdit suçundan TCK'nun 106/2-c, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi talep edildi.

    Diğer şüphelilerin de "Ergenekon Silahlı Terör Örgütü" üyesi olma suçundan ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istendi.

    Bu arada, iddianamenin not bölümünde, gizli tanıklar üzerinde baskılar olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Gizli tanıklar üzerindeki ifadelerini değiştirmelerine yönelik baskılar devam ettiğinden, soruşturma dosyasında önemli yeri olan gizli tanık delillerinin kaybolma olasılığı bulunduğundan ve mevcut delillerin şüpheliler hakkında dava açmaya yeterli şüphe oluşturduğundan, yargılamanın selameti açısından büyük önem arz etmesi nedeniyle mahkemenizce bu tanıkların en kısa sürede dinlenmesi gerektiği düşünülmüştür."

    İddianamedeki deliller, toplam 14 klasör halinde sunuldu.

    Neyle suçlanıyorlar?

    İddianamede Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk hakkında TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 5, TCK'nın 53 ve 58-9 maddelerinden ceza isteniyor. 17 Şubat'tan beri tutuklu bulunan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında ise iddianamede 'silahlı terör örgütüne üye olmak, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, birden fazla kişiyle tehdit' suçlarından dava açıldığı belirtildi.

    Tutuksuz yargılanan Albay Ali Tapan ile tutuklu olan Albay Recep Gençoğlu ile Erzincan MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir hakkında da silahlı terör örgütüne üye olmak, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 5, TCK'nın 53 ve 58-9 ve 63'üncü maddelerinden ceza istendi.

    "Komplo kurdular"

    İddianamenin 'Soruşturmanın Gelişimi ve Elde Edilen Deliller' bölümünde, 27 Ekim 2009 günü Erzincan'ın Çatalarmut Barajı'nda bulunan mühimmatlar konusunda başta İl Jandarma Komutanı Albay Ali Tapan olmak üzere şüpheliler üsteğmen Ersin Ergut, astsubay Orhan Esirger ve binbaşı Nedim Ersan'ın komplo kurup plan yaptıkları, plan dahilinde mühimmatları Erzincan Emniyeti ile suni olarak irtibatlanmaya, bunun için de yalancı tanık ayarlamaya çalıştıkları ileri sürüldü.

    Gizli tanık (X)'le kent dışında görüşüp çeşitli vaatler karşılığında ikna etmeye çalıştıkları bu gelişmelerden Albay Tapan ile Başsavcı İlhan Cihaner'in de haberi olduğu belirtildi. Başsavcı İlhan Cihaner, Emniyet hakkında 'Adli olayı geç bildirmek'ten soruşturma başlatırken; bulunan mühimmatın sanki Emniyet tarafından önce oraya attırılıp sonra da ihbar ettirildiği iddiası ortaya atılarak ve bu suni iddiayı ispatlamak amacıyla da yalancı tanık bulma çabalarına girişildiği iddia edildi.

    "İrtica Eylem Planı hayata geçirilmek istendi"

    İddianamede, Albay Dursun Çiçek tarafından imzalandığı öne sürülen 'İrtica ile Eylem Planı'nın Erzincan'da hayata geçirilmek istendiği de öne sürüldü. Bu amaçla "Ergenekon silahlı terör örgütüne bağlı olarak faaliyet gösteren şüpheli Orgeneral Saldıray Berk liderliğindeki yasa dışı oluşumun faaliyetlerde bulunduğu" öne sürüldü.

    Gülen cemaati

    Bu çerçevede Gülen cemaatininin Erzincan'daki evlerine, okullarına, silah, uyuşturu vs. suç unsurları ila yasa dışı illegal dökümanlar koydurularak sonrasında bu yerlere eş zamanlı olarak operasyon yaptırılması ve böylece Gülen cemaatinin silahlı terör örgüleri kapsamına alınmasının sağlanmasının da hedeflendiği ortaya çıktığı belirtildi.

    İddianamede terör örgütünün amacı şöyle yer aldı: "Bu anlamda devletin, hükümetin ve TBMM'nin işlevini ortadan kaldırmayı amaçlayan Ergenekon terör örgütünün bu amacı gerçekleştirmek için kullanabileceği insanların sıradan insanlar olmaması, özellik arzeden devlet kademelerinde nitelikli görevler yapan kişilerden seçilmesi gerektiği ve terör örgütlerinin de bu hususa oldukça önem atfettikleri devletin çeşitli kademelerinde üst düzey görev yapan insanlar arasından da kendilerine yönetici veya üye seçtikleri ve bunları kendi illegal amaçları doğrultusunda talimat verme suretiyle yönlendirdikleri konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır."

    HSYK tarafından özel yetkileri alınan Osman Şanal'ın yürüttüğü görevi, özel yetkili savcı Ender Karadeniz sürdürüyor.

    Çatalarmut baraj gölünde mühimmat

    İddianamede, Çatalarmut Baraj Gölü'nde 27 Ekim 2009'da bir ihbar sonucu 13 adet el bombası, çeşitli çap ve nitelikte 350 civarında merminin bulunması üzerine, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığınca gerekli soruşturmanın başlatıldığı bildirildi.

    İddianamede şu ifadeler yer aldı: "Erzincan Çatalarmut barajında bulunan mühimmatlar konusunda başta İl Jandarma Alay Komutanı şüpheli Ali Tapan olmak üzere, şüpheliler Ersin Ergut, Orhan Esirger ve Nedim Ersan'ın birlikte komplo kurup plan yaptıkları, bu plan dahilinde bulunan mühimmatları Erzincan Emniyeti ile suni olarak irtibatlandırmaya çalıştıkları, bunun için de yalancı tanık ayarlamaya çalıştıkları, bu kapsamda sözde tanık ile gizli bir şekilde şehir dışında görüşüp çeşitli vaatler karşılığında ikna etmeye çalıştıkları, ancak gizli tanığın (gizli tanık x) komplonun aracı olmak istememesi nedeniyle kabul etmediği tespit edilmiştir.

    Hatta başta şüpheli Ali Tapan olmak üzere adı geçen şüphelilerin tanığı gerçeğe aykırı anlatımlarda bulunması konusunda tanıklık yapması için iknaya çalışırken, bu olaydan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olan şüpheli İlhan Cihaner'in de haberinin olduğu, hukuki korumanın ve desteğin bizzat şüpheli başsavcı tarafından yapılacağı vaad edilmiştir. Şüpheli Ali Tapan Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde bu konu ile ilgili olarak tanık ile gizli bir yerde görüştüğünü, görüşme sonrasında da durumu şüpheli İlhan Cihaner'e arz ettiğini beyan etmiş, böylece planladıkları komplonun içinde şüpheli İlhan Cihaner'in de bulunduğu zımni olarak ikrar etmiştir.

    Mühimmatların jandarma sorumluluk alanı içinde bulunması, ihbarcının mühimmatları jandarma yerine emniyete ihbar etmesi, olayın emniyet tarafından Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi yerine öncelikle CMK'nın 250. maddesi ile yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesinden dolayı şüpheli Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner tarafından emniyet hakkında "adli olayı geç bildirmek" nedeniyle soruşturma açılmıştır. Şüpheli İlhan Cihaner tarafından adli olayı geç bildirmek suçundan başlatılan soruşturma sürecinde bulunan mühimmatların sanki emniyet tarafından oraya önce attırılıp sonra da ihbar ettirip bu mühimmatları bulduğu iddiası ortaya atılarak ve bu suni iddiayı ispatlamak amacıyla tanık bulma çabalarına girişilmiştir."

    İddianamede, şüpheli Orhan Esirger'in evinde yapılan aramada ele geçen ve 183 numara ile numaralandırılan princo marca CD'de yeni nesil ekran kartlarının daha verimli kullanılabilmesi için bilgisayara yüklenilen "Directx10" isimli programın kurulum dosyalarında, uzantıları değiştirilerek gizlenmiş dosyalar bulunduğu belirtildi.

    Gizli tanık ifadeleri

    İddianamede, gizli tanık ifadelerine de yer verildi.

    İddianamede gizli tanıklardan "Munzur"un şu ifadeleri yer aldı: "Ben Erzincan'da bir iş yeri sahibiyim. Şu anda iş yerimi bırakmış bulunmaktayım. İş yerimi açtıktan kısa bir süre sonra iş yerime komutanlar da gelip gitmeye başladı. Bunlardan Şenol Başçavuş ile tanıştım. Daha doğrusu Şenol komutan, kendisi benimle yakından ilgilenmeye başladı. Şenol komutanla samimiyetimiz belli bir seviyeye gelince söz arasında İliç Savcısı ile tanışıp tanışmadığımı sordu. Ben de savcı beyin iş yerime gelip gittiğini söyleyince, Şenol komutan bana 'Bizi savcı beyle tanıştırır mısın? Bunun için bize ortam hazırlar mısın?' dedi. Bunun üzerine benim organize ettiğim bir gün İliç Savcısı ile Şenol komutan ve ekibini buluşturdum. Beraber okey oynadılar bu şekilde tanışmış oldular. Aradan bir süre geçtikten sonra Şenol komutan benden bir masa donatmamı isteyerek, İliç Savcısını mutlaka çağırmanı istiyorum demesi üzerine, ben İliç Savcısını telefonla arayıp davet ettim. Savcı bey içeri girdiğinde, Şenol komutanın yanındaki bayanlarla beraber oturduğunu görünce bana 'Bunlar kim?' diye sordu. Bende 'Savcım bu bayanları Şenol komutan getirdi sizinle tanıştıracakmış' dedim. Bunun üzerine savcı bey Şenol komutanın yanına hiç uğramayarak durumdan rahatsız olduğunu belirtip iş yerimden ayrıldı. Ortamı hazırladığım sırada Şenol komutan bana bir kalem kamera vererek, 'Savcı bey geldiğinde onun bayanlarla olan ilişkisini bu kalem kamerayla çekeceksin' dediği için üzerimdeki kalem kamera ile savcı beyi karşılamıştım, ancak savcı bey ortama girmeyince çekim işi de ortada kaldı."

    İddianamede, Erzincan'da üst düzey bürokrat olarak görev yaptığını belirten gizli tanık "Efe"nin ise "Tanık olarak ifade vereceğim hususlar, Erzincan ve bölgesinde Albay Dursun Çiçek imzalı irticayla mücadele eylem planının bazı adli ve askeri birimlerde görev yapan şahısların birlikte hareket ederek nasıl uygulamaya koydukları ve bunun haricinde bölgede Ergenekon olarak tabir edilen örgütün faaliyetlerinin neler olduğu konusundadır" dediği belirtildi.

    İddianamede gizli tanık "Efe"nin ifadelerine şöyle yer verildi: "Erzincan ve çevresinde Ergenekonun faaliyetlerini maddeler halinde anlatmak istiyorum. a) Başsavcı ilk önce adliye içerisinde başlayarak fişleme işine başlamıştır. Mesela bir gün kendisini ziyarete gittiğimde ağır ceza reisi... lise yıllarında tarikat evlerinde kaldığını söyleyerek, uzak durmamı istemiştir. b) Başsavcı mahiyetindeki K. savcıyı Erzincan Adliyesindeki icra dairesine göndererek, orada çalışan peruklu ve başı kapalı memureleri tutanağa geçirmiş ve bunu yaparken de memurların dışarı çıkmamaları için üstlerinden kapıyı kilitlemiştir. Memureler o savcı ve başsavcı ile ilgili hürriyet tehdit suçundan Adalet Bakanlığına suç duyurusunda bulunmuşlardır. Ayrıca baro da suç duyurusunda bulunmuştur. c)Yine benim olduğum ortamda Erzincan Cezaevi Müdürü H.O ile ilgili İzmir'de okuyan kızının cemaat evinde kaldığını söylemiş ve sicilinin bozulması ile hakkında araştırma yapılarak dava açılması için M. savcıya görev vermiştir. d)Başsavcının makamındayken Erzincan Asayiş İstihbarat Kısım Komutanı Şenol Bozkurt yanımıza geldi. Başsavcıya bir kalınca dosya ve CD'ler vererek bunların Nedim Yüzbaşı tarafından gönderildiğini söyledi. Makamından çıktıktan sonra kendisini önceden tanıdığım Şenol, bana bu dosyaların cemaat ve tarikatlarla ilgili bilgilerden oluştuğunu, CD'lerde bakan ve milletvekilleri ile birçok kişinin ses kaydı olduğunu söyledi."

    İddianamede ayrıca, "Gizli tanık Efe, Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu, 2009 yılı Ocak veya Şubat aylarında Erzincan'da 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk tarafından düzenlenen seminer adı altındaki darbe toplantısına katıldığı söylenen bir kısım rütbeli personeli ayrı ayrı teşhis etmiştir" denildi.

    Gizli tanıklardan "X"in ise iddianamede şu ifadeleri yer aldı: "Ersin Üsteğmen muhabbet esnasında bana Ergenekon davasıyla ilgili olarak; bu davanın Amerika'nın desteklediği cemaatin bir komplosu olduğunu, bu davanın Amerika'nın Türkiye'yi ele geçirmek için bir yol olduğunu, polisin de Amerikan destekli bu cemaatin hakim olduğu bir teşkilat olduğunu anlatarak, kendilerinin Ergenekon'a inanmadıklarını, terörle mücadele edenlerin sürekli suçlandıklarını söyledi. Bu nedenlerle bulunan mühimmatın polis tarafından konulduğu izleniminin verilmesi için benim 'gizli tanık' yapılacağımı söyleyince ben kendisine 'Benim çoluk çocuğum var, benim bu şekilde ifade verdiğim öğrenilince ben ne yapacağım?' dedim. Ersin üsteğmen bana 'Senin yüzünü değiştiririz. Estetik ameliyat yaptırırız. Sana iş buluruz. 10 bin TL para veririz, bu tür şeyleri sen düşünme, dosyan Erzincan'da görülecek. İfade verirsen senin için hiçbir sıkıntı olmayacak. Burası için sana garanti veriyorum. Ancak dosyan Erzurum'a gidince kimliğinin gizli kalmasını garanti edemeyiz. Çünkü Erzurum savcısı polislere yakındır. Polisler Erzurum savcısından seni öğrenirler' dedi. Bu görüşmeyi yaptıktan sonra ayrıldık."

    Kimler tutuklandı?

    Erzincan'da Ergenekon soruşturmasına 27 Ekim 2009 günü DSİ'ye ait baraj gölünde mühimmat bulunmasıyla başlandı. 20 Kasım'da Erzincan İl Jandarma Komutanlığı'nda istihbarat Şube Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut, Astsubay Orhan Esirger, 27 Kasım'da İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ersan, 7 Aralık'ta Erzincan MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir ile 2 MİT görevlisi, 31 Ocak'ta Astsubay Şenol Bozkurt, 5 Şubat'ta Eskişehir İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu, 12 Şubat'ta Astsubay Murat Yıldız, 15 Şubat'ta emekli atsubay Necdet Özmen, 17 Şubat'ta ise Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner tutuklandı.

    Başsavcı Cihaner, MİT Bölge Müdürü Demir, iki MİT mensubu ile emekli astsubay Özmen Erzurum H Tipi, subay ve astsubaylar ise Erzurum'un Karskapı Semtindeki Askeri Cezaevinde tutuklu bulunuyor.

    Yargıda kriz çıkmıştı

    Soruşturma kapsamında Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in makamında ve evinde arama yapılmış, ardından Cihaner tutuklanmıştı.

    Cihaner'in Erzurum'daki özel yetkili savcı Osman Şanal tarafından sorgulanması tartışma yaratmış, yetki aşımı tartışması başlamış, ardından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, savcı Şanal'ın özel yetkilerini kaldırmıştı. Bunun üzerine yüksek yargıyla hükümet arasında kriz patlak vermişti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow