hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    BDP'den Erdoğan'a Erbil tepkisi

    BDPden Erdoğana Erbil tepkisi
    expand

    BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, "Sesimiz Tunus ve Libya'dan daha gür çıkacak" diyen DTP'nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk'ün açıklamalarının yanlış yorumlandığını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Erbil ziyaretini de eleştiren Kışanak, "Başbakan, Türkiye'deki Kürt sorununu çözmek için Bağdat ve Erbil'e gidiyorsa boşuna yoruluyor" dedi.

    Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Başbakan'ın Irak ziyareti:
    Gültan Kışanak, Türkiye'nin Irak ile ilişki kurmasını ve bunu geliştirmesini önemsediklerini, bu kapsamda söz konusu ziyaretin önemli olduğunu belirtti.

    "Ancak, eğer Başbakan, Türkiye'deki Kürt sorununu çözmek için Bağdat ve Erbil'e gidiyorsa boşuna yoruluyor" diyen Kışanak, "Türkiye'deki Kürt sorununu ancak Ankara'da, Diyarbakır'da, Hakkari'de, Van'da çözebilir. Çözümün adresi ne Bağdat ne de Erbil'dir. Onlar kendi çözüm süreçlerini yaşıyorlar. Türkiye de kendi çözüm sürecini yaşamak zorunda" şeklinde konuştu.

    "Bu gezinin zamanlaması da manidar" diyen Kışanak, "Seçime az bir süre kala böyle bir gezi yapılması, Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Hakkari'de bulamadığı desteği orada arama çabasıdır. Ama sanırım Başbakan şunu biliyor: Erbil'deki Kürtler, Diyarbakır'da oy kullanamıyor. Eğer Kürtlerden oy isteyecekse Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Kürtlerin taleplerini dikkate almak zorunda" ifadesini kullandı.

    KHK tasarısına eleştiri:
    Hükümete KHK çıkarma yetkisi veren tasarıyı da eleştiren Kışanak, AK Parti'nin bu şekilde yasama yetkisini eline almak istediğini savundu. Bu yöntemin olağanüstü rejimlerin sistemi olduğunu belirten Kışanak, bunun geçmiş dönemlerde de uygulandığını, ancak Türkiye'nin ağır faturalar ödediğini söyledi.

    Kışanak, hükümetin bu talebinin "demokrasi adına bir ayıp" olduğunu ileri sürdü. Söz konusu tasarının seçim sürecine denk gelmesinin de dikkati çektiğini belirten Kışanak, "Bu, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan herkese 'seçimde AKP'yi desteklerseniz yerinizde kalabilirsiniz, desteklemezseniz hiçbirinizin yeri güvencede değil' demek anlamına geliyor. Bu durum iktidarın bürokrasiyi teslim almasının bir sonucudur. Meclis buna engel olmalı ve böyle bir yetkiyi devretmemelidir" dedi.

    Önemli kamu kurumlarında çok sayıda istifa olduğunu ve bunların neredeyse tamamının AK Parti'den aday adayı olduğunu belirten Kışanak, "Bunun altında yatan gerçek şu: AKP Hükümeti sonuna kadar partizanca bir yaklaşımla tüm kamu kurumlarında yetkili makamları ele geçirdiğinin, ileri demokrasiden bahseden AKP'nin ve Sayın Başbakan'ın, otoriter bir sistem özlemi içinde olduğunun bir göstergesidir" diye konuştu.

    GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

    Grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kışanak, Mısır ve Libya'da toplumsal muhalefet gelişmeden önce, Türkiye'de insanların 20 yıldır taleplerini dile getirdiğini belirtti.

    Gültan Kışanak, idam cezası tartışmalarına ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:

    "İdam cezası, devlet eliyle işlenmiş bir cinayettir. Evrensel hukuk kuralları içinde yeri yoktur. Telafisi mümkün olmayan bir ceza verilemez. Türkiye, Sayın Adnan Menderes'in idamını tartışıyor, itibarını iade ediyor. Ama onu geri getiremiyor. İdam cezası böyle bir şeydir. Demokrasilerde yeri yoktur. Hangi gerekçe ile olursa olsun, cezalar ıslah etmek, suç işlenmesini önlemek amacıyla verilir. İdam ettiğiniz insanı ıslah edemezsiniz. Bu konuda özellikle Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın Kuzu'nun yaklaşımını esefle kınıyorum."

    Kışanak, Kayseri'de bayramda kaybolan ve ardından cesetleri bulunan çocuklara ilişkin, "O çocukların yaşama hakkı ne olacak peki" şeklindeki başka bir soru üzerine, "Bunu yönetim korumak zorundadır. Demokrasilerde halkın can ve mal güvenliğinden yönetim sorumludur. Bunu korumak için gerekli önlemleri almakla mükelleftir. Türkiye çocuk istismarı konusunda sabıkası kabarık bir ülke. Bu konuda önlem almayan iktidarın, kalkıp bugün, bunun üstünü idam cezası tehdidiyle örtmeye kalkışması tam bir aymazlıktır" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow