hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Gül'den Fransa'ya zehir zemberek sözler!

    Gülden Fransaya zehir zemberek sözler
    expand

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Dün Fransız Ulusal Meclisi'nde yapılan görüşmeler gerçekten çok ibret vericiydi. Her şeyden önce oradaki görüşmeleri, orada ifade edilen sözleri Türkiye'ye, Türk halkına çok büyük saygısızlık olarak görüyorum" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cuma namazını Yeniköy Çarşı Merkez Camii'nde kıldı. Gül, cami çıkışında basın mensuplarının, sözde Ermeni soykırımını inkar edenlerin para ve hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngören yasa tasarısının dün Fransa Parlamentosu'nda kabul edilmesine yönelik sorularını yanıtladı.

    Fransız aydınlarına çağrı

    Gül, şunları söyledi:
    "Dün Fransız Ulusal Meclisi'nde yapılan görüşmeler gerçekten çok ibret vericiydi. Her şeyden önce oradaki görüşmeleri, orada ifade edilen sözleri Türkiye'ye, Türk halkına çok büyük saygısızlık olarak görüyorum. Yapılan konuşmalar hepimizi çok rencide etmiştir. Bundan dolayı şiddetle kınıyorum. Olup bitenlere baktığımızda gerçekten akıl almaz. 1881 yılında çıkartılan bir Basın Kanunu var. Bu Basın Kanunu'nun ifade özgürlüğüyle ilgili taraflarına kısıtlama getiriyor Fransız Ulusal Meclisi. Bir zamanlar çoğulculuğu, her türlü düşüncenin serbestçe konuşulduğu bir ülke olarak bilinen Fransa'da bu yapılan değişiklikle birlikte bundan sonra kimse samimi görüşünü ifade edemeyecek, bu konuda tarihçiler yeni bulgular, yeni belgeler, yeni açıklamalar yapamayacak. Yani Fransa'nın resmi görüşünün dışında görüş ifade eden herkes suçlu bulunacak ve cezalandırılacak. Bunun Fransa'da olup bitiyor olmasına insanın gerçekten akıl erdirmesi gerçekten zordur. Kendi değerleriyle de çelişmektedirler. Ümit ederim ki, Fransız Ulusal Meclisi'nde başlayan bu tartışma ve kararlaştıran bu kanun teklifi bundan sonraki sürecinde işlemez. Fransız entelektüelleri, Fransız aydınları, Fransa'nın sağduyulu siyasetçileri, işadamları, kendilerine gelirler ve bu yapılan şeyin aslında kendi değerleriyle de ters düştüğünü, Fransız demokrasisine çok büyük bir gölge düşüreceğini görürler ve bu işi durdururlar."

    Fransa bütün arabuluculuk çalışmalarından çekilmelidir

    Türkiye'nin tepkisinin devam edeceğini vurgulayan Gül, şöyle devam etti:
     "Hükümetimizin, halkımızın tepkisi tamamen meşrudur, kendimizi savunmaktır. Yine çok gariptir ki, bazen büyük ulusların tarihinde bu tip olaylar oluyor işte, Fransa'da olduğu gibi. Türk Fransız ilişkileri çok kadimdir. Ama Fransa'nın bugünkü Cumhurbaşkanı, Türkiye'ye karşı çok önyargıları olan bir şahsiyettir. Bu önyargıları bu büyük kadim Türk-Fransız ilişkilerine de çok büyük bir darbe vurmaktadır. Yine çok tezat teşkil eden başka bir husus da şudur ki; Fransa Kafkasya'daki istikrarsızlığı gidermek ve özellikle Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafa çözüm bulmak için kurulmuş olan Minsk Grubu'nun üç üyesinden birisidir. Herhalde bu yasa teklifi kanunlaştıktan sonra ki, böyle olmamasını ümit ederim, Fransa'nın bütün bu arabuluculuk çalışmalarından hemen çekilmesi gerekir. Çünkü tarafsızlığını resmen ihlal eden ve taraflı olduğunu resmen ilan eden bir tavır almaktadır bu davranışıyla Fransa. Gerçekten üzücüdür. Tepkimiz çok haklıdır. Bu tepkimiz muhakkak ki güçlü bir şekilde devam edecektir."

    Bunlar dolambaçlı şekilde yapılan konulardır

    Gül, "Türkiye, kendini yeterince anlatamıyor mu?" sorusu üzerine de, "Hayır, yeterince anlatıyor. Türkiye'nin kendisini anlatmasının ötesinde bu Fransız Basın Yasası'na eklenen bir madde. Sözüm ona Türkiye'nin orada falan ismi geçmiyor. Ermenistan ismi, Ermeni meselesi de geçmiyor. Ama Fransa'nın resmi görüşü aleyhinde görüş ifade edenlere ceza getiriyor. Fransa daha önce kabul ettiği yasa çerçevesinde bunlar var. Bütün bunlar dolambaçlı bir şekilde dürüst olmayan şekilde yapılan konulardır" dedi.

    Kendisiyle ilgili sorunlarını ortaya koymaktadır

    Sarkozy'nin telefonlarına çıkmamasının sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Gül, "Savaş anında bile devlet başkanları, cumhurbaşkanları birbiriyle konuşurlar. Bu, karşımızdaki Sayın Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye karşı önyargılarını göstermenin ötesinde kendisiyle ilgili sorunlarını ortaya koymaktadır. Söyleyeceğim bir şey yoktur" diye konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow