hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hardt ve Negri'den "Duyuru" var

    Hardt ve Negriden Duyuru var
    expand

    Wisconsin'den Tel Aviv'e, New York'ta Zucotti Park'tan Puerta del Sol'daki kamplara, Arap Baharı'ndan Syntagma Meydanı'na dünyanın dört bir tarafının protesto hareketleriyle çalkalandığı 2011'i bir dönemeç noktası olarak kabul eden teorisyenler Antonio Negri ve Michael Hardt'ın şimdi bir "Duyuru"su var.

    Michael Hardt ve Antonio Negri'nin ortak imzasını taşıyan bir diğer kitapları, "Duyuru" Ayrıntı Yayınları'ndan  çıktı. Hayri K. Yetik'in Birgün'deki yazısında, "mütevazı" olarak nitelediği "Duyuru", "dünyanın yönetimine el koyup özgürlükle, barış içinde kalkınma" diye adlandırılabilecek çözüm önerisinde bulunuyor.

    "Duyuru"nun arka kapak metni şöyle:

    Antonio Negri ve Michael Hardt acil yaygınlaştırılması ve tartışılması dileğiyle bir “Duyuru” yayımladı. Bu kısa metinde, günümüzdeki toplumsal hareketlere ve mücadelelere ilişkin önemli tespitler yaparak, hareketlerin yeni bir kurucu nitelik kazanabilmesi için bir yol haritası öneriyorlar. “Günümüzün toplumsal hareketleri düzeni tersine çeviriyor, manifestoları ve peygamberleri gereksiz kılıyor. Değişimin failleri şimdiden sokaklara indiler ve şehir meydanlarını işgal ediyorlar; yalnızca yöneticileri tehdit edip alaşağı etmekle kalmıyor aynı zamanda yeni bir dünya vizyonu oluşturuyorlar. Belki daha da önemlisi, mantıkları ve pratikleri, sloganları ve arzularıyla, bu çokluklar yeni bir dizi ilke ve hakikat ilan ediyor.”

    Çağdaş toplumlarda borçlandırılan, medyalaştırılan, güvenlikleştirilen, temsil edilen olmak üzere dört ana figür tespit ettikten sonra, bunların isyan etme ve kendilerini dönüştürerek iktidar figürleri haline gelme yetisine sahip olduklarını savunuyor.

    “Herkesin ortak olana erişebildiği ve onu paylaşabildiği adil, eşit ve sürdürülebilir bir toplum kurmayı hayal edebiliyoruz ama onu ete kemiğe büründürme koşulları henüz mevcut değil. Küçük bir azınlığın zenginliği ve silahları elinde bulundurduğu bir dünyada demokratik bir toplum yaratamayız. Kararları hâlâ onu tahrip etmeyi sürdürenler alırken, gezegenin sağlığını iyileştiremeyiz. Zenginler basitçe paralarını ve mülklerini vermeyecek ve tiranlar basitçe silahlarını bırakıp iktidarın dizginlerini bırakmayacak. Son tahlilde onları almak zorunda olan bizleriz… ama yavaş olalım. Mesele bu kadar basit değil.”

    Hardt ve Negri, bu kitapta yasama, yürütme ve yargı erklerinin demokratik ve ortak bir bir kuruluş sürecindeki rollerini ve alacağı biçimler üzerinde fikirler üretirken, aynı zamanda bir kurucu anayasa çalışmasına da katkı sunuyor.

    “Özneleşme süreci retle başlar. Ben yapmayacağım. Ben sana olan borcumu ödemeyeceğim. Evimizden çıkarılmayı reddederiz. Kemer sıkma önlemleriniz bizi bağlamaz. Tersine biz, aslında zaten bizim olan, servetinize el koymak istiyoruz.”

    “Sen beni temsil edemezsin!”

    Mücadele devam ediyor, Hardt ve Negri’nin katkılarıyla!
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow