hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Haymi Behar Haymi Behar

    Markaların kitlelere ulaşmasının eşsiz yolu: Müzik

    22.06.2017 Perşembe | 17:35Son Güncelleme:

    Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde dünün en önemli konularından biri müzik ve marka arasındaki ilişkiydi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oturumda konuşmacı olarak MTV’nin kurucu ortaklarından John Sykes, Taylor Swift gibi ünlü pop şarkıcılarını bünyesinde barındıran Big Machine Label Group kurucusu ve CEO’su Scott Borchetta ve ABD’li sunucu ve yapımcı Ryan Seacrest yer aldı. Konuşmacılar, müzik ile marka arasındaki ilişkiyi, kullanıcı ve dinleyicilerin beklentilerini ve dijital devrimle birlikte müziğin demokratikleşmesini değerlendirdiler.

    Dijital devrim öncesinde, örneğin Zeki Müren, Mick Jagger, Elvis Presley gibi sanatçılar, hayranlarının dokunamadığı, diyalog kurma imkanı bulamadığı popüler ikonlardı. Sanatçılarla dinleyicileri ve hayranları arasındaki bağ tek yönlü olarak poster, plak ve konserlerden ibaretti. Dijitalleşme öncesinde tek taraflı iletişim hattı varken, artık fotoğraf paylaşım siteleri, sosyal mecralar ile sanatçılar bulutların üstündeyken artık markalar ve hitap ettikleri kitleleriyle aynı yeryüzünü paylaşmaya başladı. Sanatçıların yaptıkları bir sosyal medya paylaşımı, hayranlarından biri kamerayla görüntüsünü alırken basit bir soruya verdikleri talihsiz cevaplar, kendi inşa ettikleri marka değerlerinin bir anda dibi görmesine sebep olabiliyor. Tıpkı bu şekilde, verdikleri olumlu tepkiler veya halkın hoşuna gidecek paylaşımlarla da popülerliğini artırıp kahramanlaşabiliyorlar. Sosyal medyayı verimli kullanabilen sanatçılar için oldukça büyük avantajlar da yok değil. Kullanacakları doğru dil ile markalar ve kendi kitleleriyle oldukça güçlü bağlar kurabilmeleri de mümkün. İnsan vücudundaki organları sarıp sarmalayan kılcal damarlar gibi birçok ağdan oluşan yoğun sadakat ve çift yönlü iletişim, çelikten sağlam bir imaj için sanatçılara oldukça büyük bir fırsat sunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanatçıların kitleleriyle geliştirdikleri bu bağ, markalar açısından oldukça büyük önem taşıyor. Markaların gözünde, sanatçı, dünya starı da olsa küçük bir kitleye hitap eden bir müzik türünü de temsil etse oldukça önemli bir pozisyona sahip. Bunun sebebiyse, her sanatçının, dijitalleşme sonrası dünyanın bambaşka yerlerindeki dinleyicilerin, şarkının dilini anlamasa bile sanatçıyı takip ediyor olması gerçeği olarak ön plana çıkıyor. Dünya bu haliyle, global bir köy olarak değerlendirilebilir. Bu dikey köy, kaliteli müzik içerikleri üreten sanatçıları, markalar ve kütleler için oldukça değerli kılıyor. Sanatçı, doğru içerikle müziği harmanlayıp uygun markayla birleştirebildiğinde, marka, sanatçı ve dinleyici kitle için eşsiz bir değer ortaya çıkıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu bahsettiğim değer bazen bir sosyal sorumluluk projesi, bazen niş bir müzik türüne ait şarkı olarak ortaya çıkıyor. Örneğin, netd Youtube’da yayınlanan, Fahriye Evcen’in Fransızca bir caz şarkısı söylediği klip, L’oreal’in müzik, sanatçı ve kaliteli içeriği bir arada başarıyla sergilediği bir iş olarak gösterilebilir.

    Başka bir örnek ise Can Bonomo’nun, Axe’ın bir sosyal sorumluluk projesi için yazdığı “Erkekler de Ağlar” şarkısıydı. Çok özel bir genç kitleye hitap eden Bonomo, bu şarkıyı özel olarak Axe için yazdı. Netd Youtube kanalında milyonlarca izlemeye, binlerce yorum ve paylaşıma ulaşan şarkı, nefret söyleminden, erkeklerin yetiştirilme tarzına ve toplumsal yapıya kadar birçok konuya değinen, oldukça çarpıcı bir eser olarak izlenmeye devam ediyor. Dinleyiciler, Erkekler de Ağlar’ı, salt bir reklam olduğu için değil, kaliteli içeriğe sahip bir şarkı olduğu için tekrar tekrar dinliyor ve paylaşıyor.

    En nihayetinde kimse, reklam olduğu için bir konsere gitmez veya bir şarkı dinlemez. Sanatçıyı sevdiği için, şarkının ezgisi veya güftesi hoşuna gittiği için, tercih ettiği markanın güzel bir projenin içinde bulunduğunu gördüğü için marka sadakati daha da ileri bir noktaya taşınabilir. İşte müzik ve marka ilişkisi aslında bu kadar derin, güçlü ve ustalık isteyen bir ilişki tarzı olarak karşımıza çıkıyor.