hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Bir alanda başarısız olduk"

    Bir alanda başarısız olduk
    expand

    Başbakan Erdoğan, "Bir alandaki başarısızlığımızı belirtmek istiyorum. Ana muhalefetin zihniyetini değiştirmede başarısız olduk. Daha yeni darbe yapmış zihniyeti ziyarete gittiler" dedi.

    Erdoğan, CNR Fuar Merkezinde düzenlenen TÜMSİAD Uluslararası Kobi Şurası ve TÜMEXPO Genel Ticaret Fuarı'nın açılışında konuştu.

    "Millet demokrasiye sahip çıkıyor"


    Başbakan Erdoğan, demokrasiye çok ama çok sağlam şekilde sahip çıkan bir iktidarın iş başında olduğunu anlatarak, hukuk içinde özgürlüklere sınırsız saygılı olduklarını kaydetti.

    Erdoğan, hukuk dışında başkalarının özgürlük alanına müdahale edildiğinde güvenlik güçlerinin ve kendilerinin hukukun verdiği yetkileri sonuna kadar kullanacaklarını söyledi.

    Ülkenin refah ve huzurunu bozmaya kimsenin hakkı olmadığını ifade eden Erdoğan, kamu düzenini bozmaya yeltenenlerin karşılarında bu düzeni sağlamakla görevli olan güvenlik güçlerini bulacağını aktardı.

    Erdoğan, "Bugün, demokrasiye sahip çıkan bir millet var, demokrasiye sahip çıkan bir gençlik var; ülkesini seven, demokrasiye bağlı kurumlarımız var, kuruluşlarımız var, özel sektörümüz var. O bayat senaryonun Türkiye'de başarı sağlama imkanı ve ihtimali kalmamıştır bunu bilmeleri lazım. O kapı artık tamamen kapanmıştır.Türkiye, artık, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir ülke konumuna yükselmiştir" diye konuştu.

    Erdoğan, "İnşallah bugünün sorunlarını da gelecekte yine istişareyle, diyalogla çözüme kavuşturacağız. 76 milyonun bir ve beraber yaşayabileceği, birbirinin hukukuna saygı duyacağı, birbirinin özgürlüklerine, birbirinin yaşam tarzlarına hürmet göstereceği bir Türkiye istiyor ve bunu inşa ediyoruz" şeklinde konuştu.

    Başbakan, inançlarını daima muhafaza edeceklerinin altını çizerek, "İnsani ve vicdani değerlerimizden asla taviz vermeyeceğiz. Biz sağlam duracağız ve göreceksiniz, tuzaklar bugüne kadar nasıl bozulduysa, bundan sonra da aynı şekilde bozulacak, betona düşen bir cam gibi darmadağın olup gidecektir" diye konuştu.

    Erdoğan şöyle dedi:

    "27 Mayıs ahlakı, bazı ruhlara sirayet ettiği için, bugün bile bazı zihinlere, bazı ruhlara demokrasi nüfuz edemiyor.

    Kefenini alıp yola çıkanlar için kurtaracak insana ihtiyaç yoktur. Biz, kurtarıcı aramıyoruz. Bize bu ithamı yapanlar, kendilerini kurtaracak olanları arayıp bulsunlar.

    Sadece 12 Eylül müdahalesinin olduğu gün ve sonrasında değil; 12 Eylül'ün öncesinde, yani hazırlık döneminde de Türkiye, gençlerini, kazanımlarını, birikimlerini, enerjisini maalesef heba etti.

    Türkiye, asıl büyük bedeli, 12 Eylül müdahalesinden çok daha önce, 27 Mayıs 1960 müdahalesinde ödemiştir."

    "Başarısız olduk..."

    Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sesi çok çıkanın istediğini yaptığı, bir avuç seçkinin, elitin, imtiyazlının, dayatmalarda bulunduğu bir ülke olmadığına vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:

    "Ekonomiden demokrasiye, yargıdan dış politikaya kadar her alanda, 27 Mayıs vesayetinin izlerini sildik. 27 Mayıs'ın, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın gölgelerini büyük oranda ortadan kaldırdık. Bakın burada samimiyetle, bir alandaki başarısızlığımızı huzurlarınızda açık açık ifade etmek istiyorum. Her alanda köklü reformlar yaptık, her alanda 27 Mayıs'ın ve diğer darbelerin vesayetini ortadan kaldırdık ama muhalefeti, mevcut muhalefet partilerinin zihniyetini değiştirmede, dönüştürmede başarısız olduk.

    Muhalefet partilerine bakın, üzerlerinde hala 27 Mayıs'ın, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın gölgelerini ve tozunu taşıdıklarını görürsünüz. 28 Şubat'ta sermayenin katkısı yok muydu, yazılı ve görsel medyanın katkısı yok muydu? Hani bazı beşliler vardı biliyorsunuz. Beşli çeteler diye başlıkların atıldığı dönem, yok muydu? Ben onlar niye yargılanmıyor diye hala şaşıyorum. 28 Şubat'la ilgili neden onlar hesaba çekilmiyor diye merak ediyorum."

    CHP'nin Mısır ziyareti

    CHP'nin, 12 Eylül'ün 33'üncü yıldönümünü çok anlamlı bir ziyaretle kutladığını dile getiren Erdoğan, "Daha yeni darbe yapmış bir yönetime hayırlı olsun ziyaretine giderek, 12 Eylül'ü çok büyük coşku ve dayanışmayla yad ediyorlar. Çok enteresan. Mısır'da CHP heyetine en son ne zaman iktidar oldukları soruluyor. CHP'liler cevap veremiyor, 'geleceğe bakalım diyor.' CHP'liler hatırlamaz ama, ben buradan hatırlatayım: CHP en son onlar tek partili dönemlerin iktidarıdır" dedi.

    Başbakan Erdoğan, CHP'nin çok partili dönemde iktidar olamadığını kaydederek, "En son CHP iktidarı, 15 Mayıs 1950. Bu gidişle CHP, Allah'ın izniyle iktidar olamayacak, millet CHP'ye ebediyen tek başına iktidar vermeyecek" ifadelerini kullandı.

    Milletin darbelere çanak tutanlara hiçbir zaman iktidar vermediğini bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:

    "CHP heyeti bunu Mısırlılara anlatabilseydi, belki Mısır'daki darbeciler de bundan ders alırlardı. Bizler, bu ülkede, Allah'ın izniyle bir kez daha demokrasinin kesintiye uğratılmasına müsaade etmeyeceğiz.

    Ben inanıyorum ki bu ülkenin gençleri de bu millet de demokrasiye çok güçlü şekilde sahip çıkacak, yeni 12 Eylül'lerin, 28 Şubat'ların, 27 Mayıs'ların yaşanmasına müsaade etmeyecekler. Geçmişte olduğu gibi, azınlığın çoğunluğa hükmettiği, azınlığın çoğunluğa zulmettiği bir dönem inşallah gelecekte Türkiye'de yaşanmayacak. Şunun da altını kalın çizgilerle çiziyorum; küçük azınlığın Türkiye'de kaos oluşturma, Türkiye'ye zarar verme girişimleri asla ve asla başarıya ulaşamayacak.

    Bu ülkenin sahibi artık millettir. Bu ülkede, artık, millet ne derse o olur ve millet ne karar verirse o olur. Bunu söylerken çoğunluğun azınlığın hakkını bir kenara itmesini asla savunmuyorum. Tabi çoğunluk da azınlığın hakkını sonuna kadar koruyacak ve ona da saygı duyacaktır. Her ne sorunumuz varsa, önce sandık yoluyla, ardından da konuşarak, istişare ederek, anlaşarak ve uzlaşarak çözeceğiz."

    "Neyi düzeltiyorsun?"

    "Şu anda Türkiye'deki Gezi olaylarının, benzeri olayların arkasında da maalesef CHP'nin tahrikleri yatmaktadır, CHP'nin milletvekilleri yatmaktadır" diyen Erdoğan, "Bu kadar açık ve net. Her şey görüntülerle vesaire ortadadır. Ülkemizi karıştırmaya yönelik bir çabadır bu" şeklinde konuştu.

    Başbakan şöyle dedi:

    "(CHP'nin yurt dışındaki temasları) Ülkenin, resmi olarak diplomatik ilişkileri düzeltme noktasında senin sıfatın, vasfın ne? Senin böyle bir görevin mi var? Neyi düzeltiyorsun? Böyle bir darbeci yönetimi tanımayan Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetimini, sen hangi hakla, hangi sıfatla temsil ediyorsun? Eğer biz darbe yönetimlerini tanıyacak olursak kendimizi inkar ederiz. Ülkeme saldıranlar olduğu zaman, 'yurtta sulh cihanda sulh' diyemezsin.

    Gazi Mustafa Kemal'in partisini, 90 yaşındaki partiyi, sadece birkaç sene içinde
    eli kanlı terör örgütlerinin, eli kanlı Türkiye düşmanı ülkelerin kuklası haline getirdiler. Bunu hiç görmüyorlar.

    CHP'nin de, CHP'yi bir kukla haline getiren örgütlerin de, bu ülkeyi şiddete sürüklemelerine izin vermeyiz. Onlar kendi kirli gündemlerinde çabalayıp dursunlar. Onlar gitsin darbecileri ziyaret etsinler, gitsin diktatörlerin
    sırtını sıvazlasınlar.

    Biz, her ortamda, bıkmadan, yılmadan, usanmadan hakkı savunmaya devam edeceğiz. Tek başımıza da kalsak, hakkı savunacağız. Yalnız da olsak, mazlumun sesi olacak, mazlumun elini tutacağız."

    Demokratikleşme paketi


    Başbakan şöyle konuştu:

     "Dün saatlerce yeni demokratikleşme paketini arkadaşlarımızla müzakere ettik. İnşallah yarın akşam son maddeleri görüşüp bitireceğiz. Ondan sonra zannediyorum öbür hafta büyük ihtimalle geniş basın toplantısıyla demokratikleşme paketimizi açıklayacağım."

    Alkol düzenlemesi

    Başbakan Erdoğan bazılarının, "Hükümet bizim yaşam tarzımıza karışıyor" dediğini kaydederek, "Allah aşkına hangimizin veya hanginizin yaşam tarzınıza bu hükümet müdahale etmiş. Varsa böyle bir müdahale, Allah aşkına, lütfen bunu bana, il başkanlarıma iletin. Nerede böyle bir şey var? Giyim tarzına, yaşam tarzına nerede müdahale etmişiz?" dedi.

    "Eğer bunu yaptığımız alkol düzenlemesiyle ilgili söylüyorsa o çevreler kusura bakmasınlar, gitsinler Amerika'ya, Batı'ya baksınlar, Batı'daki düzenlemeleri görsünler. O düzenlemelere baktıkları zaman, bizim daha çok geride olduğumuzu görecekler. Bizim daha yapmamız gereken çok şey olduğunu görecekler" diyen Erdoğan, Amerika'nın birçok eyaletinde 21 yaşın altındaki gençlere alkol satılamadığını, Avrupa'da da uygulamanın bu yönde olduğunu aktardı.

    Konuyla ilgili ABD ve Avrupa'daki uygulamaların bilindiğini vurgulayan Erdoğan, "Gece gündüz genç yavrularını dahi 'şaribül leyli ven nehar', sarhoş gezdirecekler. Ondan sonra 'trafik kazasında benim çocuğum öldü' diye feryat ediliyor. Ne olacak? Bunların tedbiri alınmazsa, eğer gece gündüz bu böyle devam ederse... Sadece senin çocuğun içtiği için ölmüyor. Bir de içkisiz araba kullandığı halde, maalesef onun çarpması neticesinde ölen insanlar var. Onların durumu ne olacak?" Taksirli suç işlenmiş kabul edilmiyor, biliyor musunuz? Çok enteresan. Yani katiller sınıfına girmiyor alkollü... Onu hafifletici sayıyor.
    Bir katilin silahla vurarak veya bıçakla öldürmesi gibi muamele görmüyor. Azaltıyor, hafifletiyor, şöyle oluyor, böyle oluyor. Bu nedir? Ödüllendirmektir" ifadelerini kullandı.

    Suriye'deki olaylar

    Başbakan Erdoğan, Suriye'deki olaylarla ilgili, "Biz de diyoruz ki ölüm, ölümdür. Kullanılan silah ne olursa olsun, ister kimyasal, ister diğer silah türleri olsun. Bunla da öldürüyorlarsa onla da öldürüyorlarsa, bunların hepsini aynı kategori üzerinden değerlendirmeliyiz. Suriye'nin insanlığa karşı bunun bedelini, bu rejimin bunun hesabını vermesi gerekir" şeklinde konuştu.

    Erdoğan ayrıca, "Esad rejimi bugüne kadar hiç bir taahhüdünü yerine getirmemiş, verdiği sözlerin tamamını çiğnemiş ve bu yolla daha fazla katliam yapabilmek için zaman kazanmıştır, zaman kazanmaya devam ediyor" dedi.

    Başbakan, Suriye'deki kimyasal silahlarının denetlenmesi tartışmaları ile ilgili de, "Kimyasal silahlar konusunda verilen sözlerin yerine getirileceğine kuşkuyla bakıyoruz" ifadelerini kullandı.

    Başbakan şöyle dedi:

    "(Suriye'nin kimyasal silahlarının denetlenmesi tartışmalarıyla ilgili) Bu yolla daha fazla katliam yapabilmek için zaman kazanmıştır ve zaman kazanmaya devam ediyor. Biz
    kimyasal silahlarla ilgili olarak da aslında inanmıyoruz, güvenmiyoruz.

    Kimyasal silahlarla öldürülenlerde mermi izi, kanı görmüyorsun. Biz de diyoruz ki; ölüm ölümdür, kullanılan silah ne olursa olsun. İster kimyasal, ister diğer silah türleri olsun. Bu rejimin, bunun hesabını vermesi gerekiyor."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow