Geçmişten günümüze yaşanan teknolojik gelişmeler yapay zekayı günlük hayatımıza sokmaya devam ediyor. İlerleyen teknoloji sayesinde gelişen robotların bilişsel becerileri şaşırılacak düzeyde gelişiyor. Peki bu gelişme ilerleyen yıllarda insan hayatını nasıl etkileyecek?

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

2010 yılı itibarıyla markaların sosyal medya iletişimine başlamasıyla sosyal medya ajansları kurulmaya veya konvansiyonel medyaya çalışmış mevcut ajanslar bünyelerine yavaş yavaş dijital okur yazar beyinler katmaya başladı. Sosyal medya iletişimine özel; yetkinliklerine göre giriş seviyesi (junior) ve üst seviye (senior) diye tabir edeceğimiz, o markanın tüm sosyal medya iletişiminden, raporlamasından sorumlu marka yöneticilerini veya diğer adıyla müşteri temsilcilerini, metin yazarlarını içeren ekipler oluşmaya başladı. O ekipleri yönlendiren kreatif direktörler, ajansın büyüklüğüne ve odağına göre sanat yönetmenleri de işin içine dahil oldu elbette. O dönem başlayan ve benim de ilk jenerasyonuna dahil olduğum bu süreç 2017’lere kadar az çok evrilerek geldi. Facebook’un Spaces ile yaptığı sanal gerçeklik (VR) hamlesi, yapay zeka algoritmaları, dördüncü sanayi devriminin henüz başlangıç aşamasındaki etkileri olarak öne çıkıyor.

New York Times'ın 2 sene önce yaptığı bir testte insanlar; benzer iki yazıdan hangisini gerçek bir insanın, hangisini bir robotun yazdığını ayırt edememişti. Peki ya şiirler? Tahmin edebiliyor muyuz hangisini bir robotun, hangisini bir insanın yazdığını?

Narrative Science adlı şirketin kurucularından Kristian Hammond’a önümüzdeki 10 sene içinde haberlerin yüzde kaçı robotlar tarafından yazılacak diye sorulduğunda; yüzde 90 cevabını verdi!

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Yani, yakın bir süreçte okuduğumuz haberler insanlar tarafından değil, robotlar tarafından yazılacak. Bunun ekonomide ve sosyal hayatta oluşturabileceği etkiyi tahmin edebiliyor musunuz?

Peki bugün henüz işin başlarında olsak da dijital endüstri ile birlikte otomasyona uğrayan işler arasında markaların sosyal medyadaki içerik üretimleri de olabilir mi? Bu anlamda hem dijital pazarlama ajanslarında hem markalarda konumlanan sosyal medya ekiplerini nasıl bir gelecek bekliyor? Dördüncü sanayi devrimi dijital marka iletişimi yapılarını orta vadede nasıl etkileyecek?

Dünya Ekonomik Forumu’nun verilerine göre de 2020’ye kadar kritik bir geçiş dönemi yaşayacağız. Fiziksel, teknik ve içeriksel beceriler daha az önemli olurken; bilişsel beceriler, sistemsel ve sosyal beceriler, karmaşık problem çözme becerileri ile birlikte daha çok öne çıkacak. Bu anlamda otomasyona uğrayan içerik üzerine bildiğimiz ve çokça kez tekrar edilen “içerik kraldır” sözü de değişime uğrayacak.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Görsel Kaynak: “Dördüncü Sanayi Devrimi” kitabı

Bu veriler ışığında birbirine benzer üretilen içeriklere otomasyon geleceğini tahmin etmek pek zor değil. Yani, markaların sosyal medyada daha çok trafik sağlama ve “hadi bana gel, bende şu var, üstelik %50 indirimli” mesajı içeren reklam odaklı günlük içeriklerinin otomasyona uğramasından bahsediyorum. Hatta, markaların sosyal medyada özel zamanlar, kampanyalar, projeler vb. dışında kalan günlük içeriklerinde en çok hangi kelimeler etkileşim alıyorsa otomatik olarak o kelimeleri daha çok kullanarak otomatize paylaşım metodları geliştirilecek.

Yapay zeka gibi birçok endüstriyi mevcut haliyle bozacak, değişime zorlayacak bir konuya verdiği önemle bilinen Facebook, bu özelliği önce İngilizce için olmak üzere birkaç sene içinde kullanıcı ve marka odağında sunabilir. Bu durumda da markalarda veya dijital ajanslarda marka yöneticisi veya metin yazarı konumunda olan içerik yazarları, günlük içeriklerle pek uğraşmak durumunda kalmayacağı ya da böyle bir pozisyona ihtiyaç olmayacağı için bu pozisyonlar, daha bilişsel deneyim sunabilecek, araştırma gerektiren üzerine daha çok düşünülmüş içeriklere, projelere odaklanacak pozisyonlarla yer değiştirecektir.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Yani, marka yöneticisi, metin yazarı pozisyonlarında %50 oranlarına varabilecek bir otomasyon söz konusu olabilecekken, kreatif direktör, sanat yönetmeni gibi pozisyonlarda bu otomasyon oranı ya çok çok az ya da hiç olmayacak, şu anki duruma göre. Bu tabii sadece sosyal medya ekiplerini değil; haber sitelerinden e-ticaret sitelerine kadar çok çok geniş bir kitleyi etkileyecektir.