hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Her gün üç kadın öldürülüyor!

    Her gün üç kadın öldürülüyor
    expand

    Namlunun ucundaki kadınlar dizimizin son bölümünde, birbirini tanımayan ama aynı sonda buluşan iki Havva'nın ortak kaderi var. Biri Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, diğeri de Batman'da hemen hemen aynı zamanda intihar eden ya da ettiği iddia edilen iki genç. Biri iki aylık evli, diğeri bekar...

    Damat: Çok mutluyuz.
    Gelin: Yeni bir hayata başlıyoruz. En kötü günümüzün böyle olmasını dileriz.

    Gelinin dileğini paylaşmamak elde değil. Yeni bir hayat, yepyeni umutlar...

    Aslında o gelinliği giyenlerin tamamının hayali ortak. Böyle başlıyorlar umut ve sevinçle. Ama hepsinin dileği yerine gelmiyor.

    "Tek başına çarşıya çıktığında veya herhangi bir pastanede, kafe de oturduğunda bile bu tür bir ferman kesilebilmektedir, bu namussuzluk olarak algılanabilmektedir, bir erkeğin bakışından bile kocası çok fazla rahatsız olabilmektedir, bundan bile ferman kesilebilmektedir."

    Fermanı kesenler, o kadının ölümü hakettiğine inanıyor. İnanmasa da çevre baskısı, sağduyuya galip geliyor.

    Kimi zaman öldürülüyor o kadınlar, kimi zaman "Beni hapislerde süründürme" diyerek intihara zorluyorlar.

    "Sen ölümü hakettin, böyle yaparsan bunu hakedersin. Oysa olumlu bir şeydir hak kavramı. Bizler iyi bir yemeği hakederiz, iyi bir tatili hakederiz."

    İki kızını da kaybetti

    Ölümlerin ardındaki gerçek, çoğu kez bir sis bulutunda kayboluyor. İşte bir anne. Üç yıl arayla iki kızını kaybetti. İkisi de intihar! İkincisini kaybedeli daha iki ay bile olmadı.

    Esra dokuz çocuklu ailenin en büyüğüydü. Üç yıl önce ölüm haberi geldiğinde aile perişan oldu. Aradan üç yıl geçti ve tam da Esra'nın ölüm haberinin geldiği saatte, bir ölüm haberiyle daha sarsıldı aile. Bu kez Havva'ydı hayatını kaybeden...

    Anne: "Neden intihar etmişti? Nedenini de bilmiyorum. Ne mektup bırakmış, ne yazı ne kağıt hiçbir şey yok"

    Esra'nın dört bir yana asılan fotoğrafına inat, Havva'dan eser yok evde. Oysa daha iki ay önce, daha 17'sindeyken, babasının silahını göğsüne dayayıp oracıkta can vermiş Havva...

    Yüksekova'daki Havva geride iz bırakmamış ama Batmanlı Havva iz de bırakmış. Yine de ailenin ağzını bıçak açmıyor.

    Hem konuşmuyor hem de, savcılık dosyasındaki "Bana şiddet" diye başlayan, "Havva Bulut" diye biten mektuptan haberdar bile olmadıklarını söylüyorlar.
    Dediklerine göre o defter kapanmış!..
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow