Eski Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve hükümetinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını karşısındaki tutumunu sert dille eleştirdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Lula da Silva, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Brezilya halkının hak etmediği bir durumun içinde olduğunu belirterek salgına ilişkin, "Bu virüs dün neredeyse 2 bin kişiyi öldürdü. Gelecek hafta aşı olacağımı size bildirmek istiyorum. Herkes aşı olmalı. "ifadesini kullandı. Lula da Silva, halktan devlet başkanının hiçbir kararına uymamalarını istedi.

Bolsonaro'nun Kovid-19'u küçümseyici sözlerini hatırlatan Lula da Silva, "Bu, medeni bir ülkede devlet başkanının üstlendiği rol olamaz. Başkan olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Lula da Silva, Bolsonaro hükümetinin ülkeyi düzgün yönetemediğini ve halkın durumunu kötüye götürdüğünü savunarak, "Bu ülke, tek kelimeyle dağılmış durumda çünkü bir hükümet yok." yorumunu yaptı.

Bolsonaro salgına ilişkin son açıklamasında, Brezilya halkına hitaben, "Bu konuda daha ne kadar sızlanacaksınız? Daha ne kadar daha evde kalacak ve her şeyi kapatacaksınız? Buna artık kimse dayanamıyor. Can kayıplarına üzülüyoruz ama bir çözüm bulmak zorundayız." ifadelerini kullanmıştı.

Brezilya'da 2003-2010 yıllarında devlet başkanlığı görevini yürüten sol görüşlü Lula da Silva'nın yolsuzluk davalarından aldığı cezalar 9 Mart 2021'de iptal edilmiş ve Lula da Silva'nın 2022 seçimlerinde aday olmasının önü açılmıştı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Dört yolsuzluk davasında yargılanan ve bunlardan ikisinde toplam 29 yıl hüküm giyen Lula da Silva, Nisan 2018'de tutuklanarak cezaevine konulmuştu.

Hakkındaki iddiaları reddeden ve bu suçlamaların 2018 seçimlerine katılmasını engellemek amacıyla ortaya atıldığını savunan Lula da Silva, 7 Nisan 2018'de teslim olmuş ve 580 gün hapiste kaldıktan sonra 8 Kasım 2019'da tahliye edilmişti.

Lula da Silva, ülkedeki yolsuzluğa karşı başlatılan ve "araba yıkama" adıyla bilinen soruşturma kapsamında tutuklanan siyasetçi ve iş insanları arasındaki en önemli figür olarak nitelendirilmişti.