hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Obama Çin'den eli boş dönüyor

    Obama Çinden eli boş dönüyor
    expand

    Değişen güç dengeleri ABD'de yıldızı parlayan Barack Obama'yı Çin'de sönük bırakırken, Obama'nın ilişkilerde 'yeni dönem' söylemi boşta kaldı.

    ABD Başkanı Obama, Başbakan Wen Jiabao ile yaptığı görüşmede döviz kuru sorununu masaya getirdi.

    Obama'nın ziyaretinin en sıkıntılı konusu olarak nitelenen Çin parasının değeri sorunu hakkında Wen Jiabao'nun gevşeme sinyali verebileceği beklentileri ise görüşme sonucunda gerçekleşmedi.

    Çin'in suni döviz kuru politikasıyla ihracatı şişirdiğini savunan Washington yönetimi, ülkede işsizlik oranının yüzde 10'un üstüne çıkması ile sesini yükseltti.

    Devlet Başkanı Hu Jintao, dün Obama ile yaptığı görüşme sonrasında "güçlü para birimi" çağrılarını cevapsız bırakmıştı.

    Çin basınında yer alan haberlerde, geçen yıl uygulanmaya başlanan sabit kur politikasının kısa vadede terk edilmeyeceği belirtiliyor. Çinli uzmanlar, döviz kurlarında olası bir değişikliğin en erken 2010'un ortalarına doğru gerçekleşebileceğini dile getiriyor.

    Ülkenin prestijli yüksek öğrenim kurumlarından Renmin Üniversitesi'nin profesörlerinden Jin Canrong, döviz kurları konusundaki bir değişikliğin 'dış baskılar sonucu gerçekleşmesinin mümkün olmadığını' ileri sürerek, "gevşeme yalnızca Çin'in kendi çıkarları doğrultusunda gerçekleşebilir" dedi.

    "Değişim için nesiller gerek"


    Çinli yetkililer, Obama'nın ziyaretinin ilişkilerin seyrine kısa vadede etki etmeyeceğini dile getiriyor. Komünist Parti'nin resmi yayın organı Halkın Günlüğü'nün deniz aşırı baskısında yer alan bir değerlendirmede, iki ülkenin ilişkilerinde 'aksama ve çatışmaların olabileceğine' işaret edilerek, "ilişkilerin istikrarlı gelişmesi için birkaç jenerasyonun sürekli çabaları gerekecek" denilmesi dikkat çekti.

    Washington Times: "Devir değişti"

    Obama'nın ziyaretine ilişkin olarak Washington Times gazetesinde yer alan bir değerlendirmede, Bill Clinton'un 10 sene önce gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaretin Obama'nınkine göre çok daha çarpıcı olduğu belirtildi.

    Değerlendirmede, 1998 yılında Pekin'e gelen Başkan Bill Clinton'un, televizyon kameraları önünde Tiananmen olaylarını eleştirdiği hatırlatıldı. Buna karşın, Obama'nın Hu Jintao ile gerçekleştirdiği basın toplantısında gazetecilerin soru sormasına bile izin verilmediği ve iki liderin sadece önceden hazırlanan bildirileri 'okudukları' belirtildi.

    Çin, 1999 yılında ABD'ye en çok borç veren yedinci ülke konumundaydı. İspanya'nın Amerika'ya verdiği borçların tutarı bile Çin'inkinden fazla iken, Meksika'nın ABD ile ticareti Çin'in iki katıydı. Çin aradan geçen 10 senede ABD'ye en çok borç veren ülke haline gelirken, çoğunluğu dolar bazında tutulan 2 trilyon 270 milyar dolarlık döviz rezervlerine de sahip bulunuyor.

    İki ülkenin yeniden konumlanan ilişkilerinde, Çin ABD'ye açıkça 'faiz politikalarını değiştir' ya da 'mali disiplinden kopma' çağrıları yapıyor.

    Tek somut adım...

    Obama'nın Pekin ziyaretinde gerçekleşen tek somut ilerlemenin Kopenhag'da gerçekleşecek iklim değişikliği konferansında atılacak adımlar konusunda kaydedildiği belirtiliyor.

    Kuzey Kore ve İran'ın nükleer programları konusundaki köklü farklılıklar ise, liderlerin tonlarına açık bir şekilde yansıdı. Obama iki ülkeyi 'seçim yapmaya' davet ederken, Çinli liderler sorunların çözümü için 'müzakere ve diyalog' vurguları yaptılar.

    Obama insan hakları konusunu düşük bir tonla dile getirirken, Çinli liderler Obama'dan Dalay Lama ile temas kurmamasını istediler.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow