hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Obama, dünyanın artık daha güvenli olduğunu söyledi

    Obama, dünyanın artık daha güvenli olduğunu söyledi
    expand

    ABD Başkanı Barack Obama, Washington'da yapılan nükleer güvenlik zirvesinde atılan adımlardan sonra Amerikan halkı ve dünyanın daha güvenli hale geldiğini söyledi.

    Obama, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında, zirveye katılan liderlerin 4 yıl içinde korunmasız durumda olan tüm nükleer materyallerin güvenliğinin sağlanması konusunda görüş birliğine vardığını ifade etti.

    Basın toplantısında nükleer programı nedeniyle İran'a yaptırımlar uygulanması çabalarına da değinen Obama, zirve arasında Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile yaptığı görüşmede, İran'a yaptırımlar uygulanması konusunda adım atılması gerektiği uyarısında bulunduğunu ifade etti.

    "Çin tabii ki bunun genel hatlarıyla ekonomi üzerinde ne gibi sonuçlar doğuracağından kaygı duyuyor. İran petrol üreticisi bir ülke. Sanırım dünyadaki pek çok ülkenin İran ile ticari ilişkileri var ve biz buna dikkat ediyoruz" diye konuşan Obama, buna karşın ülkeler arasında söylenen sözlerin ve verilen vaatlerin bir anlamı olması gerektiğini ve dünya ülkelerinin her geçen gün İran'ın nükleer programının sınırların dışına çıktığına daha fazla ikna olduğunu söyledi.

    Obama, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin "esaslı sayıdaki" üyesinin, nükleer programı nedeniyle İran'a yaptırımlar uygulanmasının doğru bir hareket olduğuna inandığını sözlerine ekledi.

    "Pakistan'ın nükleer programının güvenli olduğuna eminim"


    Basın toplantısında nükleer silahlara sahip ülkelerde biri olan Pakistan'a da değinen Obama, bu ülkenin nükleer programının güvenli olduğundan emin olduğunu söyledi.

    Obama, Pakistan'ın nükleer silahlarına ilişkin programının güvenli olduğundan kuşku duymuyorum. Ancak bu, tüm nükleer güvenlik programlarımızda iyileştirme yapmayacağımız anlamına gelmez" diye konuştu.

    Konuşmasında Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan nükleer gerginliklerin azaltılması için gayret sarf ettiğini ifade eden Obama, "Nükleer programlar söz konusu olduğunda, tüm Güney Asya'da gerginlikleri azaltmak istiyorum" diye konuştu. Obama, Pakistan'ın Washington'daki nükleer güvenlik zirvesindeki varılan bir dizi ortak taahhüdü imzalama kararı almış olmasının, kendisinin yürüttüğü Güney Asya'daki gerginliklerin azaltılması çabalarını güçlendireceğini sözlerine ekledi.

    Nükleer güvenlik zirvesi sonuç bildirisi


    Öte yandan, 47 ülkenin katılımıyla ABD'nin başkenti Washignton'da yapılan nükleer güvenlik zirvesinin sonuç bildirisi yayımlandı.

    Nükleer terörizm tehdidinin dünya güvenliği açısında en zorlu tehditlerden biri olduğu vurgulanan sonuç bildirisinde, nükleer güvenlik sahasında sağlam önlemler alınmasının önemine işaret edildi.

    Obama'nın 4 yıl içinde tüm korunmasız nükleer materyallerin güvenliğinin sağlanması konusunda yaptığı çağrının memnuniyetle karşılandığının belirtildiği 12 maddelik sonuç bildirisinde, tüm nükleer materyallerin etkili bir şekilde güvenliğinin sağlanmasının, ülkelerin uluslararası sorumluluklarından doğan bir yükümlülüğü olduğu hatırlatılarak, zirveye katılan devletlere, uluslararası toplumun bir parçası olarak, nükleer güvenliğin ileriye götürülmesi ve nükleer güvenlik için destek istenmesi ve bu ülkelere destek sağlanması konularında işbirliği yapmaları çağrısında bulunuldu.

    Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) uluslararası nükleer güvenlik konusundaki temel rolünün bir kez daha teyit edildiği bildiride, zirveye katılan ülkelerin bu kurumun, "kendi tüzüğü, ilgili Genel Konferans kararları ve kurumun kendi Nükleer Güvenlik Planları uyarınca, uygun yapıya, kaynaklara ve yetkilendirildiği nükleer güvenlik faaliyetlerine sürdürebilmek için gerekli uzmanlığa sahip olarak görevini sürdürmesini temin etmek için çalışacağız" ifadeleri yer aldı.

    Bildiride BM'nin, Küresel Nükleer Terörizmle Savaş İnisiyatifi ve G8 ülkelerinin yönetimindeki Kitle İmha Silahları ve Materyallerinin Yayılmasına Karşı Ortaklık adlı kuruluşların, nükleer güvenliğin sağlanması konusundaki katkılarına da atıfta bulunuldu. Sonuç bildirisinde, "ülkelerin, nükleer enerjiyi ve teknolojiyi barışçıl amaçlarla geliştirme ve kullanma hakkını aşmayacak, sağlam nükleer güvenlik uygulamalarının hayata geçirilmesinin desteklendiği" vurgulandı.

    Medvedev 'tam bir başarı' dedi

    Bu arada, Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, ABD Başkanı Barack Obama'nın eve sahipliğini yaptığı, 47 ülkenin katılımıyla gerçekleyen nükleer güvenlik zirvesini "tam bir başarı" olarak niteledi.

    Medvedev zirve sonrasında, "Brookings Institution" adlı stratejik araştırma kuruluşunda yaptığı konuşmada, Washington ve Moskova yönetimleri arasında oluşan yeni atmosferi överek, bu işbirliğinin sonuçlar vermeye başladığını söyledi.

    Konuşmasında İran'ın nükleer programına da değinen Medvedev, dünya güçlerinin, İran'ın dünya ülkelerine nükleer amaçlarının barışçı olduğu konusunda garanti vermemesi halinde dünya güçlerinin bu ülkeye karşı yaptırımlar uygulamayı düşünmek zorunda kalacağı uyarısında bulundu.

    Ancak sakatlayıcı derecede ağır yaptırımlara da karşı olduğunu vurguladı. Kırgızistan'daki gelişmelere de konuşmasında yer veren Medvedev, bu ülkenin iç savaşın eşiğinde olduğunu belirterek, Kırgızistan'ın ikinci bir Afganistan olabileceği uyarısında bulundu.

    "Görevimiz Kırgız halkının, krizden sakin bir çıkış yolu bulmasına yardımcı olmaktır" diye konuşan Medvedev, iktidarı muhalefete kaptıran Kırgızistan Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev'e, krizi yatıştırmak için resmi olarak geri adım atması çağrısında bulundu. Medvedev, "Belli siyasi şahsiyetlerin sorumluluk bilinciyle kararlar alması gerek" dedi.

    Konuşmasında Rusya'nın Kırgızistan'daki ABD üssünün kapatılmasına yönelik hiçbir komplonun arkasında olmadığını vurgulayan Medvedev, "Devlet Başkanı Bakiyev ile bir araya geldiğimde ona her zaman, 'Amerikalı ortaklarımıza Afganistan'daki sorunu çözmeleri için yardım etmeliyiz' dedim. Sorun bu yardımın nasıl verileceği ve nasıl etkili olacağıdır" dedi.

    ABD üssünün geleceği hakkındaki kararın sadece Kırgızistan'a ait olacağını vurgulayan Medvedev, "Rusya başka bir ülkenin egemen kararına nasıl karşı çıkabilir? Sevsek de sevmesek de bu ülkenin kendi kararıdır" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow