Bölgenin başkenti Szczecin'den bu şehre ulaşmak, Polonya'nın çoğunlukla kırsal ovalarından ve aynı zamanda Soğuk Savaş'ın etkilerini hala taşıyan bir araziden geçerek sağlanıyor.

CNN Travel'daki habere göre 1991'de Sovyetlerin dağılmasından önce, burası yalnızca özel geçiş hakkı olanların girebildiği bir bölgeydi ve herkes bu konuda 'hiçbir şey bilmiyormuş' gibi davrandı.

Borne Sulinowo'daki yerel müzenin sahibi Wiesław Bartoszek, CNN Travel'a "1945'ten sonra bu kompleks, Batı'nın işgaline karşı kara ve hava kuvvetlerini hazırlayan ve büyük tatbikatları içeren askeri planlarının bir parçası haline geldi. Oraya giden tek bir yol vardı, o da elektrikli çitlerin ardındaki gizemli kasabada sona eren bir demiryolu yolu. Çoğu kişi de yıllarca burayı konuşmaktan çekindi" dedi.

Sovyetlerin gelişinden önce bile, kasaba büyük ölçüde gizemini koruyordu. Nazi Almanyası'nda askeri üs ve eğitim alanı olarak işlev görüyordu. Daha sonrasında da savaş esirlerini barındırmak için kullanıldı.

Askerler için kışlalar, bir demiryolu ve bugün terkedilmiş büyük bir askeri hastane kompleksi vardı.

Şu an için ise bölge turistler için gizemlerle dolu heyecan verici bir 'tatil' rotası...

Bartoszek, bölgenin özellikle yaz sezonunda turistler arasında popüler olduğunu söylüyor. Onlara, insan bedenlerini parçalara ayırmak için kullanılan bir odayı, hastanenin altından geçen gizemli bir tünelin hikayesini anlatmayı seviyor. Araştırmacılar ise o tünelin ne için kullanıldığından hala emin değil.

Borne Sulinowo günümüzde 5000 kişinin yaşadığı bir yerleşim bölgesi... Sovyetler gittikten sonra kışlalar dairelere, demiryolu ise kaldırılarak ana yola dönüştürüldü.

Ancak kasaba yine de geçmişinin izlerini gösteriyor. Bir zamanlar bölgedeki devasa silolarda saklanan nükleer savaş başlıkları bu bölgedeydi...

Bartoszek, "Bu savaş başlıklarının devasa silolarından bazıları, Borne Sulinowo yakınlarında bulunuyor" diyor ve ekliyor: "Komünist dönemde, bölge Avrupa'nın en iyi saklanan gizli yerlerinden biriydi."

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve Varşova Paktı'nın sona ermesinden sonra, yeri ve silahları belgeleyen tüm haritalar ise imha edildi.

Yaklaşık 70 metre uzunluğunda ve 10 metre yüksekliğindeki depolama odaları ise artık kalın bir toprak tabakasının altına gömülmüş ve üzeri çim ile örtülmüş...

Bölge ise açtığı müze ve turistler ile turizmi geliştirmeyi ve tarihe ışık tutmayı bekliyor.