hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Özel statü 'sizi istemiyoruz' demek"

    Özel statü sizi istemiyoruz demek
    expand

    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Roma'da 'Türkiye ve AB' başlıklı konferansta, "Türkiye'ye özel statü önermeye kalkışmak 'sizi tam üye olarak istemiyoruz' demekle eş anlamlıdır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Uluslararası Siyasi Araştırmalar Merkezi tarafından Hosianum Palace Oteli'nde yaklaşık yüz kişinin katılımıyla gerçekleştirilen konferansın ikinci oturumunda konuşan Baykal, Türkiye'nin AB sürecinin 43 yıl önce başladığına değinerek, AB'de kimi kesimlerin son dönemde farklı bir tavır sergilemeye başladıklarını belirterek şöyle konuştu:

    ''Türkiye, bugün itibarıyla, 17 aralık 2004'te kendisinden istenmiş olanları yerine getirmiş durumdadır. Ama Avrupa'da giderek yeni bir tablo ortaya çıkmaya başladı. Eskiden bazı marjinal çevrelerde dile getirilen düşüncelerin, giderek AB'nin resmi kararlarına, kurumlarına da yansıdığını görüyoruz. Türkiye'nin üyeliği konusundaki tereddütlerin resmiyet kazandığı bir aşamaya girer gibiyiz. Bu bizim heyecanımızı da olumsuz etkilemeye başlamıştır''.

    “Kıbrıs sorunu otomatikman çözülecektir”

    Deniz Baykal, Türkiye'nin AB tercihinin, olası ekonomik çıkarlardan değil, Cumhuriyet döneminin başından beri benimsenmiş olan bir ''medeniyet tercihi''nden kaynaklandığını kaydetti.

    Baykal, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda şu aşamada Kıbrıs sorununu bir engel olarak çıkarmanın haksızlık olacağına değinerek, ''3 ekimde yapılması gereken, müzakereleri başlatma protokolünü imzalamaktan ibaret olmalıdır. Ek koşullar koymaya kalkışılmamalıdır. Türkiye ve AB ilişkileri çözümlendiğinde, orta veya uzun vadede Kıbrıs sorunu da otomatikman çözümlenecektir'' dedi.

    Monte Dei Paschi Di Siena Vakfı Başkanı Giuseppe Messari'nin yönettiği oturumda, Baykal'ın yanı sıra TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, Solun Demokratları Partisi Genel Başkanı Piero Fassino, Almanya'daki Schröder hükümeti döneminde Ekonomi ve Çalışma Bakanı Yardımcısı olarak görev yapmış Gerd Andres ve İtalya Dışişleri Bakanlığı Avrupa Entegrasyonu Departmanı Genel Müdürü Ferdinando NelliFeroci de konuştu.

    Katılımcıların tümünün, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin uzun bir süre alacağına işaret etmekle birlikte, 3 ekimde Ankara'yla müzakerelerin başlatılmasından yana tavır sergilemeleri de dikkati çekti.

    Fassino, konuşması sırasında Kıbrıs konusunda AB'nin de hatalar yapmış olabileceğini kabul ederek, Avrupa ülkelerinin de sorunun çözümü için ''aktif rol'' üstlenmelerinin önemli olacağını savundu.


    KRİTİK TOPLANTI YARIN 

    Fassino: “Ermeni soykırımı karmaşık bir konu”

    Karmaşık sorunlar bağlamında Ermeni soykırımı iddialarına da işaret eden Fassino, bu konuda ise şunları söyledi: ''Ermeni soykırımı da karmaşık bir konu. Ama geçtiğimiz günlerde Türkiye'de Türk tarihçiler ilk kez bu konuyu ele aldılar. Sınırlar yeniden çizilmeli türünden iddiaları kastetmiyorum. Ama bahsedilen konu, Avrupa'nın büyük bir kriz içinde olduğu dönemde yaşanmış bir vakıadır. Bu karmaşık sorunun çözümünü de sadece sorunla ilgili ülkelere mi bırakmamız gerekecek? Bence bu karmaşık sorunun çözümü için de Avrupalı tarihçilerin bir aktif rol üstlenmeleri yerinde olur''.

    Türkiye-AB ilişkilerinde bugünkü tartışmaların özellikle Avrupa'daki iç sorunlardan kaynaklandığını belirten Fassino, ''ama 3 Ekim'de tam üyelik müzakereleri başlatılmalıdır. Türkiye'nin üyeliği, sadece Türkler için değil AB için de bir kazanım olarak görülmelidir'' dedi.

    Erdoğan: “İnanıyorum ki dürüst davranacaklardır”

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, Türkiye'nin AB hedefinde son aşamaya gelindiğini ifade etti. Erdoğan, Müzakere Çerçeve Belgesi konusunda dürüst davranılmazsa, Türkiye'nin beklenenden çok çok farklı tepki göstereceğini söyledi.

    Erdoğan, ''AB adına karar verecek olanlara sesleniyorum: Türkiye, 17 aralıkta verilen karar ile ilgili olarak nasıl dürüst davrandıysa Müzakere Çerçeve Belgesi ile ilgili olarak inanıyorum ki dürüst davranacaklardır" dedi.

    AB içerisinde de fanatizm kurbanlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye'ye şaşı bakanlar var. Bunu da böyle bilin. Onları da Türkiye'ye doğru bakmaya davet ediyorum'' diye konuştu.

    Erdoğan, yaptığı konuşmada AB'nin geleceğinin demokrasi, insan hakları ve evrensel değerlere ne kadar bağlı kalacağına göre oluşacağını ifade etti.

    Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye, kimliğiyle birlikte, değerleriyle, insanları ve potansiyeliyle birlikte bir Avrupa ülkesidir. Türkiye AB'nin idealleri için bir anahtardır. Bu anahtar bu kapıyı açacaktır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rum Patrikhanesi’nden açıklama

    3 ekime sayılı günler kala Fener Rum Patrikhanesi yaptığı açıklamada, Türkiye'nin sosyal ve dinsel yapısıyla Avrupa Birliği'ne zenginlik katacağını ve Avrupa'daki bazı platformlarda beliren ilkel milliyetçiliğin gelişmesinin birlikte yaşamanın getireceği anlamlı avantajlarla önleneceğini bildirdi.

    Açıklamada, 3 ekim 2005'in, AB ve Türkiye'nin aynı değerlere sahip olmak üzere buluştukları bir gün olarak tarihe geçeceği vurgulanarak, ''1990'ların başından bu yana Patrikhanemiz ve Patrik Bartholomeos, Türkiye'nin mutlaka bu birliğin bir parçası olmasının hakkı olduğunu savunmuşlardır" denildi.

    Türkiye Ermenileri Patrikliği’nden AB’ye mektup

    Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob 2 de, ''Türkiye'nin AB'ye girme arzusu sadece Türkiye ve Avrupa için değil, dünya barışı için kaçırılmaması gereken bir şanstır'' dedi.

    Türkiye Ermenileri Patrikliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Patrik Mesrob 2'nin, Avrupa Parlamentosu'nun 732 üyesine, AB üyesi ülkelerin başbakan ve bakanlarına, Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'e ayrı ayrı birer mektup gönderdiği bildirildi.

    Türkiye'nin AB'ye girme sürecinde zorlu sınavlardan geçeceğinin bilincinde bulunduklarını ifade eden Mesrob 2, ''dünyanın gelecekteki barışı açısından bu sınavların gerekli ve kaçınılmaz olduğu açıktır. Ancak şu son günlerde Türkiye'nin üyelik sürecinin askıya alınması için çeşitli çevrelerden gelen baskılar bizleri kaygılandırıyor" ifadesini kullandı.

    Papadopulos: “Türkiye’nin üyeliği bize bağlı”

    Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, Türkiye'nin AB'ye entegrasyonu yolunun, Rumların iyi niyetine bağlı olduğunu savundu.
    1 ekim bağımsızlık günü dolayısıyla ulusa sesleniş konuşması yapan Papadopulos, "Türkiye, AB üyesi olarak bizim görüşlerimize önem vermesi gerektiğini anlayacaktır" dedi.

    Rum lider, Türkiye'nin AB üyeliğinin kendilerinin iyi niyetine bağlı olduğunu vurgulayarak, "son Müzakere Çerçeve Belgesi görüşmeleri sırasında bu gerçek açıkça ortaya konmuştur" diye konuştu.

    Papadopulos, "sadece birleşik bir ülke, toplum ve ekonomi, ortak bir devlet çatısı altında işlevlerini yerine getirebilir, barış ve refaha ulaşılabilir" dedi.

    Papadopulos, geçtiğimiz yıl yapılan referandumda, adanın birleşmesini öngören Annan Barış Planı'na 'hayır' demişti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    AB Dönem Başkanı İngiltere, Avusturya'nın talebi üzerine Avrupa Birliği dışişleri bakanlarını olağanüstü toplanmaya çağırdı. Dışişleri bakanları, pazar günü saat 20.00'de sadece Türkiye'yi görüşmek üzere toplanacak.

    İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un yapacağı açılış konuşmasının da 3 ekime bırakılması gündemde. Jack Straw'un konuşmayı akşamüstü yapması bekleniyor.

    Türkiye ile yapılacak müzakerelerin temelini oluşturan Müzakere Çerçeve Belgesi'nin onaylanması ise, 3 ekime kalabilir. Ancak diplomatik kaynaklar, İngilizlerin imzayı pazartesi gününe bırakmak istemediğini belirtiyor.

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow