hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mercedes Türkiye'de rüşvet verdi mi?

    Mercedes Türkiyede rüşvet verdi mi
    expand

    Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın avukatı Enis Dinçeroğlu, 22 ülkede rüşvet dağıtmakla suçlanan Mercedes'in, 1997 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü'ne 130 otobüs satmak için "Bayan X" kod adlı bir kişiye 10 bin mark rüşvet verdiği iddialarının doğruluğunun araştırılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

    Dinçeroğlu, ABD Adalet Bakanlığı'nda yapılan bir soruşturma neticesi aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 22 ülkede rüşvet dağıtıldığı gerekçesiyle dava açıldığını, açılan davada Daimler firmasının 180 milyon dolar ceza ödeyerek anlaşma yoluna gideceğini öğrendiklerini belirtti.

    Daimler firmasının anlaşma yoluna gitmesi ve ceza ödemesinin 22 ülkede ve Türkiye'de rüşvet verildiği iddiasının ikrarı anlamına geleceğine işaret eden Dinçeroğlu, müvekkilleri Burhan Özfatura ve Murat Kornoşor adına İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunduklarını vurguladı.

    Başvuruda, gazete haberlerini ihbar kabul ettiklerini kaydeden Dinçeroğlu, şöyle devam etti:
    "Bu durumda Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunularak, gazete haberlerinin tümünün ihbar kabul edilmesi, 1997 Eylül ayında yapılan ihalede görevli bayan X'in şüpheli olarak araştırılmasını talep ettik.

    1997 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı görevinde bulunan Burhan Özfatura ve dönemin ESHOT Genel Müdürü Murat Kornoşor'un anılan gazete haberlerinden dolayı yasal yollara başvurma hakkımızı saklı tuttuk. Müvekkiller adına bu haberlere neden olan olayların incelenmesi ve müvekkillerin kişilik haklarını zedeler nitelikte iddiaların araştırılması, sorumlular hakkında kamu davası açılarak cezalandırılmasını talep ettik."

    Her ne kadar haberlerde anılan dosyada Bayan X rumuzlu bir kişiden bahsedilmekteyse de 1997 yılında ihaleyi yapan belediye başkanı ve ESHOT genel müdürü olarak müvekkillerin kişisel hakları zedelendiğini ve kamuoyunda kötü bir izlenim yarattığını savunan Dinçeroğlu, yurtdışında ortaya çıkan bu iddiaların Türk mercileri ve İzmir Başsavcılığı tarafından da değerlendirilmesi, incelenmesi gerçeklerin ortaya çıkarılması ve müvekkillerinin kişilik haklarının zedelenmesinin önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow