hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    The Abraaj Group, lojistik şirketi Netlog'a ortak oldu

    The Abraaj Group, lojistik şirketi Netloga ortak oldu
    expand

    Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Başkanı Arda Ermut, geçen sene Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırımların (UDY) 12,3 milyar dolar olduğunu anımsatarak, "Ben bu sene kesinlikle onu geçeceğimizi düşünüyorum. Fakat ne kadar geçeceğimizi, bu bölgesel gelişmeler, global belirsizlikler etkileyecek." dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Afrika, Latin Amerika, Orta Doğu, Türkiye ve Asya'nın büyüyen pazarlarında faaliyet gösteren özel sermaye şirketi The Abraaj Group, Türkiye'nin en büyük lojistik şirketlerinden biri olan Netlog'a ortak oldu. Düzenlenen basın toplantısında TYDTA Başkanı Arda Ermut, geçen yıl gelen tüm yatırımın yüzde 55'inin temmuz ayından sonra geldiğini dile getirdi.

    15 Temmuz FETÖ darbe girişimi yüzünden yatırımlarda azalma olmadığını, tam tersine artış olduğunu aktaran Ermut, "Belki daha fazla artış olacaktı, ket vurdu. Belki bu şartlar oluşmasa, bölgesel bazı gelişmeler olmasa, çarpan etkisiyle daha fazla bir artış görebilirdik. Ondan dolayı önümüzdeki yıl için daha fazla umutluyuz. İnşallah doğrudan yatırım anlamında daha parlak bir yıl olacak. Zaten ilk 5 ay itibariyle, geçen senenin ilk 5 ayına göre yüzde 11'lik artışla gidiyoruz. Ama biz bunu yeterli bulmuyoruz. Daha fazla olmasını ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı.

    "Gerek global, gerekse bölgesel gelişmeler olsun bizi endişeye sevk etmiyor değil" diyen Ermut, yatırımcıları çeşitlendirmeye çalıştıklarını vurguladı. Ermut, normalde 2010 yılına kadar doğrudan yatırımların yüzde 75'inin Avrupa'dan geldiğini anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti: "Bu rakam yüzde 66'lara düştü. Yine Asya'nın payı yüzde 2'den yüzde 7-8'lere çıktı. Rusya'nın payı arttı. Biz bunu yapmaya çalışırken Körfez ülkelerinin kendi aralarında bazı sorunları çıktı. Türkiye'nin hepsi ile iyi ilişkileri var; özellikle Suudi Arabistan ve Katar iki önemli aktör. Fakat bu iki ülke arasındaki problem bizi üzüyor ve haliyle yatırımcıların kararlarını biraz daha ertelemelerini sağlıyor. Sadece Türkiye'ye yatırımlar anlamında değil, bundan dolayı bazı gecikmeler yaşıyor olabiliriz."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Yatırımcılar bir sıkıntı yaşamayacaklar"

    Arda Ermut, geçen hafta Almanya konusunda bazı olayların yaşandığını ama hükümetin, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu duruma net ve kesin reaksiyon gösterdiğini anımsattı.

    En sert politik krizin yaşandığı ülkelerin yatırımcılarını konuştuklarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın reaksiyonun, "Bakın problemler hükümetler arasında olur, halklar arasında kesinlikle olmaz. İkincisi bu insanlar gelip ülkemde yatırım yapmış. Bunların bizim için Türk şirketlerinden bir farkı yok. Tam tersine en ufak bir sorunları olduklarında bize gelecekler, biz çözeceğiz. Kesinlikle mağdur olmalarına izin vermeyeceğiz." şeklinde olduğunu dile getiren Ermut, kendilerinin bunun rahatlığı ile bütün yatırımcılara destek vermeye devam ettiklerini dile getirdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ermut, "Önümüzdeki dönemde de bunun güvencesini verebiliriz. Göreceksiniz ki, ne Alman şirketleri, ne de herhangi bir şekilde politik olarak bazı sorun yaşadığımız ülkelerden gelen yatırımcılar bir sıkıntı yaşamayacaklar. Tam tersine inşallah biz bu ülkelerden gelen yatırımları da artırmak noktasında elimizden geleni yapacağız. Buradan gelen yatırımların artmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Elbette politik gelişmeler bazen yatırım ortamı ile ilgili algıları etkileyebilir. Fakat biz bu noktada üzerimize düşeni yapıp, yatırımcılarımızın da, yatırım ortamı algısının da etkilenmemesi hedefiyle elimizden geleni yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.

    "Portföyümüzdeki projelerin yüzde 10'a yakını Alman şirketlerinin..."

    TYDTA Başkanı Ermut, tek kuşak tek yol stratejisinden sonra Türkiye'nin Çin'den büyük ilgi görmeye başladığını, ancak eğer Körfez'deki sorunlar çözülürse en büyük yatırımı Körfez'den beklediklerini anlattı. "Almanya ile yaşanan ilişkilerde, 'Biz bu ilişkilerden dolayı sıkıntı yaşadık, bu olay yüzünden yatırımlarımız vardı, kaçıyoruz' diyen bir tane bile yatırımcı yok." ifadelerini kullanan Ermut, gelen, gelmekte olan ve takip ettikleri şirketlerin olduğunu kaydetti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ermut, "Şu anda portföyümüzdeki projelerin yüzde 10'a yakını Alman şirketlerinin. Yani bütün dünyadan görüştüğümüz şirketlerin, neredeyse yüzde 10'u Alman şirketlerden oluşuyor. Bunların bir kısmı Türkiye'de hali hazırda yatırımı olan şirketler. Adam yatırımını büyütecek ya da bir konusu var, o da biz de bir proje olarak açık duruyor. Dolayısıyla Alman şirketler aslında bizim günlük iş akışımızın hala önemli bir kısmını oluşturuyor." diye konuştu.

    Türkiye’ye algı operasyonlarının yapıldığı dönemlerde bütün devlet kurumlarının dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Ermut, konunun hassas olduğunu ve en ufak bir kötü iletişimde etkilenebileceğini dile getirdi.

    Ermut, geçen 2-3 haftada yaşananların iyi bir ders olduğunu belirterek, şunları anlattı: "Yatırımcılarla siyasilerin gündemi hep farklı. Biz hep şunu gördük; ekonomik ilişkiler her zaman siyasi gelişmelerin bir nevi yola oturmasını sağlıyor. Almanya, bizim önemli bir ticari partnerimiz ve önemli bir yatırımcımız olarak kalmaya devam edecek. Çünkü hali hazırda Türkiye'de bir sürü yatırımları var. Almanya'daki seçim gündemi de maalesef bu tür söylemleri artırıyor. Ben onlar da geçince, bunlar biraz daha yoluna girecektir diye düşünüyorum. Suudi Arabistan özelinde de, iki ülke negatif açıklama yapmama konusunda dikkat ediyor. Neticede Türkiye'de yatırım yapan bir yatırımcı, bütün çevre ülke pazarlarını hedefleyerek yatırım yapıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dolayısıyla Suudi Arabistan'dan dolayı değil ama bölgedeki belirsizlikten dolayı biraz yavaşlayan süreçler oldu. Ama hala bu yatırımcılarla görüşmelerimiz devam ediyor. Benim şahsi görüşüm, yatırımcılar belki daha hızlı alabilecekleri bir kararı şu anda bekletiyorlar. 'Negatif anlamda Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki krizden dolayı belirsizlik görüyorum, buradan çıkıyorum' diyen Suudi yatırımcımız yok. Tam tersine hala Türkiye'de yaşamaya devam eden, burada tatilini yaparken bir yandan da bizimle görüşen, bütün süreçlerini takip ettiğimiz Suudi yatırımcılarımız var."

    "Yakın zamanda imalat anlamında bir yatırım anonsumuz olabilir"

    Arda Ermut, geçen sene Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırımların (UDY) 12,3 milyar dolar olduğunu anımsatarak, "Ben bu sene kesinlikle onu geçeceğimizi düşünüyorum. Fakat ne kadar geçeceğimizi, bu bölgesel gelişmeler, global belirsizlikler etkileyecek." dedi.

    Normalde çarpan etkisinin daha fazla olacağını ümit ederken, belki biraz daha sınırlı olabileceğini belirten Ermut, ilk 5 ay itibariyle yüzde 11'lik artışla gidildiğini, bunun korunabileceğine işaret ederek, "İnşallah bir kötü gelişme olmazsa, ben öyle veya böyle sene sonunu, geçen seneye göre kesinlikle daha iyi kapatacağımıza inanıyorum." Açıklamasında bulundu.

    Çekilen yatırımların önemli bir kısmının gayrimenkul olmaya devam edeceğine işaret eden Ermut, lojistik, sağlık, fintech, bilişim, petro-kimya, gıda, enerji ve imalat alanında yeni yatırımlar görülebileceği bilgisini verdi.

    Gelecek aylarda duyurusunu yapacakları yeni yatırımlar olacağını da vurgulayan Ermut, "Yakın zamanda imalat anlamında bir yatırım anonsumuz olabilir. Milyar dolar değil ama büyük bir yatırım. Enteresan ülkelerden de yatırımlar olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

    "Türkiye bizim için önemli bir pazar"

    The Abraaj Group Ortağı Syed ise global bir şirket olduklarını vurgulayarak, 30 ülkede 17 ofisle hizmet verdiklerini belirtti. Bugüne kadar 10 milyar dolarlık fon yönettiklerini, bu fonun 7,7 milyar dolarının şirketlerde yatırım olarak bulunduğunu ve 190 şirkete yatırım yaptıklarını bildiren Syed, büyümekte olan pazarlarda en büyük özel sermayeli fon olduklarını kaydetti. Syed, bütün büyümekte olan pazarların tüketim odaklı pazarlar olduğunu ve söz konusu pazarlarda ekonominin büyüdüğünü, bölgede nüfus ve demografi açısından elverişli bir ortam olduğunu ifade etti.

    Artık büyümekte olan pazarların zamanının geldiğini vurgulayan Syed, şunları kaydetti: "Geçmişte gelişmiş pazarlar ekonomiye yön verdi. Ama şimdi artık gelişmekte olan pazarlara bir kayma var, gelişmekte olan pazarlar ön plana çıkıyor. Tahminlere bakıldığında, gelişmekte olan pazarların dünyadaki gelirin üçte ikisine katkıda bulunmuş olacakları görülüyor. 2030 yılı itibariyle kentsel nüfusun yüzde 90'ı da bu pazarlarda yaşayacak. Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, uzun vadede gelişmekte olan pazarları göz ardı edemezsiniz. Uzun vadede hem yatırımcılar için hem yatırımcı şirketler için büyüme ve fırsatlar, bu pazarlardan gelecek. Gelişmekte olan pazarlardaki pozitif demografi, büyüme odaklı durumu desteklemeye devam edecek. Ayrıca 30 yaşın altındaki dünya nüfusunun yüzde 90'ı gelişmekte olan pazarlarda yaşıyor. Genç nüfusun pazarları canlandırıyor."

    "Türkiye'de sağlık, perakende ve fintech alanlarına yatırım yapacağız"

    The Abraaj Group Ortağı Omar Syed ise Türkiye'deki ekonomik büyümeye işaret ederek, "Türkiye'de de şehirler hızlı büyüyor. Türkiye bizim için önemli bir pazar. Türkiye ayrıca bölgenin önemli bir merkezi. Türkiye'de çok iyi yatırım fırsatları var. Türkiye'de sağlık, perakende ve fintech alanlarına yatırım yapacağız." diye konuştu.

    Syed, Türkiye'de ilk yatırımlarının Acıbadem olduğunu anımsatarak, Netlog'un ise 10. yatırımları olduğunu bildirdi. Türkiye'ye toplamda 1 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını kaydeden Syed, Netlog'un lojistik sektöründe karlı bir şirket olduğunu, Abraaj olarak değer katabilecekleri şirketlere yatırım yaptıklarını vurguladı.

    Syed, şunları kaydetti: “Netlog'u bir sonraki büyüme aşamasına taşıyacağımızı düşünüyorum. Sadece Türkiye'de değil uluslararası piyasada da Netlog'u büyük bir şirket haline getirme vizyonunu paylaşıyoruz. Netlog, lojistik hizmetleri anlamında değer katan hizmetler sunuyor. Netlog'un uluslararası pazarlara taşınma anlamında çok güzel geçmişi var. Abraaj olarak lojistik sektöründe çok önemli deneyime sahibiz. Bu anlamda Netlog ile ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz. Birkaç hafta sonra Netlog ile birlikte ilk satın almamızı gerçekleştireceğiz. Türkiye'de başka bir lojistik şirketine daha yatırım yapacağız."

    Çeşitli ülkelerden 320 global yatırımcıları bulunduğunu belirten Syed, Türkiye için kullanılan yatırım fonunun yüzde 90'ının Batılı yatırımcılardan geldiğini söyledi. Abraaj Group Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı Selçuk Yorgancıoğlu da Netlog'a yapılan yatırımın Türkiye'de bir lojistik şirketine yapılan en büyük yatırım olduğunu belirtti. Yorgancıoğlu, "Türkiye'de toplam 1 milyar dolarlık 10 yatırım yaptık, 5'inden çıkış yaptık." bilgisini verdi.

    "Hedefimiz gelecek 5 yılda 3 kat büyümek"

    Netlog Başkan Yardımcısı Çak ise lojistiğin çok kapsamlı bir işlem olduğunu belirterek, son 6 yıl içerisinde Netlog'un Türkiye'de lojistik sektöründe en büyük şirket olduklarını kaydetti. Çak, amaçlarının bölgede 1 ile 4 milyar dolarlık büyük şirketler arasına girebilmek olduğunu, Türk iş adamlarının da bölgede iş yapmasını istediklerini ifade etti.

    Netlog olarak 2016'da yüzde 25 büyüdüklerini bildiren Çak, büyüme hedeflerinin gelecek 5 yılda 3 kat büyümek olduğunu dile getirdi. Çak, Abraaj'ın Netlog'a yaptığı yatırımla yeni alanlarda yatırım yapacaklarını belirterek, hedeflerinde lojistik sektörünün yanı sıra IT firmalarının da olduğunu bildirdi. Netlog Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak da lojistik sektöründeki başarılarının arkasında bilgi işlem yapılanmalarındaki gelişmişlik ve bütün sistemlerin entegre olarak yönetebilmeleri olduğunu vurguladı.

    Doğrudan yatırımlarda istikrar sürüyor

    TYDTA verilerine göre uluslararası doğrudan yatırım (UDY) akımlarındaki istikrar, 2017 yılının ilk beş ayında da sürdürüldü. Ocak-mayıs döneminde Türkiye'ye gelen UDY geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 11 artarak 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında gelen net UDY 1,18 milyar dolar olurken, ilk 5 ayda gelen UYD'nin 3,6 milyar doları sermaye, 1,541 milyar doları gayrimenkul olarak kaydedildi. Aynı dönemde Avrupa'dan 2 milyar 542 milyon dolar, Amerika ve Kanada'dan 123 milyon dolar, Asya'dan ise 936 milyon dolar geldi.

    UDY portföyünün detaylarına bakıldığında, 2002-2010 döneminde Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımların yüzde 18'i imalat sektörü, yüzde 9'u da enerji sektörüne gelirken, 2011-2016 döneminde imalatın payı yüzde 30'a ulaştı, enerjinin payı ise yüzde 16'yı aştı. UDY'nin geldiği sektörlerin çeşitlendirilmesi ile beraber, UDY kaynakları da çeşitlendirildi. Türkiye'nin geleneksel UDY kaynakları olan Amerika ve Avrupa'dan gelen UDY'de bir azalma yaşanmazken, alternatif kaynaklar olan Körfez ülkeleri ve Uzak Doğu Asya ülkeleri de önemli kaynaklar olarak ön plana çıkmaya başladı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow