hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ahmet Hakan'dan 28 Şubat ifadesi

    Ahmet Hakandan 28 Şubat ifadesi
    expand

    TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Ahmet Hakan Coşkun, "28 Şubat'ta direnen bir televizyon kanalının görünen yüzü olarak ithamlara maruz kaldım ama bugün de kalıyorum" dedi. Komisyon, "Sisi" olarak tanınan Seyhan Soylu'yu da dinledi.

    AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığında toplanan TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Coşkun, 28 Şubat'ta tutumu nedeniyle hedef haline geldiğini, bugün de AK Parti'ye yönelik eleştirel bakış sergilediği için "askerlikten kaçtı" şeklinde, mahkeme kararına rağmen, hakkında 42 yazı yazıldığını ifade etti.

    "28 Şubat'ta direnen bir televizyon kanalının görünen yüzü olarak ithamlara maruz kaldım ama bugün de kalıyorum" ifadesini kullanan Coşkun, "Medya güçlünün yanında hizalanır. O dönemde de öyleydi, bu dönemde de böyle. Yargımız, üniversitelerimiz, bürokrasimiz, güç kimdeyse onun yanında hizalanırlar" dedi.

    28 Şubat'ın medya tarafından askerlerin kışkırtılmasıyla olmadığını belirten Coşkun, "Askerler zaten kışkırmış durumdaydılar. Bu işi onlar başlattılar" diye konuştu.

    Çevik Bir'in suç duyurusu yazılarıyla iki kez ağır ceza mahkemesinde yargılandığını anımsatan Coşkun, "28 Şubat rant dağıtımı için yapılmamıştır. Askerler bunu banka yönetim kurulu üyesi olmak için yapmadılar. Ancak bu durum, bunun doğal sonucuydu" dedi.

    Necmettin Erbakan'ın direnmeyi, rest çekmeyi ve istifa etmeyi düşünmediğini ifade eden Coşkun, "Keşke rest çekseydi, istifa etseydi" diye konuştu.

    Coşkun, o dönemde ABD ve AB'den demokrasiye dikkati çeken bir açıklama gelmediğini vurgulayan, "İlkesiz davrandılar, tepki göstermediler. Süreci, imalı da olsa desteklemiş oldular" dedi.

    Coşkun'un "Darbelerle baş edebilmemiz için bütün toplum kesimlerin üzerinde anlaşacakları bir demokrasiyi tesis etmemiz gerekiyor. Yoksa bu tür araştırmalar rövanşa dönüşüyor. Dün yapılanlar araştırılıyor, yarın da bu dönemi araştıracaklar ve anlamaya çalışacaklar" sözlerine Komisyon Başkanı Baş, "Biz de gelir anlatırız" karşılığını verdi.

    "Medya yapısı değişmeli"

    Gazeteci Yazar Avni Özgürel, düne göre azalmış olmasına rağmen "Türkiye'de artık darbe olmaz" denilemeyeceğini, "her an her şeyin olabileceğini" söyledi.

    "Yeniden darbe olmaması sizlere, hepimize bağlı" ifadesini kullanan Özgürel, "AK Parti iktidarı döneminde sermaye yapısı değişti, siyasi yapı değişti, yargıda önemli değişiklikler oldu. Ancak Türkiye'de bu medya yapısı değişmiyor. Bunun AK Partililik ile ya da karşıtlığıyla alakası yok. Üslup, zihniyet, gazetecilik anlayışı açısından söylüyorum. Bu yapı değişmeli" diye konuştu.

    Özgürel, "28 Şubat'ın temelinde yatan önemli sebeplerden birisi, Erbakan'ın geliştirdiği havuz sistemidir" dedi.

    Sisi: "Şahin, Gündüz ve Kalkancı'yı tanımam"

    AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığında toplanan TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, kamuoyunda "Sisi" olarak tanınan Seyhan Soylu'yu dinledi.

    Meclis'e üçüncü veya dördüncü gelişi olduğunu belirten Soylu, cinsel tercihi nedeniyle bir hayli mücadele ettiğini söyleyerek başladığı konuşmasında, zaman zaman komisyon üyesi milletvekilleriyle tartıştı.

    Komisyon üyelerinin sorularına cevap verirken, daha önce gazetelerde çıkan ifadelerinin birer ironi ürünü olduğunu dile getiren Soylu, "Ben hayatı ti'ye almak zorundayım" dedi. Soylu, daha önce söylemiş olduğu kimi demeçlerin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

    28 Şubat sürecinin öne çıkan isimlerinden Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı'yı hiç tanımadığını ifade eden Soylu, "Ben hayatımda hiç bu insanları görmedim. Müslüm Gündüz ile Fadime Şahin'in basılma olayını kınıyorum. Özel hayata müdahale edilerek basılması, afişe edilmesi yanlış. Ben şahsen ürktüğüm bir insandı, asalarla filan; ama bugün söylemleri sempatik bile geliyor. Ama devletin kolluk güçlerinin medya ile baskın yapması çok çirkin" şeklinde konuştu.

    "28 Şubat'ın gizli kahramanı benim" şeklindeki gazetelerde çıkan ifadesinin sorulması üzerine ise Soylu, "Terörist başları dahi kahraman ilan ediliyor. Evet ben en gizli kahramanıyım. Çünkü 28 Şubat'ta Tansu Çiller, Özer Çiller, mafya ilişkileri; bir de baktım ki Tansu Çiller de dahil herkes mağdur, mağdur olmayan kalmamış. Aktütün Karakolu kurşunlandığı zaman çıkıp ekranlara, golf topunu alıp, komutana 'bunları istediğiniz yerde oynayabilirsiniz' diyecek kadar çılgın biriyim. Ama asla bir çete içinde, bir darbe içinde olmadım. Bir tane telefon görüşmemi bile getiremez kimse bana" diye konuştu.

    28 Şubat'ta Strateji adında bir dergi de dahil olmak üzere değişik yayın faaliyetinde bulunmak için bir yayın ekibi kurduklarını anlatan Soylu, Tuncay Güney'in bu süreçte işe alınmış olduğunu ve kendisinin de onunla bir kez görüştüğünü söyledi.

    Yine bazı gazetelerde çıkan "Tesettüre bile girerim" şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine Soylu, şöyle konuştu: "(İstediğim tarikata giderim) dedim. Ben bir sürü yatıra giderim, Allah ile vicdanım arasında. Ben bedenen secde edenlerden değil, ruhen secde
    edenlerdenim. İnsanlarla dalga geçiyorum. Tarikata girdiğimi kimse söyleyemez."

    "Tiye alınmak istemiyoruz"

    Komisyon Başkanı Nimet Baş ile Sözcü İdris Şahin, Soylu'yu ayrı ayrı uyararak, Meclis Komisyonu'nda olduğu hatırlatmasında bulunup, sözlerini bu ciddiyetle ifade etmesini istediler. İdris Şahin, "Biz de tiye alınmak istemiyoruz" dedi.

    Soylu da "Burada ironi yapmayacağıma söz veriyorum. Ama bir tane yapacağım. Yüreğimden konuşuyorum. Şerefim üzerine temin ederim" diye karşılık verdi.

    Komisyon üyesi Feyzullah Kıyıklık, Soylu'nun "28 Şubat'ı başlatan benim" şeklindeki bir ifadenin ironi olarak bile söylenemeyeceğini belirterek, Soylu'ya, Semih Tufan Günaltay, Veli Küçük ve Turgut Büyükdağ gibi isimlerin ilişkileri hakkında sorular sordu.

    Soylu da "Medyada yaptığım röportajlarda hep yönlendirme sorular gelir. 28 Şubat'la ilgili bilgiler aldık gibi yönlendirme sorular olunca olay buralara geliyor. Semih Tufan Günaltay'ı hayatımda hiç görmedim, Turgut Büyükdağ ile ilişkisini bilemem. Ben trafik suçu dahi işlemedim. Veli Küçük ile Turgut Büyükdağ'ın ilişkisini bilemem. Ümit Bağbek'i hayatımda bir iki sefer görmüş olabilirim" diye konuştu.

    Kıyıklık bu sözler üzerine, "Bunlar hep mahkeme kayıtlarında var. Bunlar mahkeme dosyalarında mevcut" dedi. Soylu da "Ama siz bir günah keçisi arıyorsunuz, yönlendiriyorsunuz. Ergenekon davasından herkes beraat aldı, ben takipsizlik aldım. Eğer bahsettiğiniz mahkemelerse..." diye karşılık verdi.

    Bu sırada Komisyon Başkanı Nimet Baş, Soylu'nun komisyon toplantısının başında ifade ettiği "Bir numarayı açıklayacağım" şeklindeki sözünü hatırlatarak, "Bir numarayı açıklamak isterseniz buyurun, başka sorum yok" dedi.

    Soylu da "Kudretli komisyonunuz önyargısız hareket ederse Türkiye'nin yarınları da barış içinde olur. Bir numaranın Allah'tan başkası olduğuna inanmıyorum" şeklinde konuştu.

    Bu sözler üzerine Nimet Baş, "Açık yüreklilikle cevaplar alamadık" diyerek, komisyon toplantısını sonlandırdı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow