hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Çağdaş'ı öldüren polisin cezasına indirim

    Çağdaşı öldüren polisin cezasına indirim
    expand

    Antalya'da 4 yıl önce, 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i ensesinden tek kurşunla vurarak öldürdüğü suçlamasıyla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan polis memuru Mehmet Ergin hakkındaki karar Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca bozuldu.

    Sanık Ergin'in 'olası kast ile adam öldürmek' yerine 'yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçundan yargılanması istendi. Bu karar sonrası yerel mahkeme, Ergin'e 12 ile 16 yıl arasında hapis cezası verebilecek.

    Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin aynı doğrultuda verdiği bozma kararına rağmen, 'olası kast ile adam öldürmek' kararında direnen Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını ele aldı. Ceza Genel Kurulu'nun 32 üyesinden 6'sı, mahkemenin verdiği karar doğrultusunda, polis memurunun 'olası kast' suçundan cezalandırılmasını isterken, 26 üye polis memurunun 'olası kast' ile değil, 'yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçundan cezalandırılması yönünde oy kullanarak, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11 Nisan 2011 tarihli 'direnme hükmünün bozulmasına' karar verdi.

    Çağdaş Gemik'in ailesinin avukatlarından, Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Sekreteri Münip Ermiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararının 'nihai karar' olduğunu kaydetti. Dosyanın bir kez daha Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geleceğini belirten Münip Ermiş, mahkemenin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı doğrultusunda hüküm kurmak zorunda olduğuna işaret etti. Bu kararın temyizinde ise Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin, yalnızca, mahkemenin kararının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına uygun olup olmadığına bakacağını kaydetti.

    En üst sınırdan cezalandırılmasını isteyeceğiz

    Münip Ermiş, "Yargıtay Ceza Kurulu, Çağdaş Gemik'i öldüren polis memurunun olası kast ile hareket etmediği kanaatinde. Yargıtay Ceza Genel Kurulu hükmün, yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek suçundan kurulması gerektiğini belirtti. Bu da 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan sanığın 12 ile 16 yıl arasında bir cezaya çarptırılması anlamına geliyor" dedi.

    Tahliye edilebilir

    Münip Ermiş, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin son bir duruşma yaparak, bozma kararı doğrultusunda sanığı 'Yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçundan cezalandıracağına değinerek, şu bilgileri verdi:

    "Biz mahkemeden takdir yetkisini kullanarak, sanığı bu suç kapsamında verilebilecek cezanın en üst sınırından cezalandırmasını isteyeceğiz. Bu da en fazla 16 yıl hapis cezasına çarptırılması demek. Ancak mahkeme, en alt sınır olan 12 yıl hapis cezasına da hükmedebilir. Mahkeme heyeti sanığı 12 yıl hapis cezasına çarptırdıktan sonra takdir hakkını kullanarak cezayı 10 yıla da indirebilir. Bu durumda sanığın hapiste tutulacağı süre 6 yıl 3 ay civarına iner. Zaten 4 yıldır cezaevinde tutulduğu için mahkeme cezanın kesinleşmesine dek sanığı tahliye edebilir. Karar kesinleştikten sonra da sanık kalan cezasını tamamlayabilir. Ama mahkeme, 'Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı zaten belli. Tahliyeye gerek yok' da diyebilir. Bu durumda sanık polis memuru 6 yıl üç ay hapiste yattıktan sonra tahliye edilir."

    Anayasa mahkemesi'ne başvuru

    Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bir kez daha kararında direnme hakkı bulunmadığını, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği karara uymak zorunda olduğunun altını çizen Münip Ermiş, 12 Eylül 2011 tarihindeki referandumla kabul edilen Anayasa doğrultusunda, bireylerin de Anayasa Mahkemesi'ne başvuru hakkı kazandıklarını anlattı.

    Yaşama hakkının ihlali

    Münip Ermiş, Çağdaş Gemik'in ailesi adına Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını belirterek, şöyle konuştu: "Anayasa'ya göre devlet, bireylerin yaşam hakkını korumak zorunda. Devletin böyle bir yükümlülüğü var. Devlet her türlü adam öldürmeyi engelleyici uygulamayı başlatmakla yükümlü. Anayasa Mahkemesi'ne yaptığımız başvuruda, sadece tazminat talebimizi değil, polisin bu tür olaylarla ilgili kötü eğitildiği, bilinçlendirilmediği için devletin yükümlülüğünü yerine getirmediğini dile getireceğiz. İkincisi, yasanın öngördüğü cezadan çok hafif bir cezayla geçiştirilmesini 'yaşama hakkının ihlali' olarak değerlendiriyoruz. Başvurumuzda bu unsurları öne çıkartacağız."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow