hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Taksim Karakolu'nda bir işkence iddiası daha

    Taksim Karakolunda bir işkence iddiası daha
    expand

    Polis şiddetine ilişkin haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Bir haber de bu konuda daha önce defalarca gündeme gelen Taksim Karakolu'ndan geldi. Gözaltına alındıktan sonra darp edilen Sezai Yakar'ın burnu ve eli kırıldı. Polisler ise kendilerini dava eden Yakar'a ve "işkencenin" tanığına rüşvet iddiasıyla dava açtı. Yakar'a ve gördüğü işkencenin tanığına 20 dolar rüşvet teklif ettikleri iddiasıyla 10 ay hapis cezası verildi. Polislerin, "işkence" davası ise sürüyor.

    Taksim Karakolu'nda işkence gördüğü iddiasıyla yedi polise dava açan Sezai Yakar'a, aynı polisler tarafından "rüşvet vermeye çalışmaktan" dava açıldı. Polisler hakkındaki dava henüz sonuçlanmazken, Yakar rüşvet vermekten ceza aldı.

    bianet'ten Ayça Söylemez'in haberine göre, Yakar'ın karakolda işkence gördüğüne dair tanıklık eden Fatih Uzun'a da rüşvet suçlamasıyla, aynı polislerce dava açıldı. Uzun da Yakar gibi 10 ay hapis cezası aldı.

    "İmzala, daha fazla dövmeyelim"

    37 yaşındaki iş insanı Yakar, 8 Haziran 2007'de aracıyla giderken Taksim Gezi Parkı'nın yanında durduruldu. Polisin alkollü olduğu suçlamasını kabul etmedi ve ölçümün alkolmetreyle değil hastanede yapılmasını talep etti.

    Polisin orada yazdığı alkollü olduğuna dair tutanağı da imzalamayınca gözaltına alındı ve Taksim Polis Merkezi'ne götürüldü. Karakoldan önce götürüldüğü Taksim İlkyardım Hastanesi'nde de alkol testi yapılmadı.

    Karakolda da tutanağı imzalaması istendi. Reddedince darp edildiğini söyleyen Yakar, karakolda yaşadıklarını mahkemede şöyle anlattı:

    "Komiser bana vurduktan sonra beni koridora çekip dövmeye ve küfür etmeye başladılar. Komiser, 'Düşmüyor mu?' diye bağırıp biber gazı istedi, yüzüme biber gazı sıktılar ve dövmeye devam ettiler."

    "Beni yere yatırdılar, sanıklardan biri ayağındaki botla sağ elimi ezdi. Daha sonra da ayaklarıyla boynuma bastırdı. Ben bayılmışım, üzerime su döktüklerinde ayıldım. Beni koridorda bir süre bıraktılar. Sonra bir polis elindeki tutanakla geldi ve 'İmzala, seni daha fazla dövmeyelim' dedi. Tutanakta benim rüşvet teklif ettiğim yazılıydı ben de imzalamadım. İkinci kez dövmeye başladılar, bayılmışım, gözümü nezarette açtım."

    Yakar, yedi polis hakkında şikayetçi oldu. Cumhuriyet Savcısı Ali Şafak da polisler hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 95/3, 37/1 ve 53. maddeleri uyarınca dava açılması talebiyle iddianame hazırladı.

    İddianamede polisler, "İşkenceye varacak şekilde döverek, basit tıbbi müdahaleyle iyileşmeyecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralamakla" suçlandı.

    Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Beyoğlu Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nce verilen 22 Haziran 2007 tarihli raporda da S.Y.'nin "yüzünde kemikler ve şişlikler, kol ve bacaklarında darp izi ve sağ el ve burnunda kırık" olduğu saptandı.

    Polislere işkence suçlamasıyla Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılırken, "gerçeğe aykırı tutanak düzenlemek" suçlamasında kovuşturmaya yer olmadığına kara verildi.

    Polisin savunması: "Kürdistanlıyım dedi"

    Polisler mahkemedeki savunmalarında, Yakar'ın "Ben Kürdistanlıyım" dediğini söylediler. Ayrıca, Yakar'ın kollarıyla kapılara vurduğunu, kendini duvara vurduğunu, bu nedenle yaralandığını belirttiler.

    Karakoldan mahkemeye verilen yanıtta da "Olay tarihine dair kamera kaydı bulunmuyor" denildi.

    İşkence davasından yargılanan polisler, olaydan altı ay sonra, Yakar hakkında rüşvet vermek iddiasıyla dava açtı. 28 Ocak 2008'de açılan dava 4 Kasım 2010'da sonuçlandı ve Yakar 10 ay hapis cezası aldı.

    Bu davanın, işkence davasından caydırmak üzere açıldığı ve o davanın sonucunun beklenmesi talebi ise Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi.
    "İşkenceyi görene" rüşvet cezası

    Polislerin olay gecesi tuttuğu tutanak neticesinde, Yakar'ın alkollü olduğu gerekçesiyle ehliyetine el konulmuştu. Ancak Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi, alkollü araç kullanıldığına dair bir ölçüm raporu olmadığına hükmetti ve S.Y.'nin ehliyetinin geri verilmesine, para cezasının kaldırılmasına karar verdi.

    29 Mayıs 2012'deki son duruşmada Yakar'ın karakolda işkence gördüğüne tanıklık eden Fatih Uzun, Beyoğlu Savcılığı'nda işkenceyi gördüğü şeklinde verdiği ifadesinin ardından polislerin kendisine de rüşvet suçlamasıyla dava açtığını söyledi. Uzun da 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Yakar'ın karakolda polislerce dövüldüğünü anlatan Uzun da onunla aynı gece gözaltına alınmıştı ve karakoldaydı.

    Yakar ve Uzun hapis cezası aldı, polislerin yargılanması ise halen sürüyor.

    Taksim'de ilk değil

    Taksim Polis Merkezi'nde 7 Haziran'da gözaltında gördükleri işkence nedeniyle biri beyin kanaması geçiren üç genç için İnsan Hakları Derneği (İHD) karakol önünde basın açıklaması yapmıştı.

    Nijeryalı Festus Okey, 20 Ağustos 2008'de Taksim Polis Merkezi'nde vurularak öldürüldü. 10 Ağustos 2008'de yine Taksim Polis Merkezi'de dövülüp yola atılan Mehmet Nezir Çirik'in dalağı alındı.

    6 Mayıs 2008'de Ferhat Yalçınkaya tahta coplarla dövüldü, yüzüne sprey sıkılıp Yedikule'ye atıldı.

    2009 yılında da avukat Ümit Ulaş ve bir stajyer avukat, kendilerini durduran polise kimliğini sordukları için Taksim Polis Merkezi'nde dövülmüş, bu nedenle baro tarafından karakol önünde protesto düzenlenmişti.

    02 Kasım 2011'de yine aynı karakolda diş hekimi Mehmet Çavdaroğlu işkence gördü ve 16 polis bu nedenle yargılandı.

    Mart ayında, bir gece kulübündeki kimlik kontrolü sırasında gözaltına alınan kadın tecavüze uğradı. Tecavüz ettiği iddia edilen komiser yardımcısı tutuklandı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow