hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Arınç: "İsrail ile ticaret devam ediyor"

    Arınç: İsrail ile ticaret devam ediyor
    expand

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Filistin'e yönelik kara harekatı başlatan ve yüzlerce Filistinliyi öldüren İsrail ile Türkiye arasında ticaretin devam ettiğini belirterek, "İsrail ile ticaret devam ediyor. Alıyoruz, satıyoruz. Bundan dolayı kimse bizi eleştirmesin" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oto galericiler sitesinin temel atma töreni için dün geldiği Elazığ'da gece yerel yayın yapan Kanal E ve Kanal Fırat televizyonlarının ortak yayınladığı bir programa katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gündem ile ilgili açıklamalarda bulundu.

    Filistin'e yönelik kara saldırısı başlatan İsrail ile Türkiye arasında ticaretin devam ettiğini  belirten Başbakan Yardımcısı Arınç şöyle dedi:

    "2010 Mavi Marmara olayından sonra İsrail ile olan bütün ilişkilerimizi kestik. Büyükelçiliği maslahatgüzar seviyesine indirdik. Eskiden askeri ortak tatbikatlar yapılırmış, onları yapmadık. Hiçbir kurum ve kuruluşta bir araya gelmedik. Ticaret devam ediyor. Alıyoruz, satıyoruz. Bundan dolayı kimse bizi eleştirmesin biz alıyoruz, satıyoruz. Öte yandan biz Filistin'in nefes borusuyuz. Biz Filistin'le yaptığımız ticareti ancak İsrail üzerinden yapmak zorundayız.

    Yardımları gönderirken de İsrail'den istifade etmek zorundayız. Biz ticaretten vazgeçersek, Filistin'den bir şey alamayız, satamayız. Uçaklarına yakıtı veriyormuşuz; bundan daha kötü bir iftira olamaz. İsrail ile en azından 2010 yılından bu yana hiçbir konuda işbirliğimiz yok. İsrail Mavi Marmara'dan sonra özür diledi. Tazminat görüşmeleri başladı, son noktaya geldik. İmza atmaktan kaçındı, demek ki bunları düşünüyormuş. Çünkü, bizim o imzadaki maddelerimizden biri de Gazze'deki ablukanın kaldırılmasıydı. Demek ki Gazze'yi bombalamayı düşünüyorlardı ki imza atmadan bombalamaya başladılar. Türkiye biraz açık biraz da kapalı bir diplomasiyle başka devletleri de içine alarak ateşkes müzakeresi yapıyor."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dalan'dan dönüş başvurusu

    "Tek adam partisi değiliz"

    Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmatik ve başarılı olduğunu ancak, AK Partinin tek adam partisi olmadığını savunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şöyle dedi:

    "Biz tek adam partisi değiliz. Tayyip bey şüphesiz karizmatik başarılı bir liderdir. Ama, ona endeksli bir siyaset gütseydik bu kadar başarılı olamazdık. Onun gibi başarılı ve kabiliyetli çok insan var partimizde. Hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın. Partiyi Allah'ın izniyle birbirinden değerli insanımız alır, götürürler. Ben kendim bu işlere talip olmam. Bu işleri bu güne kadar yaptık. Kime nasip olacaksa olur. Cumhurbaşkanımız ayrıldıktan sonra 2015 seçimlerine kadar milletvekili olmadığı için Başbakan olması mümkün değil. Başbakan olması mümkün olan bir çok insan var.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Onlar bir şekilde götürürler. Genel kongremizi yaparız. 2015 seçimleri önümüzdeki yıl kararındayız. Binde bir ihtimalle erken seçime gittik, o zaman da Abdullah bey seçimlere girer, milletvekili olur, partinin de genel başkanı olur. Başka partilerde olsa birbirlerini yerler. Çünkü, onlarda başka adam yok. Ben kırk senedir siyasetin içindeyim. Artık bir ara vermek istiyorum. Ben 2015 seçimlerinde ara vereceğimi söyledim. Parti tüzüğünün değiştirilmesini de istemedim. Benim bir sıkıntım yok. Eğer 2015'te siyaseti bırakacaksam partide de görev almam."

    AYM'den Mansur Yavaş'a ret

    "Ekmeleddin veya Ekmelüddün güzel bir isim, Şerafettin gibi"

    Arınç, CHP ve MHP'nin ortak Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için ise şöyle konuştu:

    "Beklemiyordum. Ben Ekmeleddin beyi tanırım. Biz Ekmeleddin beyi aday gösterenlerden 40 sene önce tanırız. Bizim bildiğimiz bir insandır. Birlikte hac yaptık, birlikte umre yaptık. Bana Cidde'deki rezidansında ailece yemek verdi. Birbirimizi tanıyan ve seven insanlarız. Ama doğrusu CHP'den adaylık gittiği zaman, o kişi ben olsaydım derdim ki, 'siz benden ne gibi eksiklik gördünüz ki Tayyip ve Abdullah beye karşı adaylık sunarsınız. Ben var olduysam onlar sayesinde oldum, onlara ihanet edemem' derdim. Ama o bunu havada kaptı. Ekmeleddin veya Ekmelüddün güzel bir isim. Şerafettin gibi. Hayrettin gibi Kemalettin gibi. Ama onun ismini CHP ve MHP'liler söylemedikleri için biraz beğenmediler, sonunda kısalttılar, 'Ekmel diyelim' dediler. O'nun da hoşuna gitti, 'bana zaten Ekmel derlerdi' dedi. Ogün 'Ekmel' dedin, bugün de 'Ekmek' dedin. Sen isminden utanıyor musun? 'Bana Ekmeleddin denmesi lazımdı.' Senin ismini baban koymuşsa o güzel bir isimdir."

    "Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu sokakta görse tanımazdı"

     CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tanımadığını, adını bile duymadığını ileri sürerek, "CHP'liler içinde dini olan bir isimi sevmezlerse, 'Siz bana Ekmel diyin.' İsimden vazgeçen, her şeyden vazgeçer. CHP nasıl böyle bir aday gösterebilir? Kemal Kılıçdaroğlu, bu adaylıktan önce Ekmeleddin İhsanoğlu'nu sokakta görse tanımazdı, duymamış, elini sıkmamıştır. Hele hele adının Ekmelledin olduğunu duysaydı elini bile sıkmazdı. Nasıl oldu aday gösterdi, çünkü kendi partilerinden, kendi çizgisinden bir adayın bin tane oy almayacağını biliyor. Eski ceberut CHP'ye kimse oy vermeyeceği için, 'biz biraz böyle ortadan birini bulalım' diyorlar. Peki MHP'ye ne oluyor? MHP diyebilir ki, 'Ekmeleddin beyin dünya görüşü benimle paylaşır.' Peki bu destekleyici partiler içerisinde, devrimci sosyalist partisi, Türkiye'de Emeğin Partisi, bunlar aşırı sol. Bunların çoğu anarşist, gezci, bunlarla siz aynı çatı altına nasıl giriyorsunuz? Bunların desteklediği bir aday Türkiye'de Cumhurbaşkanı olur mu?" ifadelerini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başbakan Yardımcısı Bülment Arınç, 25 ilde Emniyet içinde gerçekleştirilen Paralel yapı operasyonu ile ilgili ise şunları söyledi:

    "Gözaltına alınanlar arkadan kelepçelenerek teşhir edilmemeli"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Şimdi şu gerçekle Türkiye karşılaştı. 17 Aralık öncesi ve sonrasında Emniyet içinde yuvalanmış bir takım unsurların yargıyla da işbirliği yaparak, gayri hukuki işler yaptığı tespit edildi. Benim de içinde bulunduğum binlerce insan dinlendi. O zaman TİB de işbirliği yapmışlar, hakimler ve savcılar kendilerinden. Üç ay dinlenmesi gerekirken ve hiç bir şey yapıldığı takdirde imha edilmesi gerekirken, bu insanlar üç yıl dinlenmiş. Bu insanların dinlenmesinden ne tür bir menfaat elde edilebilinir? Şu an soruşturma gizli, ama dışarıya sızanlardan söylüyorum.

    Şantaj amaçlı kullanmış bir kısmı, aile hayatı da bunun içerisine sokulmuş. Olaylarla ilgisi olduğu tespit edilebilinen bazı insanlarla ilgili bir operasyon başlatıldı. Operasyon devam edebilir. Bu bağlantıların sadece emniyet ayağı yok, başka yerlerde de ayağı bulunabilir. Ama şunu unutmamamız gerekiyor, soruşturma gizlidir. Başka ülkelerde olduğu gibi ülkede de bu soruşturmanın gizliliğine dikkat edilmeli, insanlar suçlu olduğu sabit olmadan, kesinlikle suçlu olarak teşhir edilmemelidir. Bir de bunların hepsi kamu görevlisi ise bu kamu görevlilerine karşı her zaman yaptığımız gibi fena muameleler, kötü muamele de yapılmamalıdır. Yani arkalarından kelepçelenmemelidir, teşhir edilmemeli, şimdiden suçlu ilan edilmemelidir."

    "Gelişmeler, AK Parti ile cemaat arasında sulh olmayacağını gösteriyor"

    AK Parti ve Cemaati çok iyi tanıdığını ifade eden Arınç, yaşanan gelişmelerin bir sulhu getirmeyeceğini gösterdiğini söyledi.

    Başbakan Yardımcısı Arınç, "AK Parti ile Cemaat arasındaki gelişmeler bir sulhun olmayacağını gösteriyor. İki tarafı da çok iyi biliyorum. İçim yanıyor. Ama yaşananları görmezden gelmeyi, bir şeylerin ortaya çıkması lazım. Belli yerlerde yuvalanmış insanların artık bu işlerden vazgeçmesi gerekiyor. Bir de tabii, 'biz bunları yaptık ama bizi affedin' demeleri lazım. Bunlar yapılmadığı sürece, hiçbir hükümet, hiç bir devlet, kendisine paralel bir yapılanmayı kabul etmez. Biz nasıl KCK'yı kabul etmediysek, onun benzeri başka bir yapılanmayı da kabul etmeyiz. Kendi büyüklerinden emir alarak, yasa dışı, kanunlara aykırı olarak kendi amirlerini bir kenara atmaları, hukuk dışına çıkmaları, kesinlikle kabul edilmez. Onlar bu işlerinden vazgeçer ve nedamet getirirlerse, önümüzdeki bir taraftan da yargı görevini yaparsa, önümüzdeki süreç çok daha barışık olur" diye konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow