hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Ödleri kopsa da Atatürk demeye devam edeceğiz"

    Ödleri kopsa da Atatürk demeye devam edeceğiz
    expand

    Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Ödleri kopsa da Atatürk demeye devam edeceğiz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İzmir Ege Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nun düzenlediği “Gençler soruyor, Feyzioğlu yanıtlıyor" etkinliğine, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu katıldı.

    Danıştay'ın kuruluş yıldönümü töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile girdiği tartışmanın adından Türkiye'nin de gündemine oturan Metin Feyzioğlu, “Vereceğimiz rahatsızlık son bulmadı. Biz insani hukuk demeye, sosyal hukuk devleti demeye, ödleri de kopsa Atatürk demeye, Atatürk milliyetçiliği demeye, 'bu milleti din istismarı yaparak ayrıştıramazsın' demeye devam edeceğiz. Cumhuriyetin 100. Yıl Marşı'nı da birlikte yazmamız lazım" dedi.

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 55. yıl tören şölen alanında, Atatürkçü Düşünce Topluluğu üyesi olan üniversiteli gençlerle bir araya gelen Metin Feyzioğlu'nu, büyüklerin yanı sıra ve çeşitli meslek kuruluşlarından da çok sayıda kişi dinledi.

    Toplantı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkanı Ahmet Can Urgancı'nın açılış konuşmasıyla başladı. İzmir Tabib Odası Başkanı Suat Kaptaner'in konuşmasının adından ise TBB Başkanı Metin Feyzioğlu kürsüye çıktı.

    Katılımcıların büyük ilgi gösterdiği Metin Feyzioğlu Danıştay'da yaşananları şu sözlerle anlattı:

    “Ne yaparlarsa yapsınlar ne kadar tehdit ederlerse etsinler. Bizim bir birimize olan sevgimizi önlemeyecekler. Alışmamışlar insan için bir şey söylenmesine, alışmamışlar insan için hizmet etmeye. Ne dersen 'siyaset yapıyor' diyorlar. Bunları söylemekse siyasetse siyaset yapıyorum. Seviyesiz siyasetse seviyesiz siyaset yapıyorum var mı? Ama biz buna insanlık diyoruz, insan odaklı hukuk diyoruz, insan merkezli hukukuçuluk diyoruz ve tavsiye ediyorum insan olmanın ne demek olduğunu gördüklerinde, kendi yaptıkları siyasete hiç benzemeyen bir hukukçuluk olduğunu görürler. TBB Başkanı Van'da konteynır kentte açıkta kalan 44 kiracının derdini 'selam getirdim' diye dile getiremezmiş, yeri orası değilmiş yani o konuyu pazarda mı konuşacağım. İşte orda başbakan.

    Orada Cumhurbaşkanı, orda muhalefet lideri, Anayasa'nın ikinci maddesi 'TC Sosyal Hukuk devletidir' diyor. O değiştirmeyi kafalarına koydukları anayasanın ikinci maddesi. Ne demişim ben? 'Bütün mal sahiplerine yıkılan evleri verdiğiniz Allah sizden razı olsun' demişim. Biz hepimiz seferber olduk. Ankara Barosu 5 TIR gönderdi. 'Van'ın acısı bizim acımızdır' dedik. Kiracılara artan evlerin dağıtımı kurayla yapılmış. Kurada çıkmayanlar ne olmuş evsiz kalmış. Onlara da 'gidin bir yıllık kiranızı verelim' demişler. O kuradan çıkan kişilerle ev sahibi yaptıklarınız arasında ne fark var. Bu kadar insanı bu kadar hukuki bir talebi söylemekten ibaret. Neymiş yargının sorunu değilmiş. Nerede insanının sorunu varsa yargının sorunudur.

    İnsana dair ne varsa yargının sorunudur. Sonra 1 Mayıs'ı gündeme getirmenin yeri orası değilmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1 Mayıs'ı yasakladığınız dönemde Türkiye'yi mahkum etti. İnsanlar istedikleri meydanlarda kutlama hakkı var. Bizde yılmak yok. Kucaklıyoruz. 2011, 2012 yılında bu meydanı açtınız teşekkür ettik. Gurur duyduk, başımız dik. Ama 2014 yılındaki yasağınız, polisle vatandaşı, provakatörler karşı karşıya getirdi. Taksim yasaklanmasaydı, provakatörler, bu çatışma iklimini bulamazlardı ama yasaklar provakatörlere iklim sağlıyor. Bu yasakçı zihniyete düşmeyelim diyoruz. Yanlış mı yaptığımız? Asla."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow