hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Antalya tarihini kitaplaştırdılar

    Antalya tarihini kitaplaştırdılar
    expand

    Antalya Kent Müzesi, 2007 yılında bilinen tarih anlatısını aşarak, kentin sosyal tarihini yazmak için başladığı sözlü tarih araştırmalarının ilk çalışmasını yayımladı.

    Kent merkezinin yanı sıra, Korkuteli, İbradı, Kemer ve Kumluca'dan Beşkonak'ın dağ köyü Çaltepe'ye kadar, ulaştıkları her kaynak kişiyle görüşen Antalya Kent Müzesi ekibinin 'Kentimiz, Kendimiz, Geçmişimiz. Bir Dem Hatırlamak' adıyla sergi haline getirdiği çalışması, Dilek Metin Sert tarafından kitaplaştırıldı.

    1920'lerden 80'lere

    Antalya Kent Müzesi Yayınları Sergi Kataloğu Serisi'nin 4'üncüsü olarak yayımlanan kitapta, Antalya'nın sosyal tarihi, 1920'li yıllardan başlayan anlatımlarla 1980 ve sonrasına kadar devam ediyor. Kitabın önsüzünde Antalya tarihini anlamanın, aslında Cumhuriyet tarihini ve bugünü anlamanın yolunda açılan önemli bir kapı olduğu belirtiliyor. Sergiyle aynı adı taşıyan kitap göçler, mübadele yılları, değişen sosyal yaşam, eğitim, dünya savaşları sonucu ortaya çıkan yoksulluk gibi birçok konuya Antalya özelinden farklı bir bakış açısını yansıtıyor.

    Antalya Kent Müzesi sözlü tarih ekibi, 6 yıldır aralıksız devam eden çalışmalarından çıkardıkları sonucu kitapta şu sözlerle ifade ediyor: "Tüm görüşmelerden edindiğimiz izlenim ise göç tarihlerimiz farklı olsa da duyduğumuz aidiyet ve hepimizin Antalyalı olduğu gerçeği su götürmez."

    Girit ve Selanik göçmenleri

    "Kentimiz, Kendimiz, Geçmişimiz. Bir Dem Hatırlamak" adlı kitap, 1920'li yılların Antalya'sıyla başlıyor. O yıllara damgasını Girit ve Selanik merkezli göçler vuruyor. Tanıkların ağzından göç yıllarına yer verilen kitapta 1910 doğumlu Zehra Çınar, ilk Selanik mübadillerinin İzmir rotasıyla yola çıktığını ancak fırtına nedeniyle Antalya'ya geldiğini anlattı. Çınar, "İlk gelen mübadillerdeniz. Göçmen değiliz, değişme bizimkisi. Gelince davullarla karşılanmışız, yemekler vermişler, misafirhaneye koymuşlar. Çok iyi karşılanmışız" diyor.

    Harf devrimi

    1920'li yıllar, aynı zamanda genç Cumhuriyetin toplumsal hayatta gerçekleştirdiği devrimlere de sahne oldu. 1916 doğumlu olan ve 2012'de Antalya'da hayata veda eden Cihad Kadıgil, 1928 Harf Devrimi'nin Antalya'da nasıl yaşandığını, "İlkokul beşinci sınıfa geçene kadar eski Türkçe okuduk. Birden yeni Türkçe'ye geçince, bu defa devlet de kitap temininde zorluk çekti. İki üç kişiye bir kitap verdiler. Defter bir kırtasiyeci vardı, işte ondan defter falan alırdık. Çok zor oldu" sözleriyle aktardı.

    Atatürk'ün Antalya'ya gelişi

    1930'lu yılların tanıklarının hafızalarda kalan en büyük olay ise Atatürk'ün Antalya'ya gelişi. Bu yıl 92 yaşında hayatını kaybeden Refet Tugay'ın Atatürk'ün yaklaşık 1 metre yanından geçmesinin heyecanına, 91 yaşındaki Saime Cephaneci'nin ise Atatürk'e ilk çiçeği kendisinin vermesine ilişkin anlatımları kitapta geniş yer buldu. 30'lu yıllara ilişkin bir başka bilgi de o dönemin en büyük eğlencesi olan, Yenikapı'da açılan Antalya'nın ilk sineması Elhamralı günler.

    1940'lı yıllarda ise kitapta, Antalya'nın dönemin Valisi Haşim İşcan eliyle yaşadığı dönüşüme tanıklık ediliyor. Atatürk Caddesi'nin açılması, Karaalioğlu Parkı'nın yapılması ve 77 yaşındaki Kadri Yakut'un 'okul' olarak gösterdiği Vatan Kıraathanesi, o yılların tanıklıklarında geniş yer buldu.

    İlk apartmanlar

    1950'li yıllarda Antalya'da bir kent kültürü ve yaşamı oluşmaya başlarken, o yılları anlatan Antalya'nın kıdemli sakinleri, Antalya Turizm ve Tanıtma Derneği'nin kuruluşunu da aktardı. 1960'lar bir önceki on yılın devamı niteliğinde sürerken, kent yaşamında apartmanlaşmanın da görüldüğü yıllar oldu.

    Ahmet Tüzün, o yıllara ilişkin "Bizim Kırk Daireler değimiz bugün Talya Otel'in karşısında binalar vardı. Antalya'nın ilk apartmanlarından birisidir orası. Babam oraya taşınmayı istedi. Oraya taşındık. Taşırken de tanıdıklarımız 'Orası ıssız' dedi. Talya'nın olduğu yer Fener diye adlandırılıyordu. Otobüsün son durağı orasıydı. Ve hiçbir yapılanma yoktu" sözleriyle kentin sınırlarını çizdi. O yıllarda unutulmayan bir başka nokta ise derme çatma barakalar halinde kurulan Konyaaltı obaları.

    Yenikapı sol, Kadın Yarı sağ

    1970'ler Türkiye'de siyasi kamplaşmanın yaşandığı dönem olarak tarihe geçerken 1956 doğumlu Bila Trak, o yılların Antalya'ya yansımasını şöyle anlatıyor: "Antalya'da sokaklar bölünmüş. Bazı sokaklar bazı grupların denetiminde. Çatışmalar lise düzeyine inmiş. Yenikapı'da palmiyeli yol, sol eğilimlerin elindeydi. Şehir merkezinde 'Kadın Yarı' olarak bilinen köprünün olduğu merkez de sağ eğilimlerin denetimindeydi."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow