hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ermeni ve Latin edebiyatının önemli yazarları İstanbul'da

    Ermeni ve Latin edebiyatının önemli yazarları İstanbulda
    expand

    Ermenistan edebiyatının önde gelen yazarlarından Hovhannes Tekgozyan ile Latin edebiyatının önemli temsilcisi Lauro Restropa İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali-2015 etkinlikleri kapsamında Türkiye'de. İki yazar gazeteciler ile kahvaltılı toplantıda bir araya gelecek.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İTEF-İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali, dünya edebiyatının önemli isimlerinin aralarında yer aldığı 26 ülkeden yazarları buluşturuyor. Edebiyatseverler ile farklı kültürlerden yazarları buluşturan etkinlik kapsamında Ermeni edebiyatının önemli isimlerinden Hovhannes Tekgözyan ile Latin edebiyatının önemli temsilcisi Lauro Restropa da İstanbul'a geldi.

    Kitapları Türkçe'de Ayrıntı Yayınları tarafından okura ulaştırılan Tekgozyan ve Restrepo, 06 Mayıs Çarşamba günü Taksim Hill Oteli'nde düzenlenecek toplantıda basınla bir araya gelecek.

    Kendisini, "Geçen yüzyılda 'Ahşap Gömlek' içinde doğdu, 'Cam Güneş' altında, 'Karma Tiyatro'da oynayarak, cildinde 'Cilt Sızısı'. 'Kaçan Şehir'de yaşıyor" şeklinde tanımlayan oyuncu-yazar Hovhannes Tekgyozyan'ın Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan "Kaçan Şehir" adlı romanı, Ermenistan edebiyatının yeni değerlerini Türkçe’ye kazandırma, iki ülke halklarını yazın yoluyla birbirine yaklaştırma girişimine bir destek amacıyla yayımlandı. Tekgyozyan, romanında özellikle son on yılda metropolleşme iddiasıyla çehresinde ve şehir kültüründe büyük bir değişim yaşayan başkent Yerevan sokaklarında hissettiklerini, şehri için duyduğu kaygıları ve korkuları yansıtıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kolombiya'nın Bogota kentinde doğan Laura Restrepo'yu da Türkiyeli okur, yine Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan Hezeyan adlı romanıyla tanıyor. Gerçekçilikle düşselliği, tarihle haberciliği bir araya getiren tarzıyla Güney Amerika edebiyatının büyülü gerçekçilikle kirli gerçekçilik arasındaki sınırında duran yazar bu kitabında, bir kadının hezeyanlarla darmadağınık olmuş bilincinden ülkesi Kolombiya'nın tarihine bakıyor. Restrepo'nun özyaşam öyküsü de hayli ilginç. Restrepo'nun dedesi hiç okula gitmemiş ve 6 dil biliyormuş, babası da 13 yaşında okulu bırakmak zorunda kalmış. Babasının işi gereği kent kent, ülke ülke dolaşan yazarın da 10 yaşına kadar aldığı tek eğitim Danimarka'da bir gece okulunda gittiği seramik kursuymuş. Taşındıkları Madrid'te hiçbir okula kabul edilmeyince flamenko kursu alan ve tiyatroları, dağları, tepeleri dolaşan yazar, 14 yaşına geldiğinde pek çok kitap okumuş ama çarpım tablosunu ezberleyememiş. 15 yaşında Kolombiya'ya dönen yeterlilik sınavlarına hazırlanarak lise diplomasına hak kazanan Restrepo, aile tarihinin ilk diplomasını almış. Ardından da Kolombiya Andes Üniversitesi’ni dereceyle bitirip, mastır yapmış. Madrit’e dönüp Sosyalist İşçi Partisi’ne katılan Restrepo, diktatörlüğe karşı mücadele eden direniş örgütlerine yardım etmiş. Üç yıl sonra Kolombiya’ya dönüp gazeteciliğe başlamış, Gabriel Garicia Marquez’le tanışıp yazarlığa ilk adımı atmış. Kolombiya hükümeti ile FARC gerillaları arasındaki barış görüşmelerine katılan yazar, ölüm tehditleri alınca Meksika'ya yerleşti. Çok sayıda ödülün sahibi olan yazar, Sevilla Üniversitesi’nde de dersler veriyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow