hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kazım'ın Sevdası

    Kazımın Sevdası
    expand

    İletişim Yayınları, on yıl önce kaybettiğimiz Kazım Koyuncu'nun anısına, biyografisi Kazım'ın Sevdası'nı okurla buluşturuyor. Ayrıca yayınevinden çıkan Polis Destan Yazdı adlı kitapta da Gezi eylemleri esnasında polis şiddetine maruz kalanların yaşadıkları travma anlatılıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İletişim Yayınları, on yıl önce kaybettiğimiz Kazım Koyuncu'nun anısına, biyografisi Kazım'ın Sevdası'nı okurla buluşturuyor.

    Kazım'ın Sevdası - Kazimişi Oropa

    Kazım Koyuncu'yu onun sözleriyle anlatmayı amaçlayan Uğur Biryol, bununla yetinmeyerek Koyuncu'nun ailesiyle, arkadaşlarıyla ve müzisyen dostlarıyla da görüşmeler yapmış. Kazım'ın Sevdası, Lazcasıyla Kazimişi Oropa, Türkiye'nin gördüğü en farklı müzisyenlerden biri olan Kazım Koyuncu'yu müzikal duruşu, devrimciliği, Lazlığı, Trabzonspor taraftarlığı, hayata bakışı gibi özellikleriyle anlatarak onu daha yakından tanımamızı sağlıyor.

    Uğur Biryol Yaşasaydı memleket müziğine büyük katkılar sağlayacağı aşikâr olan Kazım Koyuncu'nun anısına, onun hayata ve müziğe dair sevdasına daha yakından bakmak için önemli bir kitap.

    Kazım Koyuncu genç yaşta kaybettiğimiz "iyi" bir müzisyendi: Gelenekselle moderni buluşturmasındaki üstün becerisiyle, müzikal anlamda arayış içinde olmaktan hiç vazgeçmemesiyle, cesurca denemeleriyle, kendine özgü bir tarz oluşturma çabasıyla... Beri yandan müzisyenliğinin dışında insani tavır ve duruş olarak da "başka" bir adamdı aslında: Hiç vazgeçmeden doğru bildiğinin peşinden gitmesiyle, dünyanın ilk Lazca rock grubu Zuğaşi Berepe'nin kurucularından olmasıyla, Laz kültürüyle ilişkisiyle, mütevazılığıyla, samimiliğiyle, isyankâr ve boyun eğmez tavrıyla, bir devrimci olduğunun altını çizmesiyle, Trabzonspor taraftarlığıyla, dayanışmacı yanıyla...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kazımın Sevdası


    Polis Destan Yazdı
    Gezi'den Şiddet Tanıklıkları

    İletişim Yayınları'ndan çıkan Polis Destan Yazdı, 7 ildeki Gezi eylemleri esnasında kendisi ya da yakınları polis şiddetine maruz kalan 56 kişiyle görüşülerek hazırlanmış bir "travma" derlemesi... Ahmet Şık, Mustafa Sarısülük, Sami Elvan, Muharrem Ayvalıtaş, Adnan Cömert gibi tüm Türkiye'nin acılarına şahit olduğu isimlerin yanı sıra, başlarına gelenleri belki de hiç duymadığımız insanların tecrübelerine de yer veren bu çalışma polis şiddetinin ulaştığı boyutları, arkasında bıraktığı fiziksel ve psikolojik hasarı tüm sertliğiyle gözler önüne seriyor. Deniz Koloğlu, Didem Gençtürk, Gözde Kazaz, H. İlksen Mavituna ve Saner Şen'in derlediği kitapta, ayrıca Tanıl Bora, Pınar Öğünç, Tonguç Cankurt ve İlker Küçükparlak'ın da yazıları yer alıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gezi protestolarından polis şiddeti tanıklıkları... İstanbul, Ankara, Antakya, Eskişehir, Adana, Mersin ve Antalya'dan... Değişik yaşlardan, değişik toplumsal gruplardan, değişik saiklerle protestolara katılmış veya sadece "oradan geçerken" gazın içinde kalmış 56 mağdur ve tanık. İlk kez orada cop ve gaz yiyenden tecrübelilere, "hafif morluklar"dan gözünü kaybedene...

    Kazımın Sevdası

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Canlarını kaybedenlerin yakınlarına...

    Polis ve devlet şiddetiyle ilgili bir arşiv oluşturuyor bu tanıklıklar. Bu şiddetin fiziksel ve duygusal travmasına dair ama aynı zamanda yarattığı öfkeye ve bilince dair bir arşiv.

    Tonguç Cankurt'un "Polis şiddetinin cezasızlığı", İlker Küçükparlak'ın "Travmaya tanıklık ve travmayla baş etmek", Tanıl Bora'nın "Polis şiddetinin ideolojisi" üzerine kısa yazılarıyla. Pınar Öğünç, kitabın önsözünde şunları ifade ediyor:

    "Gezi Parkı eylemlerine katılanların neredeyse yarısı, evden çıkmalarına gerekçe olarak 'Polis şiddetinin artmasını' anmıştı. Polis cebri, öngörülenin tersi etki yapmış, iktidarların anlamlandırmaya yanaşmayacağı biçimde, bizatihi toplumsal kalkışmanın yükseltici nedenlerinden biri olmuştu. Olaylar yaygınlaştıkça, Türkiye'de siyasi iktidarlar değişse de sabit kalan polis 'müdanasızlığında' da yeni bir evreye geçildi. Doğrudan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelen 'Emri ben verdim' güvencesi, tüm Türkiye'nin 'Gezi'ye açılan sokaklarında devletin vatandaşına açtığı savaş izlenimi veren sistematik, yaygın, sıklıkla hukuk dışına çıkan yoğun şiddete sahne oldu."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Devlet Üzerine
    Collège de France Dersleri (1989-1992)

    Devlet ve devlet mekanizmaları üzerine çalışmalarıyla tanınan ünlü Fransız sosyolog Pierre Bourdieu'nün İletişim Yayınları'ndan yeni çıkan kitabı Devlet Üzerine, yazarın Collège de France'ta verdiği derslerin bir derlemesi. Kamusalın inşası meselesinden resmî söylemin eleştirisine, devletin tarafsızlığı sorunundan sansür problemine, toplumsal yaşamın her noktasına sirayet etmeye çalışan modern devlet ve onun yarattığı problemler üzerine düşünmek isteyen herkes için kaçırılmayacak bir çalışma.

    Devlet Üzerine, dünyaca ünlü Fransız sosyolog Pierre Bourdieu'nün 1989'la 1992 arasında Collège de France'ta verdiği derslerin notlarının derlenmesiyle oluştu. Devlet, yazarın sosyolojik analizinde son derece merkezî olan ama nadiren böyle algılanan bir analiz konusudur. Bu kitap, Bourdieu'nün diğer çalışmalarında dolaylı biçimde ele aldığı devlet sorununu analizinin merkezine yerleştirerek incelediği yegâne çalışmasıdır.

    Kazımın Sevdası

    Ulus, Din, Sınıf
    Türkiye'de Kürt Mutabakatının İnşası

    Cuma Çiçek, İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabı Ulus, Din, Sınıf'ta çok tartışılan Kürt meselesini farklı boyutlarıyla ele alıyor. Bireylerin etnik, dinî ve sınıfsal olarak farklı kimliklerinin bulunduğuna dikkat çeken Çiçek, Kürt meselesinin de ulusal blok, dinî blok ve ekonomik elitlerin oluşturduğu blok olmak üzere 3 farklı Kürt cephesinden incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Konunun toplumsal cinsiyet boyutunu da atlamayan Çiçek, böylece Kürt meselesini çok daha etraflıca anlamamızı sağlayan bir model geliştiriyor. Ulus, Din, Sınıf bu konuda referans niteliğinde bir çalışma...

    Kürt meselesi bir etnik kimlik meselesi midir, bir ulusal dava mıdır? Dinle ve dinsel kimlikle ilgili bir rejim meselesi midir? Sınıfsal bir mesele midir? Bu sorular etrafında şimdiye kadar birçok analiz yapıldı, saflar tutuldu, politik çözüm önerileri geliştirildi. Cuma Çiçek, kitabında ulusal, dinsel ve sınıfsal boyutları derin bir vukufla analiz etmekle kalmıyor, bu üç cepheyi bir arada, etkileşimleri içinde anlamamızı sağlayan sağlam bir bütüncül model sunuyor. Toplumsal cinsiyet ve kadın hareketi boyutunu da ihmal etmeden...

    Bunu yaparken, Kürt kimlik inşasının üç aktörüne odaklanıyor kitap: Kürt ulusal bloğu, Kürt dinî bloğu ve Kürt ekonomik elitler bloğu. Meselenin üç cephesi arasındaki ilişki ve çelişkinin, bu üç blok arasındaki ilişki ve çelişkiler düzleminde billurlaştığını görüyoruz. Bir başka analiz düzlemini, "politik Kürt bölgesinin", yerelleşme, demokratik özerklik ve federasyon seçenekleri arasında salınan kurumsal yapılanması oluşturuyor.

    Tarihle, politik ve toplumsal mücadelelerle, uluslararası dinamiklerle, küresel gelişmelerle ve tüm Kürdistan coğrafyasıyla haşır neşir olan bu kapsamlı çalışma, konuyla ilgili bir temel referans değeri kazanacak. Bilgimizi zenginleştirmekle kalmıyor, zaten bildiklerimizebaşka bir gözle bakarak onları daha iyi bilmemizi sağlıyor.

    Kazımın Sevdası

    Bir Berber Bir Berbere...

    İletişim Yayınları'nın zanaat ve zanaatkârlar üzerine yeni kitabı Bir Berber Bir Berbere..., Tanıl Bora ve Adem Erkoçak tarafından derlenen, edebiyat ve incelemeyi buluşturan bir çalışma olarak raflarda yerini aldı. Barış Bıçakçı'dan Hasan Ali Toptaş'a, Ercan Kesal'dan Ahmet Büke'ye 17 farklı ismin yazılarını içeren bu kitap, dünyanın en eski mesleklerinden berberliğe, onun Türkiye'deki yansımalarına bakıyor. Sohbet seven müşterilerle, nabız tutan berberleriyle erkekler için adeta kamusal alan işlevi gören berber dükkânlarına bir de bu yazarların gözünden bakın.

    Adem Erkoçak (Der.) , Tanıl Bora (Der.) Bir Berber Bir Berbere...'de berberliğin sosyal tarihiyle, berber hatıralarıyla, berberlik üzerine izlenimler ve düşüncelerle ilgili yazılar tatlı tatlı makas şıkırdatıyor. Edebiyatçı gözüyle – en mühimi, herkesi makas altında eşitleyen berber müşterisi gözüyle...

    Sünneti, dişçiliği çoktandır erbabına devretti ama saç-sakal hâlâ onda. Berberlik, en eski mesleklerden biri. Esnaf-zanaatkârlığın son kalelerinden biri belki de. Kimi ketum bir sırdaş, insan sarrafı, kimi ayaklı gazete, kimi nabız şerbetçisi, hafif palavracı... Berberin şahsiyeti nasıl olursa olsun, sosyal işlevinden de bir şey kaybetmiyor. Berber dükkânı, mühim bir sosyal ortam, bir sohbet meclisi. Bir erkek mekânı...

    Bir Berber Bir Berbere...'de berberliğin sosyal tarihiyle, berber hatıralarıyla, berberlik üzerine izlenimler ve düşüncelerle ilgili yazılar tatlı tatlı makas şıkırdatıyor. Edebiyatçı gözüyle – en mühimi, herkesi makas altında eşitleyen berber müşterisi gözüyle...

    Gökhan Akçura, Barış Bıçakçı, Tanıl Bora, Ahmet Büke, Abdullah Çelik, Mustafa Çiftçi, Sinem Erenler, Adem Erkoçak, Tarhan Gürhan, Ercan Kesal, Özer Korkunç, Necip Sarıcı, Murat Toklucu, Hasan Ali Toptaş, Gülname Turan, H. Bahadır Türk ve Süha Ünsal'ın katkılarıyla.

    Kazımın Sevdası

    Sünneti, dişçiliği çoktandır erbabına devretti ama saç-sakal hâlâ onda. Berberlik, en eski mesleklerden biri. Esnaf-zanaatkârlığın son kalelerinden biri belki de. Kimi ketum bir sırdaş, insan sarrafı, kimi ayaklı gazete, kimi nabız şerbetçisi, hafif palavracı... Berberin şahsiyeti nasıl olursa olsun, sosyal işlevinden de bir şey kaybetmiyor. Berber dükkânı, mühim bir sosyal ortam, bir sohbet meclisi. Bir erkek mekânı...

    Bir Berber Bir Berbere...'de berberliğin sosyal tarihiyle, berber hatıralarıyla, berberlik üzerine izlenimler ve düşüncelerle ilgili yazılar tatlı tatlı makas şıkırdatıyor. Edebiyatçı gözüyle - en mühimi, herkesi makas altında eşitleyen berber müşterisi gözüyle...

    Gökhan Akçura, Barış Bıçakçı, Tanıl Bora, Ahmet Büke, Abdullah Çelik, Mustafa Çiftçi, Sinem Erenler, Adem Erkoçak, Tarhan Gürhan, Ercan Kesal, Özer Korkunç, Necip Sarıcı, Murat Toklucu, Hasan Ali Toptaş, Gülname Turan, H. Bahadır Türk ve Süha Ünsal'ın katkılarıyla.

    Bütün Öyküleri (2 Cilt)
    Edgar Allan Poe

    İletişim Yayınları, Klasikler dizisine bu kez de Edgar Allan Poe'nun Bütün Öyküleri ile devam ediyor. Gotik edebiyat denince akla gelen ilk isim olan Poe'nun öyküleri, eksiksiz biçimde iki ciltte toplanmış; yazarın bu öyküleri yazdığı sırada dünyada ve kendi hayatında neler olup bittiği iki ayrı kronoloji listesinde belirtilmiş; Sandra Tomc'un önsözü ve Benjamin Franklin Fisher'ın sonsözü de eseri zenginleştirmiş. En önemlisi, Hasan Fehmi Nemli'nin titiz çevirisi ve ona eşlik eden açıklayıcı notlar... Okurlar böylece öykülere dair daha fazla bilgi edinebiliyor, öykülerin tarihsel olarak nasıl bir konjonktür içinde yazıldığını görebiliyor ve Poe üzerine yazılmış edebiyat incelemelerine öykülerle aynı ciltte ulaşabiliyorlar. Yazarın hayranları, şimdiye kadar yapılmış bu en kapsamlı Poe derlemesini kaçırmasınlar!

    Kazımın Sevdası


    İkircikli Biricik

    Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Albayım Beni Nezahat ile Evlendir ve Kalfa ile Kıralıça adlı romanlarıyla edebiyatımızda kendine has bir yer edinen İlhami Algör, yeni bir romanla okurun karşısında: İkircikli Biricik. İletişim Yayınları'ndan çıkan İkircikli Biricik'te Algör, okurları bildik roman sınırlarının dışında bir maceraya sürüklüyorlar. Yalnızlığın arayışla buluştuğu İkircikli Biricik için şarkıyla şiirin buluştuğu bir roman da demek mümkün. Yazarın da dediği gibi: "Derdi, kendi zekâsı olan bir virüs'tür"

    Kazımın Sevdası

     

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow