hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    'Sanal Bağımlılık'ta 'Z kuşağı'nın rahatsızlığı 'FoMo'yu anlattı

    Sanal Bağımlılıkta Z kuşağının rahatsızlığı FoMoyu anlattı
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Artık neredeyse herkesin hayatını kuşatan sosyal medyanın yarattığı psikoloji literatürüne de giren bir korku var: "FoMo". İngilizce'deki "Fear of Missing Out"un kısaltması olan kavram, "sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırma korkusu" anlamına geliyor. "Sanal Bağımlılık" adlı kitabında bu olguyu anlatan Uzman Psikolog M. Bayram Ayaz, bunun "Z kuşağını" etkileyen bir rahatsızlık olduğunu belirtiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Psikoloji literatüründe FoMO (Fear of Missing Out) "sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırma korkusu" diye adlandırılıyor. Uzmanlara göre, şimdiki gençlerin yüzde 40'ı FoMO!

    7 soruyla teknoloji bağımlılığı nedir ve nasıl önlenir?

    Herkesin yaptığından sürekli haberdar olma

    Uzman Psikolog M. Bayram Ayaz, İdeal Akademi Yayınları'ndan çıkan Sanal Bağımlılık isimli kitabında, daha çok Z kuşağını etkileyen rahatsızlık hakkında şu bilgileri veriyor: "Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte son zamanlarda psikolojik bir hastalık olarak tanımlanan herkesin yaptığından sürekli haberdar olma duygusu, depresyona yol açıyor. "Acaba şu an başkaları benim yaptığımdan daha iyi bir şeyler mi yapıyor, onların ne yaptığını kaçırıyor muyum?" duygusu zayıf kişiliklerde kaygı, yetersizlik hissi, zihinsel yorgunluk, zaman kaybı, gerçek sosyal ilişkilerde bozulma ve ilerleyen süreçlerde depresyona yol açabiliyor. Üye olduğu sosyal ağda birşeyleri kaçırdığını düşünerek sürekli sosyal medyayı kullanma ihtiyacı hissediyor. Yapılan çalışmalara göre sosyal medya kullanıcısı genç yetişkinlerde FoMO görülme sıklığı yüzde 40'ın üstünde."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çocuklarda internet kullanımını sınırlayın

    Depresyona yakalanma oranları

    Ayaz, "fomofobik" kaygılarla hayatlarını zehir edenlerin, yaygın ruhsal sorunlar da yaşadıklarını belirterek, teknolojik cihaz kullanma saatlerine göre depresyona yakalanma oranlarını veriyor:

    6 saatten fazla kullananların yüzde 83'ü,
    4-6 saat kullananların yüzde 50'si,
    2-4 saat kullananların yüzde 21'i,
    1-2 saat kullananlarda yüzde 14'ü depresif bir yaşam sürdürmektedir.

    Cihazlar sadece kullanım süresince mutluluk sağlar

    Uzman Psikolog M. Bayram Ayaz, şunları anlatıyor: "Depresyonun şiddeti de kullanımın artmasıyla birlikte artmaktadır. Bunun sebebi teknolojik cihazlarla geçirilen uzun zamanın getirdiği sosyal izolasyon olabilir. Teknolojik cihazlar kullanım süresince mutluluk sağlar. Fakat bu cihazların insanlarla etkileşime benzer yanları yoktur. Sadece birer makinedir, duygusal ve zihinsel özgünlüklere sahip değillerdir. Bir insan vasıtasıyla yüklenen verilerle çalışırlar. Oysa insan insanla iletişim kurduğunda, sakinleşebilir, dinlenir ve neşesi yerine gelir. Bu ihtiyaçlar hiçbir şekilde cihazlarla elde edilemez. Paylaşılan içeriklerin keyif verici yanı olabilir ancak insanla kurulan iletişim gibi kalıcı etkiler sağlamazlar. Aşırı süre cihaz kullanım bağımlılar, insanla iletişimle elde edilen duygulardan yoksun kalırlar ve farkında olmadan depresif bir hayat sürmektedirler."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow