Sanatçıya o zamanın çılgın kadın hayranlarını soruyorum ve “Sizin öyle bir anınız var mıdır?” diyorum. İşte yanıtı:“İzmir’de fuarda çalışıyordum. ‘Çocuk Gözler’ yeni bilinen bir şarkı haline gelmişti. Kadınlar matinesi yapıyorduk. Sahnede şarkı söylerken gelip beni devamlı öpüyorlardı. Ben de onlara karşılık veriyordum. 2 gün sonra bütün dudaklarım uçuklardı, eşim de bana çok kızardı. Ona çok gülerdim. Hayranlar çok enteresan. Kulis çıkışına gelirlerdi, ‘Eşim Leyla Hanım’ı yanımdan kaçırdınız’ esprisini yapardım. Güzel hatıralar bunlar. İyi ki yaşadık. Sahneye aşk mektupları atarlardı. Kaprisi olmayan bir sanatçıydım. İnanın bizim kuşağın terbiyesi çok farklıdır.”Ersan Erdura, 80’lerden sonra ise sadece sahnede yer almaya başlıyor.
Sanatçı, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor:
“Müziğin türü değişti ve arabesk patlaması oldu. Ben de bıraktım. Ama The Marmara Otel’in teras barında çalışmaya devam ettim. 13 yıl tek başıma orada, şarkılar söyledim. Büyük sahnelerden koptum ama müzikten kopmadım. Orası sayesinde sesimi çalıştırmış oldum. Şarkı söylemezseniz yavaş yavaş ses kalitenizi kaybedersiniz. Haftanın 6 günü 50 şarkı söyledim. 44 yıldır sadece bu dönem şarkı söyleyemedim. Hiç aralıksız 44 yıl boyunca sahnedeyim. Yıllar geçtikçe sahnedeki her insan gibi benim de duruş ve hareketim oluştu. Sahnede çok farklıyımdır. 4 ay önce de yeni şarkım çıktı. Kariyerimin 44. yılı için ‘Çocuk Gözleri’ yeniden okudum. Bir şey üretmek ve durmamak lazım. İnsanlar hayatı bırakmamalı. Müziği insanlara güzel duygular yaşatmak için yapmak lazım. Şarkılarınızın kalıcı olması da önemli. 50 yıldır şarkılarımızı söylüyoruz ve insanlar dinliyor.”Kızlarımın sanatçı olmasını istemedim◊ İstanbul’da yaşayan 71 yaşındaki Ersan Erdura, şimdi evinde dinlendiğini dile getiriyor: “3 kızım var. Kız evlat çok farklıdır. Biri banka müdürü oldu. Biri, bir gıda şirketinde ürün müdürü. Kızlarımın sanatla ilgili bir iş yapmasına müsaade etmedim. Bu zor bir meslekti. Büyük kızım çok iyi şarkı söylerken, hiç beğenmediğimi belirtirdim. Başka bir hayatları olsun istedim.”