hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kübra Ünlü yazdı! Bir Yılmaz Erdoğan Güzellemesi “İnci Taneleri”

    Kübra Ünlü yazdı Bir Yılmaz Erdoğan Güzellemesi “İnci Taneleri”
    expand

    Yeni yıl ile birlikte tanıtımlarını izlemeye başladığımız, Yılmaz Erdoğan’ın senaryosunu yazdığı “İnci Taneleri” dün gece yayına girdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yayına girmeden adından sıkça söz ettiren dizi 25 Ocak 2024 gecesinin tüm kategorilerde birincisi oldu. Reyting rekoru kıran dizi Türkiye gündemine oturdu.

    Senaryosu ve tanıtımı ile iki haftadır adından sıkça söz ettiren dizi yaşamın içinden reflekslerle, bize ait kodlarla, toplumsal problemlere duyarlı bir içerikle karşımıza geldi.

    Dizinin ana mekânı (bana kalsa baş karakterlerden biri), tanıtım ile birlikte dizinin baş karakteri, mekân çalışanı Dilber ile Azem’in bir araya geldikleri “pavyon” da bir anlamda kendinden söz ettirir oldu.

    Yılmaz Erdoğan’ın yazan, çizen, oynayan kimliklerinin dışında tam bir televizyon kod çözücüsü olduğunu unutanlar ise her zaman olduğu gibi heyecanlı reflekslerle üst perdeden yüksek volümlü konuşmaya başladılar.

    Cinsiyetçi yaklaşımdan (sanki yokmuş gibi) tutunda, “vay kardeşim pavyon ne alaka” (bilinen, antik çağdan beri olan bir müessese. Ayrıca bayılırsınız kendinizi kandırmaya, ama arabesk kodlarınızla da gizli saklı olmak istediğiniz yerdir aslında ), ‘o nasıl dans kardeşim, çoluk çocuk izliyor’ ( Bakınız Müge Anlı içeriklerine, o çoluk çocuk senin memleketinden, senin yetiştirdiklerin değil mi ) , parmak sallamalarından, kurnaz akıllısının dans kostümlerinden ticari kazanç sağlamasından; Elbiseleri giyip (haşa ben hanımefendiyim, kızım ne alakaa pavyon) diyenlerin , ‘akım’ adı altında dansı taklit edip, kendi sosyal medya mecralarından paylaşıp, dizi, karakterler üzerinden “Kendi adları için PR” yapmalarından; Her konuda uzman çok bilmişlerin işin felsefesi ile ahkam kesmelerinden, mekanın çalışanlarının duygusal durum çözümlemelerine varan psikanalizlerden, sayısız söylem ile adeta bu kez de “pavyon” uzmanı olan yorumculardan …. Hasılı, daha yayına girmeden kendinden söz ettirmeyi başarılı bir şekilde gerçekleştiren Yılmaz Erdoğan ve İnci Taneleri dün geceyi rekor seviyede izlenme ile tamamladı…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu burada Cem Yılmaz’a katılmadan edemiyor zira entelektüel birikimleri ile bunca “pavyon” uzmanı olunca, işin gerçek temsilcileri bile ‘hani marjinal bizdik’ dediler.

    Heyecanlı, hezeyanlarınızda işte gözden kaçırdığınız canım klavye artizleri… Yılmaz Erdoğan’ın bir “televizyoncu” olduğu idi. Zira Türk insanın seyir ve izlenme oranı hakkında Pisagor teoremi kadar net formülleri oluşturabilecek bir alt yapıdan, zekâdan geliyor olduğunu göz ardı etmeniz ise okuduklarım karşısında beni ziyadesi ile güldürdü.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kimileri için tartışılan oyunculuğu olsa dahi ben bu kodlardan emin olarak yaptığı televizyon işleri tarafını asla tartışmam; ki dizi de beni kanıtlar nitelikte oldu.

    Üstelik ince bir ayrıntı ile söz sanatındaki hoş hakimiyetiyle tanıtımda bunu izleyecek her kesimden “kese” belirtmişti…

    "Bu öykü insanları birbirine bağlayan pamuk ipliği üzerine. İnci ne kadar değerli, iplik o kadar ince..."

    Üzerine şahane olay örgüsüne Yılmaz Erdoğan’ın sesinin bilinen melankolisi eklenince, Türkiye rekor izlenme oranıyla, Kanal D ekranından şiir gibi bir dizi izledi.

    2 yılın üzerinde bir süredir içerik çalışmaları süren dizinin oyuncu kadrosu ise Yılmaz Erdoğan, Hazar Ergüçlü, Selma Ergeç, Kubilay Aka, Güven Kıraç, Yasemin Baştan ve BKM kadrosundan oluşmuş başarılı, minimal bir dar bir kadro olarak görünüyor. İlerleyen bölümler de Yılmaz Erdoğan Televizyonculuğunun bölüm sürprizleri olasılığı ihtimalini bir kenarda tutarak … (ihtimalini sevdim)

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dolayısıyla canım okuyucu; sana, sen gibi, sana benzeyen (bu kısmı bayıldığım yazdığı müthiş diyaloglardan aşırdım) sana dokunan, seyri hoş (yavaş akan sahne geçişleri kaldırılınca) tebessümü ile kederi birbirine harmanlı, demli bir çay tadında şiir gibi bir dizi İnci Taneleri.

    Kanal D’nin Perşembe gecelerin uzun süre sonra yüzde yüz “mekân sahibidir” diyebileceğim ‘İnci Taneleri’ nin yolu açık, Yılmaz Bey’in kalemi bereketli olsun, bereketi hepimizin üzerine olsun.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow