hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ağrılara katlanmak zorunda değilsiniz!

    Ağrılara katlanmak zorunda değilsiniz
    expand

    İstanbul Tıp Fakültesi’nden Fizik Tedavi Rehabilitasyon ve Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Demirhan Dıraçoğlu bel, boyun ve dizağrılarından kurtulma yöntemlerini açıkladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fazla kiloları verme, dizlik, bandaj gibi ilk basamak tedavilere yanıt vermeyen diz ağrılarında devreye diz içine yapılan iğneler giriyor. İğne tedavisi 6 ay-1 yıl kadar rahat bir dönem geçirilmesine yardımcı oluyor.

     

    Ağrının tipi çok önemli. Enjeksiyon (iğne) tedavisini daha çok uzun süreli ağrılarda kullanıyoruz. Bunların da başında kireçlenmeye bağlı ağrılar geliyor. Elbette diz ağrılarında ilk seçenek değil. Diz ağrısıyla gelen hastaya öncelikle kiloluysa kilo vermesini söylüyoruz. Bazen dizlik, bandaj gibi destekleri kullanmasını öneriyoruz. Ağrı kontrolüne yönelik ağızdan bazı ilaçlar veriyoruz. İlk basamak değimiz bu yöntemlerle ağrıyı kontrol edemezsek ikinci basamak dediğimiz enjeksiyonu içeren tedaviye geçiyoruz.

    Değişik seçenekler var. Bunlardan ilki hyalüronik asit enjeksiyonları. Yapay eklem sıvısı olarak biliniyorlar. Hastalar bu tedaviyi “Dizimdeki sıvı bitti, doktor dizime sıvı uyguladı” şeklinde ifade ediyor. Kireçlenme hastalarında eklemdeki sıvı miktarı azalır, yapısı bozulur. Normalde kıvamlı olan sıvı, su gibi olur.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu tip durumlarda diz eklemi içine hyalüronik asit enjeksiyonu fayda gösterir. Bir nevi dizi yağlamış gibi oluyoruz. Motor yağı gibi düşünülebilirsiniz. Nasıl daha iyi çalışsın diye motor yağlanırsa, diz eklemi de daha kolay hareket etsin diye dize hyalüronik asit enjeksiyonu yapıyoruz. Bunun dışında son dönemde PRP sık kullanılıyor.

    Kireçlenmeye bağlı kalça, diz, omuz ve ayak bileği ağrılarında hyaluronik asit iğneleri ile başarılı sonuçlar alınıyor. Fizik tedaviye yanıt vermeyen bel ağrılarında ise kortizon ve epidural iğneleri gibi yöntemler kullanılıyor.

     

    Osteoporoza (kemik erimesi) bağlı kırıklar menopoz sonrasında önemli bir bel ağrısı nedenidir. Güçlü kemikler için beslenmenizde D vitamini ve kalsiyuma yer açın. D vitamininin en önemli kaynağı güneştir. Mayıs-kasım ayları arasında güneşin dik geldiği saatlerde her gün 15 dakika en azından el, kol ve yüzünüzü güneşlendirin. Kış aylarında güneşten yeterince D vitamini almak mümkün olmaz. Bu nedenle D vitamini seviyesiniz düşükse doktorunuzun önerisiyle takviye alabilirsiniz. Bu arada yağlı balıklar, yumurta sarısı, karaciğer ve peynir D vitamininden zengin gıdalardır. Kalsiyum için peynir, yoğurt, yeşil sebzeler ve soya ürünleri tüketin

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    En sık hyaluronik asitler kullanılıyor. Bunun dışında kortizon ve PRP tedavisi var. Hyaluronik asitler eklem sıvısının takviyesi amacıyla kullanılıyor. Kireçlenme hastalığında eklem sıvısının yapısı bozuluyor. Normalde eklem sıvısı yoğun kıvamlıdır. Hareket esnasında eklem yüzeylerinin birbirine sürtünmesini engeller. Bu sıvıyı tıpkı motor yağı gibi düşünebilirsiniz. Kireçlenme hastalığında bu eklem sıvısının yapısı su gibi olur ve koruyucu özelliği ortadan kalkar. İşte enjeksiyon (iğne) tedavisiyle sorunlu eklemin içine girip hyaluronik asit veririz.

     

    Özellikle kalça, diz, ayak bileği, omuz eklemlerinde çok olumlu sonuçlar elde ediyoruz. Hyaluronik asit genellikle birer hafta arayla 3 seans uygulanıyor.

     

    Bel ağrılarında hyaluronik asit değil de başka iğne tedavileri kullanıyoruz. Örneğin özelleştirilmiş kortizon iğneleri, transforaminal iğneler ve epidural iğneleri gibi. Bunlar uzun yıllar devam eden, fizik tedaviye bir türlü yanıt vermeyen ağrılarda kullandığımız ileri yöntemler. Bu aşamaya gelmeden önce diğer yöntemlerin denenip başarısız olduğunu görmek lazım. Hemen ilk gelen hastaya uygulanmaz. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    Ameliyat gerektiren çok küçük bir grup dışında bel ağrılarının tamamı fizik tedaviyle gideriliyor. Fizik tedavi sonunda hareket kısıtlılığı ortadan kalkıyor, kişi yeniden egzersiz yapabilir hale geliyor.

     

    Elimizde pek çok yöntem var. Elektrik tedavisi, traksiyon (çekme) tedavisi, lazer, magnetik alan, ultrason, derin ve yüzeyel ısıtıcılar gibi. Fizik tedavi bazı egzersizleri de kapsar. Hangisinin kullanılacağına hastanın durumuna göre karar verilir. Bir bel fıtığı hastasını ele alalım. Diyelim ki hastanın sinire bası, sinir sıkışıklığı var. Elektroterapi, infraruj gibi değişik yöntemlerle o bölgedeki basıncı fiziksel olarak azaltmaya çalışırız. 

    Bel ağrılarında ameliyat uygulanan hastalar çok sınırlıdır. Bunun dışında kalan bel ağrılarının tamamında fizik tedavi kullanılabilir. Özellikle yan etkileri nedeniyle ilaç kullanamayan hastalarda çok güvenli. Fizik tedavinin hemen hemen yan etkisi yok gibi. Hem hastanın ağrısını azaltır, kaslarını güçlendirir, daha iyi egzersiz yapmasını sağlar, hem de o bölgenin kanlanmasını artırarak iyileşmeyi hızlandırır. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    Evet, yalnızca ağrıyı ortadan kaldırmıyor aynı zamanda sorunlu bölgeyi tedavi de ediyor. En önemli etkisi dokuların kanlanmasını artırmak ve hastanın daha kolay egzersiz yapmasını sağlamak. Çağımızın en önemli ilacı egzersiz. Eklemlere binen yükün azaltılması, ağrının giderilmesi, serotonin dediğimiz mutluluk hormonunun salgılanması, kalp fonksiyonlarının artırılması gibi sayısız yararlı etkisi var. Ama ağrı nedeniyle herkes egzersiz yapamıyor. İşte fizik tedavi, hastaların daha kolay egzersiz yapmasını sağlayarak hayat kalitesini artırmaya çok önemli katkıda buluyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow