hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    AIDS'li çocuk tek başına oynuyor

    AIDSli çocuk tek başına oynuyor
    expand

    Şanlıurfa'da, 2008 yılının mart ayında üzerine çaydanlığın devrilmesi sonucu haşlanan ve götürüldüğü Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nde tedavi görürken HIV virüslü kan verilmesi sonucu AIDS hastalığına yakalanan 4 yaşındaki Y.Ç., köylüler tarafından dışlandığı için tek başına oynuyor.

    1 Aralık Dünya AİDS Günü'nde, kimsenin kapılarını çalmamasından şikayet eden 44 yaşındaki baba Mehmet Ç., "Çocuğumun hastalığı yüzünden köylüler bizi dışladı. Herkes bizden uzak durduğu için evimi köyün dışına taşıdım. Başımıza bu olay geldiğinden beri kapımızı çalan olmadı" dedi.

    Babası ilgisizlikten ve dışlanmışlıktan şikayet ederken, minik Y. ise kırık bisikletiyle oynayarak zaman geçiriyor.

    Şanlıurfa merkeze bağlı Ulucanlar Köyü'nün Karagöz Mezrası'nda yaşayan 7 çocuklu Ç. ailesinin 6'ıncı çocuğu Y.'nin dramı, 2008 yılı mart ayında, içinde kaynar su bulunan çaydanlığın üzerine devrilmesiyle başladı. Kaldırıldığı Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nde HIV virüslü kan verilmesi nedeniyle AIDS hastalığına yakalanan Y.'nin ailesinin dünyası karardı.

    Hastalığından habersiz yaşayan minik Y.'nin tedavisi, sık sık götürüldüğü Ankara'da sürdürülürken, baba Mehmet Ç. aradan geçen süre içerisinde sorumluların cezalandırılmamasına ve Dünya AIDS Günü'nde hatırlanmamalarına sitem etti.

    Baba Mehmet Ç., yaşadıklarını şöyle anlattı:

    "Oğlum, evde oyun oynarken piknik tüpünün üzerindeki çaydanlığı üzerine devirince sol kolu yandı. Çocuğumu hemen hastaneye götürüp tedavisini başlattık. 20 gün kadar yanık ünitesinde kaldı, bu sırada kendisine kan nakli de yapıldı. Oğlum taburcu edildikten sonra evde tekrar rahatsızlanınca hastaneye götürdük. Buradan bir sonuç alamayınca önce Gaziantep, ardından Adana'ya götürdük. Burada yapılan tahlil sırasında doktorlar, Şanlıurfa'daki hastanenin raporlarını isteyince olay ortaya çıktı ve çocuğumun mikroplu kan verilmesi sonucu AİDS olduğunu öğrendik."

    Olayın ortaya çıkmasının ardından çocuğunun 2008 yılı Mayıs ayından itibaren Ankara'ya gönderildiğini ve tedavisinin burada sürdüğünü vurgulayan baba Ç., "Hepimizi şaşkına çeviren olay ortaya çıkınca, bizi apar topar uçakla Ankara'ya götürdüler. Hacettepe Üniversitesi'nde oğlumun tedavisi başlatıldı. O günden bu yana Yusuf'u 3 ayda bir Ankara'ya kontrole götürüyorum" dedi.

    Köylüler dışladı

    Oğlu Y.'nin tedavisi sürerken, yaşadıkları köyde herkesin kendilerinden uzak durmaya başladığını, çocuklarını da Y. ile oynatmadıklarını belirten Mehmet Ç., "Herkes bize sırt çevirdi. Hastalığın bulaşıcı olacağını düşünerek çocuklarımla oynamadılar. İnsanlar bizi dışlayınca, köyün bir kilometre uzağındaki mezrada babama ait araziye kerpiç ev yaptırıp buraya taşındık. Aradan geçen zaman içerisinde adeta bizi kaderimizle baş başa bıraktılar" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow