PANDEMİ YORGUNLUĞUNUN TEMELİ BELİRSİZLİKLER
Pandemi yorgunluğunun temelinin, günlük hayatta oluşan belirsizliklerden kaynaklandığını ifade eden Prof. Dr. Bülent Dilmaç, “Pandemi sürecinin ne zaman biteceği, virüsün kişiden kişiye nasıl bulaşacağı, kısıtlama kararlarının ne kadar süreceği ve gelecekte de neler olabileceğine yönelik belirsizlikler pandemi yorgunluğunu etkileyen temel faktörler arasında yer almaktadır. Bu belirsizliklere karşı tahammülsüzlük düzeyi düşük bireylerde, bu süreçte negatif duyguları, deneyimlemeleri daha yüksek. Belirsizlikteki tahammülsüzlük kavramı dediğimiz süreç ise bireylerin davranışlarında bilinçsel, davranışsal ve duygusal düzeydeki belirsizlik durumlarının nasıl algıladıklarını, yorumladıklarını buna nasıl tepki verdiğini etkileyen bilinçsel aslında ön yargılardan oluşmaktadır. Yani pandemi yorgunluğunun temel süreçlerinin başında bu oluşan önyargılar gelmektedir.” dedi.
‘PANDEMİ KORKUSU ARTTIKÇA YORGUNLUK DA ARTIYOR’
Yapılan araştırmada pandemi korkusunun arttıkça yorgunluğun da arttığını gözlemlediklerini söyleyen Prof. Dr. Dilmaç şöyle devam etti:“Koronavirüse karşı izolasyon, sosyal mesafe karantina gibi önlemlere bağlı olarak bireylerde koronavirüs korkusu gözlenmiştir. Aslına bakarsanız, koronavirüs korkusu, bireylerin pandemiye karşı duygusal verdikleri bir tepkidir. Yapılan araştırmalarda da bu korku, virüsün kendisine veya başkalarına, yakınlarına bulaşma korkusu ile ciddi bir fiziksel rahatsızlık geçirebilme korkusu ve virüsten ölebilme korkusuyla tanımlayabiliriz. Bu korkuları üç çeşitte ele alabiliriz. Araştırma sonuçlarına baktığımız zaman biz bu çalışmayı 18-64 yaş arasında gerçekleştirdik. Burada elde ettiğimiz sonuçlara baktığımız zaman araştırmaya katılan katılımcıların üçte biri pandemi sürecini ilk zamanlarında aldıkları önlemlerin zaman içerisinde azalttıklarını ifade etti. Bireylerin koronavirüs korkuları arttıkça pandemi yorgunluklar da artıyor. Bir diğer bulduğumuz ise pandemi sürecinde öz bakım davranışları yüksek olan bireylerin pandemi yorgunlukların düşük olduğunu söyleyebiliriz.”