DİYETE ADAPTASYON DAHA KOLAY OLUYOR
AÇLIK hissi diyeti en çok etkileyen faktördür. Birçok insanın kendini aç ve bu buna bağlı olarak mutsuz hissetmesine neden olur. Eğer diyete adaptasyon sağlanan süreçte kişi bununla baş edemezse diyetler yarım kalabilmektedir. Düşük karbonhidratlı yeme düzeninde ise, iştahta otomatik bir azalma sağlamaktadır. Çalışmalar, karbonhidratın tutarlı bir şekilde kesilmesine ek olarak, daha fazla protein ve yağ tüketildiği taktirde, daha az kalori alındığını göstermektedir. İştahta ve besin aşermede sağlanan bu azalma diyete uyumun artmasında önemli rol oynar.
SELÜLİTLERDE GERİLEME OLUYOR
DÜNYA Sağlık Örgütü'nün "Estetik bir durum değil, tedavi edilmesi gereken bir hastalık" olarak tanımladığı selülit, deri altında düzensiz ve aşırı yağ birikimi ile oluşan, özellikle bacak, kol ve kalça bölgesinde toplanan bölgesel yağ ve dolaşım bozukluğu olarak tanımlanıyor. Kadınların ruh halini en çok etkileyen sorunlardan biri. Selüliti olan kadınlar bedensel olarak kendilerini saklama gereği duyuyor; kadınların yüzde 67'si selülitlerinden utanıyor, yüzde 13,3'ü düşük özsaygıya bağlı izole olma isteği duyduğunu belirtiyor. Selülitin giderilmesinde atılması gereken adımlar; yağ kaybı sağlayan bir diyet, egzersiz, ödem ve toksin atımı, yeterli su tüketimi ve kan dolaşımını artırmaktır. Düşük kalorili, düşük karbonhidratlı diyet uygulayan kadınlarla yapılan çalışma sonucunda 3 haftada dolaşımın az olduğu bölgelerden ortalama 3,0 kg yağ kaybı sağlandığı, bu bölgelerde en az 4-5 cm daralma olduğu ve selülitlerde 1 seviye gerileme meydana geldiği saptanmıştır. Düşük karbonhidratlı diyet sayesinde, selülit seviyesi daha yüksek bireylerde de uygun diyet sürelerinde selülitlerden kurtulmak mümkün olabilmektedir.