Burun içindeki sümük burundan solunan havanın nemlenmesini yabancı cisimlerin tutulmasını burun içini döşeyen örtünün korunmasını sağlar. Bu sümüğün ritmik bir döngüsü bulunmaktadır. Bu döngü burun içindeki burun etlerinin (konka) dolgunluklarının artması ve azalmasına bağlı olarak her iki burun arasında dönüşümlü olarak değişir. Bu günlük hayatımızda tam olarak fark edilmez ancak burunda tıkanıklık olduğu hallerde belirginleşir.Ayrıca burun ve akciğer arasında beyinde önemli bir merkez tarafından yönetilen bir ilişki bulunmaktadır. Burnun tıkalı olduğu tarafta akciğer solunum kapasitesi düşük olur. Bu tarafta burun içinde direncin fazla olması akciğer direncini de arttırır ve akciğere giden hava azalır.
Burunda tıkanıklık nedenleri;
Doğumsal nedenler:En sık görülen koanal atrezidir. Burun arkası ile geniz arasının zar veya kemik doku ile kapalı olmasıdır. Bu durum çocuk doğduğu günden itibaren kendini belli eder. Tek taraflı veya çift taraflı olabilir.Doğum esnasında veya sonradan düşmelere bağlı septum da (iki burun deliğini burun içinde ayıran yapı) deformasyon deviasyon (eğrilik) ve hematom (kan birikmesi) oluşabilir. Burun içine yabancı cisim kaçmaları birtakım kist ve tümörler yine burun tıkanıklığı nedenleridir.Sonradan burun tıkanıklığı yapan nedenler:En sık nedenlerden biri geniz etidir. Doğumda oldukça küçüktür.1-2 yaşlarında çocuğun kendi bağışıklık sistemi oluştukça büyümeye başlar. Ergenlik döneminde ise küçülür. Genizde solunan hava ile temas eder ve devamlı sümük ile yıkanır. Dolayısı ile çeşitli mikrobik ajanlar(antijen) ile temas halindedir.Aktif bağışıklık sistemini devreye sokarak antikor üretir. Bu aktivitenin fazla olması fazla antijen ile temas ve alerjide büyüme daha fazla olur. Fazla büyümeden dolayı kronik iltihaplı bir akıntı ve tıkanıklık oluşur.Bademciklerin büyüklüğünden bağımsız olarak geniz etinde fazla büyüme burunda çok ciddi solunum güçlüğü yaratır. Daha önce belirttiğim gibi burundaki direncin artması akciğer solunumun azalmasına neden olur. Bu da genelde olarak vücutta oksijen azalması ve buna bağlı kalbin fazla çalışması sonucunu doğurur.