hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Deprem sonrası kaygı bozukluğu

    Deprem sonrası kaygı bozukluğu
    expand

    Ülkemizi en çok etkileyen doğal afetlerden biri olan depremler, yıkıcı etkileriyle bireysel ve toplumsal ruh sağlığı sorunlarına yol açmaktadır. Deprem gibi bir travma sonrasında gelişen psikolojik reaksiyonlar farklı özellikler gösterebilir. Büyük depremlerden sonra insanların çoğu ağır travma ve stres altındadır. Bu kişilerin önemli bir kısmı ruhsal ve fiziksel olarak etkilenmekle birlikte, bir kısmında da psikiyatrik bozukluklar gelişmektedir. Psikiyatri Uzmanı Dr. Cemil Çelik konu hakkında bilgiler verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Depremin büyüklüğü ve süresi, böyle bir olaya hazırlıklı olma durumu, kişilik özellikleri, başa çıkma yöntemleri, yaşanan kayıpların anlamı, önceki deneyimler, ruhsal travma veya psikiyatrik hastalık öyküsü, sosyal destek gibi değişkenler travmaya verilen tepkileri etkiler. Deprem gibi bir travmaya maruz kalmak, çeşitli psikiyatrik bozukluklar ve diğer tıbbi durumlar geliştirme riskini artırabilir. Afet sonrası psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkmasını kolaylaştıran risk faktörlerinin bilinmesi müdahalelerde öncelik verilecek kişilerin belirlenmesi açısından önemlidir. Bu derlemede depremin psikolojik etkileri, bu etkilerle baş etme ve deprem sonrası psikolojik destek ele alınacaktır.

    Kaygıyla Nasıl Başa Çıkarız?

    • “Mümkün olduğunca normal rutinlere bağlı kalmalısınız. Normal yemek saatleri, uyku saatleri. Özellikle de çocuğunuz varsa.”
    • “Endişeli veya rahatsız hissediyorsanız yavaş, ölçülü nefesler alın. Önceden var olan zihinsel sağlık sorunları olanlar, tedavi planına bağlı kalmalı.
    • Sosyal bağlantılar arayın. Komşularınızı kontrol edin. Etrafınızdakilerle bağlantı kurmak için ekstra çaba gösterdiğinizden emin olun.”
    • Ebeveynler için: “Açık iletişim hatlarına sahip olun. Çocuklarınız ve gençleriniz endişeli hissedebilir. Aynı soruyu defalarca sorabilirler. Bazen yetişkinlerin olayların neden olduğunu bilmediklerini söylemekte bir sakınca yoktur. Ancak bu soruları sormaya devam etmelerine izin vermek önemlidir. Destekleyici, öngörülebilir ve sevgi dolu olmak için elinizden geleni yapın.”

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow