hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Meme kanseri artık tedavi edilebilir

    Meme kanseri artık tedavi edilebilir
    expand
    KAYNAKİHA

    Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, meme kanserinde dünyadaki son gelişmelere değindi. Coşkun, "Artık anlaşılmıştır ki meme kanseri tek tip bir hastalık değildir" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye'de yaygınlaşan tarama programları ve modern cihazlar sayesinde meme kanserinin daha erken safhalarda yakalandığını belirten Coşkun, erken teşhis koyulan hastaların büyük çoğunluğunun iyileşebildiğini kaydetti.

    Son dönemde geliştirilen yeni ilaçlarla hastalığı başka organlara yayılmış olan hastaların bir kısmının da tamamen tedavi edilebildiğini bildiren Coşkun, "Eskiden kemik, akciğer, karaciğer gibi uzak organlara yayılma yapmış hastalar tedavi edilemez gibi düşünülürken, yeni geliştirilen ilaçlarla, hastaların bir grubunda tamama yakın iyileşmeler sağlanabilmektedir. Artık anlaşılmıştır ki meme kanseri tek tip bir hastalık değildir" dedi.

    Her bir alt grubun kanser gelişiminde ve yayılmasında, yolakların farklı olduğunu vurgulayan Coşkun, şunları kaydetti:

    "Bu yolaklara karşı geliştirilen akıllı ilaçlar uygulanarak kemoterapide gördüğümüz yan etkiler görülmeden etkili ve uzun süreli tedaviler uygulanmakta, eskisine göre çok daha iyi neticeler alındığını görebiliyoruz. Özellikle bazı alt gruplardaki ilerlemeler o kadar hızlı olmaktadır ki, bu gruplarda ilerde yayılmış hastalığın tamamen tedavi edilebileceğini söylemek gerçek dışı olmayacaktır."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cerb-b2 molekülünün, meme kanseri hastasında yüzde 15 ve yüzde 25 arasında pozitif olduğunu söyleyen Coşkun, eskiden bu molekülün pozitifliğinin hastalığın seyrinin çok olumsuz olacağının göstergesi iken, günümüzde bu moleküle karşı geliştirilmiş olan ilaçlarla bu hastalarda çok iyi sonuçlar alındığına işaret etti.

    Coşkun, bu gruba karşı geliştirilmiş olan ‘trastuzumab’ isimli molekül erken evre hastalarda koruyucu amaçlı olarak kullanıldığın da, metastaz gelişimini büyük oranda azaltırken, başka organlara hastalığı yayılmış olan hastalarda da, hastalığın tamamen kontrol alınmasını sağlayabildiğini aktardı.
    Kullanılan ilacın bazen, 5 veya 10 yıl gibi uzun süreli kullanımları hastaların bir kısmında ölümcül olmaktan çıkıp, kronik bir hastalığa dönüştüğünü kaydeden Coşkun, "Cerb-b2 molekülünün diğer 'HER' ailesi reseptörleriyle etkileşimini önleyen ‘pertuzumab’ isimli diğer bir ilacın ise daha sonradan geliştirildiğini söyleyebiliriz. Bu iki ajanın birlikte kullanıldığında adeta birbirini tamamladığını ve hastalar üzerinde olan başarının daha da artığını söyleyebiliriz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Alandaki gelişmelerin bununla sınırlı kalmadığının altını çizen Coşkun, şöyle konuştu:

    "‘Trastuzumab’ isimli ilaçla bir kemoterapi ajanının birleştirilmesi ile geliştirilen ‘Ado-trastuzumab emtasine’ isimli ilaç sadece tümör hücrelerinin içerisine daha yüksek birim dozda kemoterapi uygulamasına imkan tanımaktadır. Lapatinib, afatinib, neratinib gibi aynı molekülü hedef alan küçük moleküllü akıllı ilaçlarda geliştirilmiş olup bu alandaki gelişmeler çığ gibi büyümektedir. Bu ilaçların meme kanseri dışında tümör hücreleri yüzeyinde Cerb-B2 molekülü taşıyan diğer kanser türlerinde de araştırması devam etmektedir. Özellikle hastalığı yayılmış mide kanserli hastalarda çok iyi sonuçlar alındığı görülmektedir."
    Benzeri alanlarda, klinik araştırmalarının tüm dünyada hızlı bir şekilde devam etmekte olduğunu bildiren Coşkun, "Ülkemiz onkoloji doktorları tarafından da bu gelişmeler çok yakından takip edilmekte, pek uzak olmayan bir gelecekte meme kanseri geliştirilen akıllı ilaçlarla ölümcül olmaktan çıkıp, tamamen kronik bir hastalığa dönüşecektir" ifadelerini kullandı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow