hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Şişmanlık da şok diyetler de karaciğeri yağlandırıyor

    Şişmanlık da şok diyetler de karaciğeri yağlandırıyor
    expand

    Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal anlatıyor. Hazırlayan: Özgür Gökmen Çelenk Karaciğer yağlanması, hareketsizlik ve şişmanlık nedeniyle tüm dünyada giderek artan bir sağlık sorunu. Önlem alınmadığında siroz, kanser gibi ciddi sonuçları olan karaciğer yağlanması şok diyetler, aşırı alkol kullanımı gibi nedenlerle de ortaya çıkabiliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KARACİĞERİN GÖREVLERİ NELER?

    Karaciğer, çok sayıda önemli görevi olan hayati organlarımızdan biri.
    Kan pıhtılaştırıcı faktörler, enzimler, proteinler ve hormon üretiminde rol alıyor.
    Demir, vitamin, yağlar ve şeker gibi enerji kaynaklarını depoluyor.
    Yediklerimizi vücudun kullanabileceği besin maddelerine çeviriyor.
    Ayrıca safra yapımında rol alıyor; ilaç, alkol ve diğer toksik maddeleri temizliyor. 

    KARACİĞER YAĞLANMASI NEDİR?

    Karaciğer hücrelerinde normalden fazla yağ depolanmasına deniyor. Karaciğer hücrelerinde yaklaşık yüzde 5 oranına kadar yağ bulunması normal bir durum. Fakat yağ oranı yüzde 5’in üzerine çıkarsa bu tabloya ‘yağlı karaciğer hastalığı’ diyoruz. SIK GÖRÜLEN BIR SORUN MU? Karaciğer yağlanması obezitenin tüm dünyada yaygınlaşmasına paralel olarak giderek daha fazla sıklıkta görülüyor. Öyle ki ülkemizde alkolden kaynaklanmayan karaciğer yağlanması her 100 kişiden 25’inde tespit ediliyor. Yani ülkemizde ortalama olarak her 4 kişiden birinin karaciğeri yağlı. Dolayısıyla 84 milyon nüfusu olan ülkemizde kabaca 21 milyon yağlı karaciğer hastası var. Üstelik tüm dünyada, özellikle obezitenin arttığı ülkelerde, karaciğer yağlanması artık gençlerde, hatta çocuklarda dahi sık görülüyor. Özellikle 17-20’li yaş grubundaki gençlerde karaciğer yağlanmasını oldukça sık görüyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KARACİĞER YAĞLANMASI DEYİNCE AKLA HEMEN FAZLA ALKOL TÜKETİMİ GELİYOR...

    Evet, alkol önemli bir risk faktörü olsa da yağlanma pek çok faktörden kaynaklanıyor. Bu nedenle hastalık, fazla alkol tüketen kişilerde gelişen ‘alkole bağı karaciğer yağlanması’ ve alkol kullanmayan veya çok az kullanan kişilerde gelişen ‘alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması’ olarak iki gruba ayrılıyor.

    ALKOL DIŞINDAKİ SEBEPLER NELER?

    Hareketsiz yaşam ve fast food beslenme nedeniyle sıklığı giderek artan obezite,Tip 2 diyabet,Hiperlipidemi (kolesterol, trigliserid gibi kan yağlarında yükseklik),Bazı ilaçlar,Metabolik sendrom (bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon, kan yağlarında bozukluk, bozulmuş açlık kan şekeri ya da insilün direnci yüksekliğinin bir arada bulunması),Hızlı kilo alıp vermek, yani şok diyetler (ayda 4-5 kilodan fazla kilo verdiren diyetlerden kaçının).

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BELİRTİLERİ NELER?

    Karaciğer yağlanması sıklıkla uzun yıllar hiçbir sinyal vermeden sinsice ilerliyor. Bu nedenle karaciğerin ‘sinsi hastalığı’ olarak nitelendiriliyor. Çok ender olarak, yağlanma arttıkça karaciğerin kapsülü gerildiği için karın bölgesinin sağ üst tarafında hafif ağrı ve halsizlik sorunlarıyla kendini belli edebiliyor. Belirtiler çoğunlukla siroz geliştikten sonra ortaya çıkıyor. Bu hastalık sinsi olduğu için ileri evre sirozda, örneğin karında sıvı biriktiğinde şikayetler başlıyor. Bu aşamaya kadar hastalar genellikle normal bir yaşam sürüyorlar. 

    HER KARACİĞER YAĞLANMASI TEHLİKELİ Mİ?

    Karaciğer yağlanması iki gruba ayrılıyor. Birinci grubu, sadece yağlanmayla sınırlı kalan ve karaciğerde ciddi bir hasarın oluşmadığı ‘basit yağlanma’ oluşturuyor. İkinci grupta ise yağlanmaya iltihaplanmanın eşlik ettiği non-alkoli steatohepatit (NASH) adı verilen tablo bulunuyor. Basit yağlanmada genelde sadece yağlanma oluyor, karaciğer enzimleri normal değerlerde seyrediyor ve teorik olarak hastalarda ciddi karaciğer hastalığı gelişmiyor. Hastaların yüzde 20’sinde iltihaplanmayla seyreden NASH tespit ediliyor. Bu grupta ise karaciğerdeki iltihaplanmanın tedavisinde gecikmemek çok önemli, aksi halde ‘fibrozis’ olarak adlandırılan skarlaşma, bir başka deyişle sertlik oluşabiliyor. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BU NE ANLAMA GELİYOR?

    Fibrozise eşlik eden NASH grubunun yüzde 10’unda, tedavide gecikilirse 10 yıl içinde siroz oluşabiliyor. Kalıcı bir hastalık olan siroz da zamanla ilerleyerek karaciğer kanseri veya organ yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden tabloya yol açabiliyor. 

    ERKEN TANININ ÖNEMİ NEDİR? NE YAPMAMIZ GEREKİYOR?

    Karaciğer yağlanması teşhis edildiğinde ilk olarak karaciğerde hasar oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekiyor. Hasar varsa karaciğerde oluşan sertliğin (fibrozis) derecesini değerlendirmek etkin bir tedavi için büyük önem taşıyor. Fibrozis erken dönemde tespit edilirse yaşam alışkanlıklarında yapılan düzenlemeler ve ilaç tedavisiyle hastalığın siroza dönüşmesinin engellenebiliyor. Erken tanı için hiçbir risk faktörü olmayan kişiler 40 yaşından sonra her yıl ultrason ve kan tahlilleri yaptırmalı. Fazla kilo, diyabet ve kolesterol gibi risk faktörlerine sahip kişilerde ise taramalara çok daha erken yaşta başlanmalı ve hastalar yılda bir düzenli olarak takiplerini aksatmamalılar. Eğer belirtiler varsa, hiçbir risk faktörü olmasa dahi kaç yaşında olursa olsun, zaman kaybetmeden hekime başvurulmalı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow