hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Süt ürünlerindeki büyük tehlike

    Süt ürünlerindeki büyük tehlike
    expand

    Mayo Clinic'teki uzmanlar mevcut 47 bilimsel çalışmanın sonuçlarını analiz etti. Yapılan analiz sonuçlarına göre süt tüketimi ile prostat kanseri arasında bir bağlantı bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     Mayo Clinic'e bağlı uzmanlar diyet ile hastalık arasındaki bağı oluşturan 47 çalışmanın sonuçlarını analiz ettiler.

     Araştırmalara göre, düzenli olarak süt tüketen erkeklerin, prostat kanseri olma ihtimalinin yüzde 7 ila 76 arasında olduğu belirlendi.

    Ancak, yapılan bazı çalışmalarda da herhangi bir bağlantı bulunamadı. Eleştirmenler, derlemenin bir dizi “zayıflık” yaşadığını söyledi.

    20 yıla kadar bir milyondan fazla katılımcıyı izlemeye dayanan araştırma, süt ürünlerinin prostat kanseriyle bağlantılı olduğunu öne süren ilk araştırma değil.

    Bununla birlikte, peynir, süt ve tereyağı ayrı olarak incelendiğinde her biri kendi içinde karışık sonuçlar vermiş ve tekli tüketimlerinde riskin daha düşük seviyede olduğu belirlenmiştir.

    Bol miktarda süt tüketmenin vücutta insülin benzeri büyüme faktörü (IGF) miktarını artırdığı düşünülmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Araştırmaların çoğunda da görüldüğü üzere, protein, hücrelerle etkileşime giriyor ve bu durum Uluslararası Dünya Kanser Araştırma Fonu'na göre “reaksiyonların kademeleşmesine” neden oluyor.

    Hastalık ve süt ürünleri ilişkisinin “içlerindeki kalsiyumdan doğabileceğini” belirten araştırmalar, yine de bu durumu bilim insanlarının henüz kesin olarak bilmediklerine de değiniyor.

     

    Ancak kurumlar, "kemiklerinizi sağlıklı tutmak" için günde 3 bardak süt içmenizin, yani 700mg kalsiyum almanızın önemli olduğu konusunda uyarıyor.

     

    2006'dan bu yana yayınlanan çalışmalardan oluşan derlemeler, Amerikan Osteopatik Birliği Dergisi'nde yayımlandı.

     

    Dergide baş yazar olan Dr. John Shin, süt ürünleri ile prostat kanseri arasındaki bağlantıyı araştırmak için daha fazla deneme çalışması yapılması çağrısında bulundu.

    Bulguları tartışırken, “İncelememiz, süt ürünlerinin yüksek tüketimiyle ilgili endişenin nedenini böylece vurgulamış oldu” dedi.

     

    Sonuçlar, yeşil bitki ağırlıklı diyetler yapan erkeklerin prostat kanserine yakalanma ihtimalinin daha düşük olduğunu gösterdi.

     

    Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü, içerdiği “koruyucu besin maddeleri” nedeniyle kanser riskini azaltmak için yeşil bitki ağırlıklı diyetleri öneriyor.

     

    Çalışma, kırmızı ve beyaz et veya balık gibi diğer hayvansal gıdalardan kaynaklanan prostat kanseri riskinin artışı ile ilgili herhangi bir bağlantıya rastlamadı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dr. Shin ve arkadaşları, insanların daha fazla süt tüketme eğiliminde olduğu Batı ülkelerinde prostat kanseri oranının daha yüksek olduğunu belirtti.

     

    Her yıl 47.000'den fazla erkeğe İngiltere'de prostat kanseri teşhisi konuyor. Hastalık her yıl 11.000 insanın hayatını tehdit ediyor.

     

    Ulaşılan sayılar, ABD'de her yıl yaklaşık 175.000 erkeğe öldürücü hastalık tanısı konulduğunu gösteriyor. Burada da her yıl 30.000 kadar insan bu sebeple ölüyor.

     

    Prostate Cancer UK araştırma direktörü Dr. David Montgomery şunları söyledi: “Bu yazıda, bazı gıdaların prostat kanseri riski üzerinde etkisi olup olmadığına bakan önceki çalışmalar gözden geçirilmiştir. Önceki çalışmalar değişken niteliktedir ve diyetin ötesindeki sonuçları etkileyebilecek diğer faktörler dikkate alınmamıştır. Bu çalışma sonucunda hiç kimseyi belirli gıdaların alımını önlemeye veya arttırmaya teşvik edemeyiz. Bildiğimiz şey, aşırı kilolu olmanın agresif veya ileri prostat kanseri teşhisi riskini artırabileceğidir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

    Sağlıklı, dengeli bir diyet yemek ve fiziksel olarak aktif kalmak, sağlıklı bir kiloda kalmanıza yardımcı olabilir ve bu sayede prostat kanseri riskini azaltmanıza yardımcı olabilir. Erkeklerde 50 yaşın üzerinde olmak, siyah etnik kökene sahip olmak veya aile geçmişinde hastalık bulunması, özellikle dikkat edilmesi gereken başlıca risk faktörlerinden ve bu risklerden herhangi birine dahi sahip olan bir erkek vakit kaybetmeden bir doktora danışmalı.”

     
     

     
     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow