hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Zerdeçal, ada çayı, biberiye... Bu faydalarını ilk kez duyacaksınız!

    Zerdeçal, ada çayı, biberiye... Bu faydalarını ilk kez duyacaksınız
    expand

    Sağlıklı yaşlanmanın ilk koşulu sağlıklı yaşamdan geçiyor. Dengeli beslenme, düzenli spor yapma, iyi ve kaliteli uyku düzeni sağlıklı bir yaşlanmayı getiriyor. Ancak bu standartların ömür boyu korunması gerektiğini altını çizen İç Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Hakan Terekeci, kişinin yaşına, aile geçmişine ve çevresel faktörleri bağlı olarak bazı bitkisel desteklerin de yarar sağlayabileceğini söyledi. Bitkilerin gücünden yararlanarak sağlıklı yaşlanmanın mümkün olduğunu belirterek bazılarını bildiğimiz bazılarını ise ilk kez duyacağımız önerilerini sıraladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ginsengin antistres özelliğinin yanı sıra sakinleştirici etkiye de sahip olduğunu anlatan Doç. Dr. Hakan Terekeci “Salisikasit, kafeik asit, A, B1, B2, B12, C ve E vitaminleri içeren ginsengin tansiyonu, şekeri ve kişinin ruh halini düzenleyici etkisi olduğu biliniyor. Bunların yanında son dönemde yapılan çalışmalarda yaşam süresini artırdığı gösterilmiştir.

    Ginsengin en önemlisi Kırmızı Kore Ginsengi (Panax Ginseng)’nin lokal uygulamalarında UV ışınlarına bağlı yaşlanmada koruyucu etki yaptığı tespit edilmiştir. Yaşlanmayı geciktirmek için uzun süreli olmayan kürler halinde kullanılabilir” diye konuştu.

     Ülkemizde sıklıkla karşılaştığımız ve tükettiğimiz ada çayı bitkisinin de hafızanın güçlenmesine, hatırlama yeteneğinin artmasına yardımcı olduğunu belirten Doç.Dr. Hakan Terekeci, şu bilgileri verdi:

    "Alzheimer ve demans hastalıklarının gelişiminin önlenmesinde büyük etkisi vardır. İçerdiği luteolin ve apigenin gibi antioksidanlar sayesinde de yaşlanmayı geciktirici özelliği bulunur. Hekim kontrolünde olmak kaydıyla piyasa da var olan ada çayı kapsülleri kullanılabileceği gibi yağı da kıymetlidir. Günde 2 bardak çayının tüketilmesi de oldukça faydalıdır."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yapılan birçok araştırmaya göre, Türk mutfağında önemli bir yeri olan biberiyenin de hafıza güçlendirici etkisi bulunduğunu belirten Doç. Dr. Terekeci, “Alzheimer ve demans hastalığında bilişsel işlevi artırmaya yardımcı olduğu gözlenmektedir. Tıbbi nane yağının da benzer etkileye yol açtığı bilinmektedir. Nane yağı hafızayı geliştirir ve uyanıklık durumunu artırır” diye konuştu.

    En sağlıklı ve en yüksek magnezyum kaynaklarından biri olan nohut, magnezyum eksikliğiyle ortaya çıkan sinirsel iletilerin bozulması, kas kramplarının artması halsizlik gibi sorunların ortadan kaldırılmasında önemli bir kaynak olarak gösteriliyor. Magnezyum eksikliği yaşayan bir kişinin magnezyum ilaçları kullanmasındansa haftada 2 kez nohut tüketmesi öneriliyor. Bununla birlikte demansın önlenmesinde orta yaşlardan itibaren haftada 1 kez nohut tüketilmesinin yararlı olduğu biliniyor.

    İçerdikleri yüksek Omega 3 yağ asitleri nedeniyle hafızayı güçlendirici etkisiyle de değeri daha da artan ceviz, aynı zamanda kalp-damar sağlığını koruyarak, kanlanmasında da önemli rol oynuyor. Cevizin içerdiği piridoksin (B6) ile de hafıza koruyucu etkisi de bulunuyor. Yine keten tohumu Omega 3 yağ asitleri açısından zengin içeriğe sahiptir. Öğütülüp başta yoğurt olmak üzere yiyeceklerle karıştırılıp tüketilmesi özellikle kan yağları yüksek kişilerde oldukça faydalıdır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Özellikle soğuk deniz balıkları, somon, diğer deniz ürünleri gibi B12’den zengin ürünlerin sağlıklı yaşam ve yaşlanma için mutlaka tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Hakan Terekeci, şu bilgileri verdi:

     "B12 vitaminini hayvansal gıdalardan başka bir gıdadan temin etme imkanımız yoktur. Bu nedenle hayvansal gıdaların tüketimi önemlidir. B12 vitamini nöropatik ağrıların ve nörodejenerif hastalıkların önlenmesinde önemli bir yere sahiptir.”

    Hızlı öğrenme, daha keskin düşünme ve daha iyi hafıza ile ilgili yapılan çalışmalarda yabanmersini tüketiminin öneminin ortaya konduğunu söyleyen Doç.Dr. Hakan Terekeci, “Ancak piyasada satılan yabanmersini ile karıştırılan ürünlere dikkat etmek gerekir. Kurutulmuş kırmızı meyvelere zaman zaman yabanmersini dendiğini görüyoruz. Gerçek yabanmersini mor renkte, kurutulmuşu ise siyaha yakın bir renkte olmalıdır. Hatta mümkünse taze haliyle tüketilmeli” ifadelerini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sağlıklı beslenme, düzenli bir uyku, yaşlanma karşıtı besin desteklerinin yanı sıra en önemli konulardan biri de cilt ve iskelet bütünlüğünü korumaktan geçiyor. Kollajenden zengin gıdaların alınmasının cilt güzelliğine ciddi oranda katkı sağladığı biliniyor. Kollajenin en yüksek oranda var olduğu hayvansal besin ise paça ve işkembe. Kişinin herhangi bir sağlık problemi yoksa haftada birkaç kez bu ürünleri tüketmesi faydalı bulunuyor.

    Yüksek kollajen oranı cildin sıkılaşmasını ve eklemlerin esnekliğinin artmasına yardımcı oluyor. Bu tarz sakatatların hazmı zor olduğundan yüksek tansiyon, kalp yetmezliği gibi hastalarda olumsuz etkiler yaratabileceği unutulmamalı ve mutlaka dikkatli tüketilmesi gerekiyor.

     Dengeli beslenme şekli ile vücut için gerekli birçok vitamin ve minerali dengelemenin mümkün olabildiğini hatırlatan İç Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Hakan Terekeci, "Kişinin herhangi bir sağlık problemi yoksa sebze ve et tüketim dengesini koruyarak, kırmızı ve mor meyveleri tüketmek sağlıklı yaşam için önemlidir. Çilek, yabanmersini, kızılcık, ahududu, böğürtlen gibi kırmızı-mor içerikli meyveler ciddi oranda antioksidan içermektedir. Mevsiminde tüketilecek domateste yüksek oranda, A, C vitamini ve folik asit bulunmaktadır. Ayrıca pişirildiğinde miktarı daha çok artan Likopen ise çok güçlü bir antioksidan olarak kabul edilir" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Beslenmede, son günlerde sıklıkla gündeme gelen glutenden de sakınmanın doğru olacağını söyleyen Doç.Dr. Hakan Terekeci şu bilgileri verdi:

    "Gluten intoleransınız tespit edilmese bile bu gıdaları tükettikten sonra kendinizi rahatsız hissediyorsanız hayatınızdan gluteni çıkarın. Günümüzde genetiği ile oynanmış tohumlar yüzünden glutenin de yapısı değişmiş durumdadır. Bu nedenle, karabuğday, siyez, karakılçık buğdayı gibi genetiğiyle oynanmamış ülkemize özgü tahılları ve unlarını kullanmak sizi sağlıklı beslenmeye bir adım daha yaklaştıracaktır."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow