hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dikkat bankanız sizi takip ediyor!

    Dikkat bankanız sizi takip ediyor
    expand

    Kafanızdaki "hadi al, hadi al" sesi aslında kafanızın içinden değil de cep telefonunuzdan geliyor olabilir.

    Hepimiz o sesi daha önce duyduk. Kafamızın içinde bir ses: ''Hadi durma, bir ödülü hakediyorsun. O kadar istiyorsan al gitsin'' dedi binlerce kez.

    O kötü niyetli sesi dinleyip ihtiyacımız yokken neler almadık ki... kıyafetler, ayakkabılar, elektronik eşyalar...

    Peki ya bu kafamızdaki ses aslında kafamızın içinden gelmiyorsa?

    DBS Bank kafadaki o sesi etkilemek için neler yapılabileceğini iyi araştırmış.

    Kafanızdaki o sesi nasıl banka ve markaların kontrol ettiğini anlamak için kendinizi çok sevdiğiniz pahalı bir markanın mağazasında hayal edin.

    Siz kıyafetlere bakarken cebinizdeki akıllı telefon nerede olduğunuzu biliyor. Çünkü akıllı telefonların içine yüklediğiniz uygulamaların neredeyse hepsinde GPS bulunuyor. Ve bu uygulamalar daha önceden farkında bile olmadan verdiğiniz izin sayesinde bankanıza nerede olduğunuzu haber veriyor.

    Bankanız, kredi kartı bilgilerinize sahip olduğu için nerelerden alışveriş yapmayı sevdiğinizi biliyor. Tabi hesaplarınızda ne kadar para olduğunu da.

    Eğer hesabınızda çok da nakit yoksa normal şartlarda bir ay aç gezmeyi göze almak yerine alışveriş yapmadan mağazadan çıkarsınız. Sonunda açlık olunca kimse kafasının içindeki o sesi dinlemeye pek yanaşmaz.

    İşte tam da bu noktada çok da kafanızın içinde olmayan bir ses devreye giriyor: Telefonunuzun mesaj sesi!

    İçinde bulunduğunuz durumu bir fırsata çevirmek isteyen bankanız size bir mesaj göndermiş, eğer 20 dakika içinde kredi alırsanız size çok iyi faiz oranları öneriyor hem de içinde bulunduğunuz mağazadan %20 indirimli alışveriş hakkı!

    Tabii ki mağazayı elleriniz torbalarla terk ediyorsunuz.

    İşte ''doğru zaman doğru yer'' adlı pazarlama taktiğinin ağına düştünüz bile.

    'Yeni köle'

    Elbette Asya'nın en büyük bankası olan DBS gibi bankalar bile her müşterilerini bu kadar yakından takip edecek insan kaynaklarına sahip değil.

    Bunun yerine bu işi insanlardan çok daha iyi yapan akıllı algoritmaları kullanıyorlar.

    Algoritma geliştiren Progress adlı bir şirketin baş teknoloji sorumlusu olan John Bates ''Algoritmalar yeni köleler'' diyor.

    Bates ideal bir dünyada bankaların her müşterilerine özel bir asistan ayırmaları gerektiğini ancak lojistik olarak bunun imkansız olduğunu söylüyor.

    John Bates ''Kimse bunu karşılayamaz. Teknoloji kullanmak şart. Hem algoritmalar tuvalete gitmez, tatile çıkmak istemez ve onlara maaş çeki göndermeniz de gerekmez'' diyor.

    Progress bir çok şirket için algoritma üretiyor.

    Bu algoritmaları kullandığını çoğu şirket açıklamak istemiyor. Çünkü buy algoritmalar çok da iyi niyetli görünmüyor.

    Algoritmalar insanları gruplara ayırıyor, davranışlarını kategorize ediyor. Bazıları bu algoritmaların ırk analizleri yaparak etnik kökenlerin davranış profillerini çıkaracağından endişe duyuyor.

    Ancak bu tekniklerin kullanımı giderek hız kazanıyor, çünkü algoritmalar kar getiriyor.

    Turkcell de algoritma kullanıyor

    Türkiye'nin en büyük telekominikasyon firması Turkcell yakın zamanda bu algoritmaları kullandığı için bir ödül aldı. Aynı DBS Bank gibi Prgress şirketinin müşterisi olan Turkcell de kullanıcıların bulunduğu yere göre pazarlama yapıyor.

    Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Emre Sayın ''Gerçek zamanlı pazarlama sistemi kullanılarak yollanan teklifler, geleneksel yolla yollanan tekliflerden on kat daha fazla pozitif tepki aldı'' dedi.

    İş dünyasının başka alanlarında algoritmalar insanları lüks ürünler almaktan çok daha fazlasını yapmaya davet ediyor.

    David Coats gibi işadamları algoritmaları büyük kararlar alırken birer danışman olarak kullanıyor.

    Coats'ın şirketi Correlation Ventures bir algoritmanın önerdiği yeni teknolojik ürünlere yatırım yapıyor.

    Algoritmanın testini geçen ürünler yatırıma uygun bulunuyor.

    Coats ''Girişimciler birilerini ürünlerine yatırım yapmaya ikna edebilmek için çok fazla zaman harcıyordu. Bunu değiştirmek istedik'' diyor.

    Girişimciler Coats'ın firmasına finansal durumlarını, projelerini ve gelecek planlarını anlatan beş döküman yolluyor. Bu bilgiler bir programa giriliyor ve bir algoritma yeni teklifi geçmiş yirmi senenin iş kayıtları ile karşılaştırıyor.

    Algoritmanın testini geçmeyi başaran tekliflerin sahipleri yatırımcı ile 30 dakikalık bir mülakata girme hakkı kazanıyor. Bu mülakatta başarılı olanlar paralarını hemen alıyor.

    İçten gelen bir his

    Bazı iş adamları bu sistemi pek de onaylamıyor. Onlar yatırım yaparken bir bilgisayarı değil, içlerinden gelen bir sesi dinlemek istediklerini söylüyor.

    Ancak Coats algoritmalarının tüm bilinen yöntemlere de destek olduğu görüşünde.

    Coats ''Bu sistem yatırımcıların içlerinden gelen sesi dinlememelerini gerektirmiyor. Sadece onlara karar vermelerinde yardımcı oluyor'' diyor.

    Kaynak: David Lee / BBC
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow