"BİZİMKİLERİN GELMESİ YAKIN BUNLAR ŞİMDİ KAYBOLUR"
Saldırıyı anlatan Gemi personeli Cengiz Oruç, "Yunan Sahil Güvenlik Güçleri silah zoruyla gemiyi durdurmaya çalıştılar, fiziki müdahale ile durdurmaya çalıştılar. O şekilde yaklaştıkları için durmayı uygun görmedik. Ateş ettiler, gemiye halat attılar. Bizim sahil güvenliklerin geldiklerini haber aldılar, uzaklaştılar. Karşılaşmadılar ama karşılaşsalardı bir şey olma ihtimali yüksekti. Ona cesaret edeceklerini hiç düşünmedim. 'Bizimkilerin gelmesi yakın, bunlar şimdi kaybolurlar' dedim. Dediğim gibi de oldu. Yabancı personelden telaşlananlar oldu ama biz biraz daha sakindik çünkü sonucu biliyorduk. Bizimkilerin birkaç dakika içinde yetişecekleri belliydi, sonucu bildiğimiz için dayanmaya çalıştık" dedi.
"ÇOK ŞAŞIRDIK, ÇOK ÜZÜLDÜK, ÇOK ENDİŞELENDİK"
Geminin ortaklarından Banu Taşyar, "Gemide yük yoktu, yeni satın alınmıştı. Mogadişu Limanı'nda uzun zamandır bekliyordu. Biz satın aldıktan sonra Türkiye'ye getirmeye çalışıyorduk. Süveyş Kanalı'ndan geçtikten sonra biz derin bir nefes aldık, 'artık bir şey olmaz, sonuçta Akdeniz bizim kendi denizimiz' dedik. Çok rahatlamıştık, her şey yolunda gibi gözüküyordu. 10 Eylül'de biz bir haber aldık. Yunan Botlarının ateş açtığını öğrendik, çok şaşırdık, çok üzüldük, çok endişelendik. Kimseye bir şey olmaması büyük bir şanstı. 2 ülke arasında sıkıntı olacağını düşündüm, daha fazla gerginlik olması da hiç istemediğimiz bir durum. Bizim istediğimiz, sorunların devletler arası diyaloglarla çözülmesi. 'Yurtta sulh, cihanda sulh' diye düşünüyoruz her zaman. İnşallah da öyle olur, problemlere neden olmadan çözülmesini diliyoruz" şeklinde konuştu.