hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Arınç'tan İstiklal Mahkemeleri çıkışı

    Arınçtan İstiklal Mahkemeleri çıkışı
    expand

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "İstiklal mahkemelerinin zabıtları açıklanmamaktadır. Buna Meclis Başkanlığı karar verir. Bir de onlar açıklanırsa kaç tane Dersim faciasının yaşandığını hep beraber göreceğiz" diye konuştu. 

    Arınç, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı'nın yönettiği, Bursa'dan yayın yapan dört televizyondan canlı verilen programda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Dersim olayları

    Bir gazetecinin, "Türkiye'nin gündem çatışması var. Basınla ilgili kurumların bakanı olmanın yanı sıra hükümet sözcülüğünü de yapıyorsunuz. CHP'nin kendi iç hesaplaşması var. Tek parti döneminde yaşanan Dersim olayından yaşanan tartışma, CHP içinde çatışmayı getirdi. Zaman içinde Hükümetin de dahil olduğunu gördük. Başbakan, dünkü grup toplantısında devlet adına özür diledi. Böyle bir olaya ilk kez karşılandı. Özür dilemesi önemli gelişme. Top, CHP sahasında kaldı. Bir yandan Cumhurbaşkanı, Suriye ile ilişkilerin, diplomatik sınırın, sona erme aşamasına yaklaştığı izlenimini veriyor. Türkiye, genellikle seçim dönemlerinde yaşadığı polemiği şimdi yaşıyor. İki sürecin üst üste gelmesi, gündem içinde bazı gelişmelerin yönünü değiştireceği özellik mi taşıyor?" yönündeki sorusunu Arınç, şöyle yanıtladı:

    "Çok güzel soru. Türkiye, dinamik bir ülke. Bu dinamizmi, hem kendi içindeki şartlardan ve bölgesel şartlardan hem de dünya konjonktüründe Türkiye'nin daha iyi yer almasından kaynaklanıyor. Bir bakıma iyi, bir bakıma kötü. Gündemi takip etmekte zorlanıyorsunuz. Şu an için 'Türkiye'nin en önemli meselesi' diyebilecek dediğiniz konuyu takip ederken birden başka konu gündeme geliyor ve dikkatler o yöne çevriliyor. Ama ana konular hiçbir zaman güncelliğini kaybetmiyor. Dersim olayı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin iç meselesi değil, böyle görmemek lazım."

    Başbakan Yardımcısı Arınç, Bursa'ya aday olarak geldiğinden bu yana hiçbir partinin kendi iç meselesiyle ilgili bir şey söylememeye gayret ettiğini belirterek, her partinin içinde zaman zaman dalgalanmalar olabileceğini, bunların dile dolanmasının ahlaken doğru olmadığını söyledi.

    "Bir şeyi ne kadar gizlerseniz..."

    Dersim'i CHP'nin iç meselesi olmaktan çıkaran konunun, Türkiye'nin yakın tarihi olduğunu dile getiren Arınç, şunları söyledi: "Türkiye'nin yakın tarihinde dersim ve benzeri olaylar yaşandı. Belli dönemlerde Türkiye'de trajedilerin yaşandığını, sıkıntıların olduğunu, halka
    karşı mevcut iktidarların yönetimlerin baskıcı davrandığını şahsen biliyorum. CHP dediğimiz zaman, 1902'de Paris kongresinde Ahmet Rıza bey ve Prens Sabahattin arasında ayrışma, iki siyasi ana damar olarak devam etti.

    O kongrede şunu tartıştılar; reformlar devlet eliyle yukarıdan yapılmalıdır, devletçilik esas olmalıdır. Ahmet Rıza'nın görüşü buydu. Prens Sabahattin'in görüşü ise daha liberal düşünceydi. Reformlar, şunlar, bunlar halk eliyle yapılacak. O zamanlar belki demokrasi dillendirilmiyordu ama 'Teşebbüs-i Şahsi' dediğimiz şey bugün özel teşebbüs diye Türkçeleştirdiğimiz konudur. Prens Sabahattin öncülüğünden gidenler diyelim ki Demokratik Parti yolunda devam ettiler. Ahmet Rıza düşüncesinde gidenler, halen CHP olarak devam ediyor. İyidir kötüdür diye söylemiyorum, bu damar bugüne kadar devam ettirildi."

    "Bombalayarak, sürgünle olmamalıydı"
     
    Arınç, AK Parti olarak hiçbir zaman devletçi düşünceye sahip olmadıklarına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "CHP tek parti iktidarıydı, 1950'ye kadar. Baskıcı sistem, partiyi devletle bütünleştiren sistem 1950'ye kadar devam etti. Vali, aynı zamanda
    partinin il başkanı, ilçe başkanları kaymakam gibi hareket ediyorlardı. Devlet politikası olarak parti, devlete bütün unsurlarıyla girmişti. Geçmiş tarihlerde yaşanan birtakım olaylar insanları çok üzdü. Dersim bunlardan biridir. Özellikli bölgedir.

    Birilerine göre isyandır, birilerine göre bazı insanların bazı taleplerde bulunmasıdır. Bu isyanların, taleplerin reddedilmesi, bombalayarak, sürgünle olmamalıydı. Ellerinde kelle fotoğrafı taşıyanlar tarafından teşhir edilmemeliydi. Üstünü ne kadar kapatırsanız kapatın bir zaman geliyor ki, bunların konuşulması zorunlu hale geliyor. Bir şeyi ne kadar gizlerseniz o şey, o kadar zarar vermeye başlar. Kapalı kapılar ardından konuşulması daha kötüdür. Bırakın insanlar ellerinde bilgi ve belgelere göre bunları konuşsunlar."

    "Tarihte yaşanan acı olaydan dolayı üzgünüz"

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dersim olaylarında bir kısım vatandaşın sürgüne gönderildiğini belirterek, şunları kaydetti: "Belki de Bursa'ya, Manisa'ya geldiler. Sürgün edilen 8 bin kişi var. Bu Dersimli veya Tuncelili olması nedeniyle sadece Kılıçdaroğlu'nun sorunu değil. Bursa'da gazetecilik, siyaset yapan Ahmet, Mehmet, Hüseyin herkesin 'tarihte yaşanan acı olaydan dolayı üzgünüz' demesi lazım. Bunu söylemezseniz, gerçekleri örtmüş, kendi tarihinizle yüzleşmemiş olursunuz, bunu söylemezseniz havanda su döverseniz. Bunu söylemezseniz kendinizi aldatırsınız.

    Nitekim Kılıçdaroğlu'nun yaptığı budur. Başbakanın söylediği başka bir şey, onun söylediği 'ben üç tane aslan gibi evlat yetiştirdim, laik cumhuriyetçi bir adamım.' Bunun cevabı bu değil. Tamam sen böylesin biz buna inanıyoruz ama 37'de yaşanan olay var, senin ailenden ölenler var. Sen bu gerçek karşısında 'oh oldu' diyenlerden misin? Yoksa 'çok acı olaydı kimse bunun sebepleri onları kınıyorum, böyle zulüm halka yapılmamalıydı' diyenlerden misin? Hiç topu taca atmaya gerek yok. Dersim olayı, 74 milyon insanın olayıdır. Türkiye'nin, siyasetin, devletin, hukukun olayıdır."

    İstiklal Mahkemeleri

    "Bir devlet, bir derin devlet olmaz" diyen Arınç, "Cumhurbaşkanımız, geçen yıl 1 Ekim'de parlamento açılışında, müthiş bir cümle kullandı; 'Devletin bir yüzü vardır o da hukuktur.' Devletin bir tek yüzü olmalı o da hukuk olmalı. Dersim'de hukuk yok. İstiklal mahkemelerinde yaşanan olayları hepimiz biliyoruz, en azından ben okuduğum için biliyorum. Sorgusuz sualsiz çocuk yaşta olanların büyük acılar içinde idam edildiğini biliyorum. İstiklal mahkemelerinin zabıtları açıklanmamaktadır. Buna Meclis Başkanlığı karar verir. Bir de onlar açıklanırsa kaç tane Dersim faciasının yaşandığını hep beraber göreceğiz" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow