hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bahçeli yine "erken seçim" dedi!

    Bahçeli yine erken seçim dedi
    expand

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli referandum sonrası yapılan partisinin büyük oy kaybına uğradığı yorumlarına sert çıktı. Erken seçim çağrısı yapan MHP lideri, "Bu değerlendirmeler doğru değil. Eğer MHP'nin durumunu analiz etmek istiyorlarsa bir erken seçime gidelim" dedi.

    Bahçeli referandum sonuçlarını düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.

    Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle oldu:

    - MHP linç edilmekle karşı karşıya kaldı. "MHP referandumda en fazla darbeyi alan partidir", "önemli ölçüde tabanını kaybetmiştir", "kalelerini kaybetmiştir ve muhtemel seçimde barajı aşıp aşamayacağı tehlikesi vardır" gibi yorumlara maruz kalmıştır.

    - Beyaz evet, kahverengi hayırdır. Başbakan’ın bazı açık hava toplantılarında özellikle İstanbul mitinginde, referandumda verilecek oylar partileri bağlamaz, oy pusulasında parti amblemi yoktur, ya evet ya hayır kullanacaktır diyerek AKP’nin bir güven oylamasına muhatap olmaması gerektiğini, referandumun bir AKP  projesi olmadığını defalarca tekrarlayarak konuşmasına rağmen, Sayın Başbakan ile çok sıkı fıkı olan bu kişilerin, hemen oy pusulası üzerinde, nerede MHP yazıldığını görerek, böyle bir yüzde 42’nin içerisinde MHP ancak yüzde 6-7 civarındadır diyerek hükme varmaları, gerçekten Türkiye ve basına ahlakı açısından büyük talihsizliktir.

    - Birden Türkiye genelinde analizler yapılmadan önce MHP'nin referandum oylamasında büyük oy kaybına uğradığı şeklinde yorumlar yapmaları, bu siyasi analize partiyi mahkum etmeleri doğru ve sağlıklı olmamıştır. MHP'nin büyük oy kaybına uğradığı kanaatinde değiliz.

    - MHP bir teklif sunmaktadır. Teklifimiz şudur: Eğer bu basın mensupları ve TV yorumcuları, siyasi partilerden bazı kesimler MHP'nin durumunu yakından görüp analiz etmek istiyorlarsa, bunu zihinleri bulandırmadan bir erken seçime giderek MHP'nin ne oranda siyasi hayatta olduğunu test etmeleri daha doğru bir yaklaşımdır.

    - Sayın basın mensupları ve kıymetli televizyon yorumcuları, şimdi soruyorum. AKP’nin amblemini evette görmüyorsunuz da, hayırda MHP’nin amblemini görmeyen, yüzde 42’yi CHP’ye kaydırmakla hangi siyasi projenin adımını atıyorsunuz. Bunu açıklamanızı bekliyoruz. Bu açıdan zihin bulanıklığı yaşanmaktadır.

    "Değerlendirmeler bilimsel değil"

    - Yapılan değerlendirmeler bilimsel değildir. Bunun için de bir önerim var. YSK’nın çok kısa bir süre içerisinde referandumun köy ve mahalle esasına dayalı sandıkları da değerlendirerek, kamuoyunu geniş kapsamlı bilgilendirmesinde yarar vardır.

    "Başbakan 'hayır' diyenleri sayıyor"

    - Sayın Başbakan, hayır oylarını verenlerini sayıyor. Mümkün olduğu kadar da bir araya gelemeyecek insanlar hayır verdi diyerek iddia ediyor. Başbakan teşekkür sıralamasında kendisini gösteriyor. Sayın Başbakan, Saadet Partisi’ne, Büyük Birlik Partisi’ne teşekkür ediyor, bağımsız ülkücüler diye bir tanımlama geliştirmiş onlara teşekkür ediyor, Kürt aydınlarına teşekkür ediyor, arkasında da kendi parti yöneticisine teşekkürü tamamladıktan sonra, odalara teşekkür ediyor, STK’lara teşekkür ediyor, sivil inisiyatife teşekkür ediyor. Bunlar zaten evet oyu vereceklerini vurgulamışlardı.

    - Buradan bir destekle, muhalefet güven oylamasıyla konuyu ilişkilendiriyor şimdi ne diyecekler diye konuşmasında soruyor. Sınırlı sorumlu AKP kooperatifi kurulmuş oldu. Bu yolla da AKP, 8 yıllık iktidarı döneminde, PKK açılımı veya demokratik açılımı çalışmalarında gerçekten güvenoyu almıştır. Bu oyu veren Saadet Partisi’dir, Büyük Birlik Partisi’dir.

    SORULARI DA YANITLADI

    Bahçeli açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

    Bir gazetecinin, "Başbakan Erdoğan'ın İmralı ile görüştüğü yönünde haberler çıktı. Neler düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine Bahçeli şunları söyledi:

    "Devlet ve devlete bağlı kurumları birbirinden ayırt etmemek lazım. Devletin organlarının yapmış olduğu ilişkileri, kurduğu ilişkileri, bazı sorumlulukları üzerinden atarak devlet kurumlarını sorgulamaya yönelik açıklamalar inandırıcılığı olmayan yaklaşımlardır. Başbakan, bu konularla ilgili düşüncelerini çok net bir şekilde ifade etmeli. İmralı ile ilgili irtibatları -onların yayın organlarında var- bunlar kimler aracılığıyla görüşüyor, bunları biz de merak ediyoruz. Bunlar sayın Başbakan'ın bilgisi dışında ise yönetmeye tam hakim değil, bilgisi dahilinde isehalkı aldatıyor. Bizim dönem 57. hükümettir. Hükümet kurulmadan önce İmralı canisi 15 Şubat'ta Türkiye'ye teslim edilmiştir, 16 Şubat'ta gözaltına alınmıştır. Arkasında İmralı'ya gönderilmiş ve yargı süreci başlatılmıştır. Tabii bu süreçte hakimlerve savcılarla görüşülmüştür. Getirenler sorgulamışlardır. Bunu söylememek doğru değildir.

    Ama PKK'nın siyassallaştırma süresiyle, Anayasa zemininde istenilentaleplere ne ölçüde cevap verilecek, neler verilirse ateşkes durup, eylemsizlik kararı alınır konuları ise pazarlık meselesidir. Bizim yaptığımız ise bir sorgulamadır. Bunu ayırt etmek lazımdır. Türkiye'de Okul boykotu yaşanıyor. Bu hafife alınacak bir konu değil.İster bir ilde, ister bir okulda, ister bölgede olsun. Boykot kararının alınmasının anlamı çok farklıdır ve bir hedefe yöneliktir. Bizim tespitlerimize göre bir boykot kararı alınmış acaba uygulanmaya sadık kalınmış mı? Yoksa 'evet' oylarına doğru bir kaymamı olmuş. Bu boykot kararı hangi illerde ne oranda uygulanmıştır. Diğer illerde PKK yandaşları (Kürt vatandaşlarını kastetmiyoruz) Mersin'de, Aydın'da İstanbul'da Çanakkale'de, İzmir'de hangi oylar verilmiş bunlara bakmak lazım.Bu Anayasa değişikliği sonrasında daha geniş kapsamlı bir Anayasa değişikliğinden beklentilerle, PKK'nın talepleri arasındaki ilişkiyi netleştirmek acısından bir rol paylaşımı olduğu da açıklıkla görülüyor. "

    "Ülkücüler çok uyanıktır"

    "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Referandum sonrasında Genel Başkanlık tartışmaları konusunda herhangi bir sıkıntının ve endişesinin olup olmadığı" sorusuna da şu yanıtı verdi:

    "Herhangi bir endişem yok. Ülkücüler çok uyanıktır, zekidir. Sessizce dinler, ne zaman ne karar vereceğini hiç kimse anlamadan, o kararı verir. Hiçkimse merak etmesin bu yeni bir oyun değildir, Çok zamandan beri devam ediyor.Rahmetli Türkeş'in ölümünden sonra da buna benzer oyunlar oynanmıştır. MHP köklübir siyasi kurumdur. Bu kurumun kendi gelenekleri vardır. Bu gelenek devamedecektir. Bizim endişelerimiz yoktur."

    Bahçeli, bir gazetecinin basın toplantısının neden "dar kapsamlı" yapıldığına yönelik sorusuna,"MHP'yi haksız yere suçlayan basın ahlakına yakışmayan bir şekilde iktidar yandaşı olarak sürdürmek isteyen MHP'ye karşı daçok adaletsiz kurgulamalar yapan kişilerle biraraya gelerek, neyi tartışacağımızı sizin takdirinize bırakıyorum. Bunun için dar kapsamlı toplantıların daha objektif ve yararlı olacağını düşünüyorum" yanıtını verdi.

    Başkanlık tartışması

    Bahçeli başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili de, "Cumhurbaşkanı'nın yarına ilişkin endişesi mi var" sorusunu yöneltti.

    Gülen'e eleştrii

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "MHP'nin genel başkanlık makamı bir tarikatın, bir cemaatin siyasi sesi, siyasi odağıhaline gelemez" dedi ve "Eğer bir cemaate ya da tarikata bağlı, kendi inançsistemini yaşayan bir parti mensubumuz, o cemaatin siyasallaşma süreciparalelinde hareket etmeye başlarsa MHP ile ilişkisi kopmuş demektir" görüşünü dile getirdi.

    MHP olarak sabahlara kadar Türkiyeiçin kafa yorduklarını, her şeyi gözden geçirdiklerini söyledi.Partisinin Türkiye'yi kucakladığını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Türkiye'de bir sosyal kurum olarak inanç temelinde var olan cemaat ve tarikatlara karşı kendi elemanlarını kısıtlayan, sınırlandıran, uzak tutan biranlayışa sahip değiliz. MHP'ye gönül vermiş arkadaşlarımız inanç temelinde bu tür ilişkiler içerisinde bulunabilir. Buna bugüne kadar da hiç bir müdahale olmamıştır ancak MHP'nin genel başkanlık makamı bir tarikatın, bir cemaatinsiyasi sesi, siyasi odağı haline gelemez. Buna dikkat etmek lazım.İkinci olarak eğer bir cemaate ya da tarikata bağlı, kendi inanç sistemini yaşayan bir parti mensubumuz, o cemaatin siyasallaşma süreci paralelinde hareket etmeye başlarsa MHP ile ilişkisi kopmuş demektir. O zamanMHP'nin ilkeleri, kuralları, parti tüzüğü programı dışında bir başka odağın yönlendirmesiyle, toplumda siyasi kanaatlerini inanç sistemleriyle karıştırarak uygulamaya başlamış demektir, ki biz bunu kabul etmiyoruz.Türkiye'de bu inanç kurumları veya toplumu saygı duyduğu bir takım manevişahsiyetler, ne kadar siyasetten kendisini arındırırlar ise, ne kadar bir siyasi partinin yanında gözükme gibi bir hataya düşmezler ise, Türkiye'ye çok daha büyükhizmet etmiş olurlar kanaatindeyim."

    Bazı MHP'lileri "evetçi, politikanın unsurları" olarak niteleyenBahçeli, şöyle konuştu:

    "O bakımdan bizim içimizde bazı arkadaşlarımız, Fethullah Gülen grubuyla, ilişkileriyle, artık 'evetçi' bir politikanın unsurları halinegelmişlerdir bunu da bazı gazetelerde sürekli yazdıklarını görüyoruz, bazı televizyonlara çıkartılmak suretiyle oralarda konuşturulduklarına şahit oluyoruz,bunlar önemli sayıda değillerdir.Onun için geçmiş dönemlerde de bir sözümütekrarlamak istiyorum; bu bir büyüklük kompleksiyle söylenen değil MHP'ningerçeğiyle hareket eden bir anlayıştır; 'Bir dağa bir serçe konsa dağ ne kazanır,bir dağdan bir serçe kalksa dağ ne kaybeder?'. Bu görüşü iyi değerlendirmekte yarar var.O bakımdan tabi bizim düşüncemiz veya birilerine tavsiyemiz olaraksöylemiyorum; Fethullah Gülen grubuna karşı Milliyetçi Hareket Partisiinsanlarının, zannediyorum saygısı gittikçe azalmaktadır. Bu konuyu dikkatealırlarsa kendileri için de yararlı olur diye düşünüyorum."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow