hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Çocuğun Erdoğan'a hakaret davası düştü

    Çocuğun Erdoğana hakaret davası düştü
    expand

    Aydın'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanan 13 yaşındaki M.S.Ö 'nün yargılanmasına yer olmadığına karar verildi. Dava düştü. Kararı çocuk mahkemesi kadın hakimi Güler Metin verdi.

    AK Parti'nin 9 Mart'ta düzenlediği Aydın mitingi sonrasında, Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği öne sürülen 13 yaşındaki M.S.Ö.'nün yargılandığı davada mahkeme, "ceza verilmesine yer olmadığı" yönünde karar verdi ve dava düştü.

    Aydın Çocuk Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması yapıldı.


    M.S.Ö.'nün avukatı Kemal Aytaç, mahkemenin TCK'nın 32/1 maddesi uyarınca M.S.Ö'ye ceza verilmesine yer olmadığına karar verdiğini ve davayı düşürdüğünü söyledi.


    Kemal Aytaç, "Böyle bir davanın açılmış olması talihsizlik" dedi. Aydın Çocuk Mahkemesi'nde görülen davaya, hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenen ve tutuksuz yargılanan M.S.Ö. ve kendisini savunmak için çeşitli illerden gelen 22 avukat katıldı.

    Mahkemenin aldığı gizlilik kararı nedeniyle duruşmaya başka kimse alınmadı. Duruşma tutanağına göre, avukatlar, RTÜK'ten, olay gününe ilişkin haber kayıtların istenmesini, ayrıca çocuğun Başbakan'a hitaben "Allah belanızı versin" değil "Allah cezanızı verecek" dediğini, bunun da hakaret niteliği taşımadığını belirterek, çocuğun beraatını talep etti.

    "Erdoğan şikayetçi olmadığı için suçun yasal unsuru gerçekleşmedi"

    Duruşmada söz alan avukatlardan Kemal Aytaç da, olay günü Recep Tayyip Erdoğan'ın "Başbakan" değil "AK Parti Genel Başkanı" sıfatının bulunduğunu, bu nedenle suç unsurunun oluşmadığını, ayrıca çocuğun yaşı ve olayın oluş şekli dikkate alınarak, davanın bitirilmesini istedi.

    Aytaç, davanın sosyal açıdan herhangi bir yararı olmadığını belirterek, "Bununla birlikte hakaret bu olayda TCK'nın 125/1 maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu da şikayete bağlı bir suçtur. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın bu konuda bir şikayeti olmamakla birlikte, herhangi bir şekilde soruşturma aşamasında ifadesi alınmamıştır. Bu sebeplerle şikayetin varlığına ilişkin suçun yasal unsuru gerçekleşmemiştir. Buna bağlı olarak da öncelikle mahkemenizce savunma alınmaksızın şikayet yokluğundan dolayı davanın düşürülmesine karar verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

    Mahkeme heyeti, yargılama sonunda sanığın üzerine atılan suçtan "Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuk, anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur" hükmünü içeren TCK'nın 32/1 maddesi uyarınca "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verdi.

    Avukat Aytaç: "
    Davanın açılmış olması talihsizliktir"

    Mahkemede M.S.Ö'nün avukatlığını yapan Kemal Aytaç, adliye önünde bekleyen gazetecilere yaptığı açıklamada, mahkemenin, cezaya yer olmadığına kara verdiğini ve davanın ortadan kalktığını belirterek  "Sonuçta dava ortadan kalktı. Bu ülkede hukuk, yargı bağımsızlığının ne derece etkilendiğini, yürütmenin, iktidar sahiplerinin, emniyet, savcılık ve yargı görevlilerinin ne derece etkilediğinin açık bir kanıtıdır bu dava. Böyle bir davanın açılmış olması talihsizliktir" dedi.

    "Niye buraya kadar gelmiştir, bunun gözaltı, yakalama, soruşturma aşamalarında bu görülememiş midir? 13 yaşındaki çocuğun yargılanması dünyada eşi benzeri olmayan bir şeydi, komediydi, dramdı. Bir bakıma bugün buna son verildi. Hak adına, hukuk adına iyi oldu" diyen Aytaç, "Bu davanın sürmesinin çocuk hakları adına çocuğa zarar olacaktı. Bu ülkeyi yönetenler, iktidar sahipleri görev yapan insanlar ağır eleştirilere beddualara dilek ve temennilere hazır olacaklardır. Bunlar suç değil. Hoş karşılanmayabilir, doğru bulunmayabilir ama bunlar suç değil" diye konuştu.

    CHP vekili Ersin'in açıklaması

    CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İzleme Komitesi Üyesi Ahmet Ersin de gazetecilere yaptığı açıklamada, "Türkiye'yi üzen, demokrasi hakkında olumsuz görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olabilecek, demokrasi kalitesini erozyona uğratma riski yüksek olan" davayı izlemek üzere geldiğini ancak mahkemenin "gizlilik kararı" nedeniyle duruşmaya vekaleti olan avukatlar dışında kimsenin girmesine izin verilmediğini belirtti.

    Bunu anlayışla karşıladığını, gizlik kararının yasal zorunluluk olduğunu dile getiren Ersin, "Türkiye için olumsuz izlenimlerin doğmasına neden olabilecek demokrasimizin ne kadar kısıtlı olduğunu ve demokratik hoşgörü ve anlayışın olmadığını gösteren bu davayı herkesin izlemesi Türkiye için herhalde iyi olmazdı. Türkiye bir demokratik ülke ise demokrasi sağlam ayaklar üzerinde duruyorsa, bu davaların olmaması lazım. Bir ilköğretim öğrencisi çocuğu mahkeme salonlarına taşıyan anlayışın demokrasi ile bağlantısı olmaz" dedi.

    Olayın gelişimi

    Aydın
    Cumhuriyet Savcısı Zeki Polat,
    Aydın'daki seçim mitingi sırasında Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla ilköğretim öğrencisi çocuk hakkında dava açmıştı.

    Çocuk hakkında 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası isteniyordu.

    Avukat Kemal Aytaç, savcının çocuğu cezalandırmak için özel çaba harcadığını ileri sürdü, "Kime yaranılmak isteniyor? Hukuk çocuğu korumuyor" demişti.

    Geçtiğimiz 9 Mart'ta Başbakan'ın seçim turu attığı sırada hakaret ettiği iddia edilen çocuk, Başbakan'ın korumaları tarafından yakalanmıştı.

    Çocuk boynunun arkasında oluşan çiziklerin Başbakan Erdoğan'ın kendisiyle konuşurken meydana geldiği iddiasıyla şikayetçi olmuş ancak kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow