hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Davutpaşa patlamasında yargı süreci başladı

    Davutpaşa patlamasında yargı süreci başladı
    expand

    İstanbul Zeytinburnu'nun Davutpaşa semtindeki bir iş merkezinde 2 yıl önce meydana gelen ve 21 kişinin ölümü, 116 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamaya ilişkin Zeytinburnu Belediyesi'nde görevli 8 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.

    Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü Feruz Kutsal, Ruhsat ve Denetim Müdürü Rüstem Tekin, eski İmar ve Şehircilik Müdürü ve şu anda Başkan Danışmanı olan Servet Kırna, İmar ve Şehircilik Müdürü Hatice Küçükakyüz, İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden emekli Şevket Yıldırım ve patlamanın olduğu atölyede işçi olarak çalışan Hasan Altay katıldı.

    Tutuksuz sanıklardan Resul ve Remsi Koçyiğit ise gelmediği duruşmada, patlamada ölenlerin yakınları ile olayda yaralananlar da hazır bulundu.

    Cumhuriyet savcısının iddianameyi okuduğu duruşmada savunmasını yapan Feruz Kutsal, 31 Ocak 2008 tarihinde patlamanın olduğu binanın sahiplerinin 25 Ocak 2008 tarihinde ruhsat müracaatında bulunduklarını söyledi.

    Olay öncesi belediye mali işler müdürlüğünün binayı analiz ettiğini ve binanın ruhsatının olmadığını ruhsat denetim müdürlüğüne bildirdiğini söyleyen Kutsal, "Biz iş yeri sahiplerine varsa ruhsatın ibrazı, yoksa ruhsat başvurusunda bulunmasını, aksi halde binayı mühürleyeceğimizi tebliğ ettik. Daha sonra söz konusu iş yeri plastik atölyesi olarak faaliyet göstereceği şeklinde ruhsat başvurusunda bulunmuş" dedi.

    Olay öncesinde patlamanın olduğu iş yerine hiç gitmediğini belirten Kutsal, olayda kusuru olduğu yönünde ve görevi kötüye kullandığı yönündeki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

    Sanık Tekin: "Kısıtlı imkanlarla çalıştık"

    Sanıklardan Rüstem Tekin de Zeytinburnu Belediyesinde 2004 yılı Nisan ayından bu yana Ruhsat ve Denetim Müdürü olarak görev yaptığını ve kendisinin bir makine, bir elektrik, bir de harita mühendisi ile görev yürüttüğünü dile getirdi.



    Birlikte çalıştığı üç mühendis ile hem ruhsatlandırma, hem de denetim işini yapmak zorunda olduğunu anlatan Tekin, "Kısıtlı imkanlarla çalışmaktaydık. Bu İçişleri Bakanlığı tarafından 2006'da yapılan denetimlerde de belirtilmiştir. Patlamanın olduğu iş yerinin sahibi Selçuk Başlar, ruhsat başvurusunda plastik imal edeceğini belirtti. İş yerinde bir plastik kırma makinesi ve bir vinç bulunduğunu söyledi. Biz yangın ve güvenlik tehlikesi açısından İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına yazı yazdık. Bünyemizde kimya mühendisi olmadığı için binada patlayıcı ve parlayıcı madde yapıldığına dair tespit yoktur" şeklinde konuştu.

    Tekin, savcının binanın yapı kullanma izninin de bulunmadığı, buna rağmen nasıl faaliyet gösterdiğine ilişkin sorusunu ise "İmar Müdürlüğü bu bina içindeki başka işletmelere geçmiş tarihlerde çalışma ruhsatı vermiştir" diye yanıtladı.

    Sorumluluk alanında 40 bin işletme olduğunu ve sürekli sirkülasyon yaşandığını ifade eden Tekin, iş yükü ve eleman yetersizliği konusunda üst makamlara sözlü olarak bilgi verdiğini kaydetti.

    Cumhuriyet Savcısının "Söz konusu iş yerinde insan ve çevre sağlığına ilişkin tespit yapıldı mı?" diye sorduğu Tekin, "Bu yönde bir tespit yapılmadı. Tespit yapacak sayıda elemanımız yok. Ruhsat başvurusunda iş yeri sahibi Selçuk Başar'ın yalan ve yanıltıcı beyanı var" dedi.

    Müşteki avukatlarının talebi üzerine mahkeme başkanının, söz konusu binada bulunan kot yıkama atölyesine zabıtalarca gidilmesine rağmen üst kattaki maytap atölyesine niçin bakılmadığını sorduğu Feruz Kutsal, "Elemanlarımız kot atölyesine İSKİ'nin talep ve yazısı üzerine gitmiş ve gerekli işlemleri yapmıştır. Patlamanın olduğu iş yeriyle ilgili herhangi bir talep olmadığı için bakmalarına gerek duyulmamıştır. Ben bu binaya hiç gitmedim. Elemanlarımın bu iş yerine gittiğine dair bilgim yok" dedi.

    Sanıklardan Şevket Yıldırım da olay tarihinden önce emekli olduğunu ifade ederek, olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını savundu. Duruşmaya, diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor.

    CHP İl Başkanı Tekin'in açıklaması

    Bu arada, duruşmayı izlemek üzere Bakırköy Adliyesine gelen CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, dava dosyasını incelediklerini ve sonuna kadar izleyeceklerini söyledi.

    "Ne yazık ki Türkiye'de, sadece burasıyla ilgili değil, bu tür kazalarda ölenler sanki kurumların, devletin hiç sorumluluğu yokmuş gibi algılanıyor" diye konuşan Tekin, "Bunun olmaması gerekiyor. Dosyada 3/8 iş yeri sahibi kusurlu görülüyor ancak olayda iş yeri sahibi rahmetli olmuş. 2/8 Zeytinburnu Belediyesi kusurlu. 2/8 İstanbul Büyükşehir Belediyesi kusurlu. Bu belediyelerle ilgili en ufak bir dava açılabilmiş değil. Şimdi bu sıradan bir iş kazası gibi görülebilir mi? Orada 22 kişi ölecek, Ayamama Deresi'nde 33 kişi ölecek, yarın insanların nerede öleceği belli olmayacak. CHP olarak ben ve avukat arkadaşlarım, bu davayı izleyeceğiz. Davayı sonuna kadar da takip edeceğiz. Burada en büyük kusur kenti yönetenlerdir. Kenti yönetenlerin mutlaka ama mutlaka yargı önüne çıkması gerekiyor ama bütün sorumlular yargılanmıyor" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow