hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Deniz Baykal'dan Odatv ifadesi

    Deniz Baykaldan Odatv ifadesi
    expand

    CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Odatv Davası'nda tanık sıfatıyla avukatı aracılığıyla yazılı olarak ifade verdi.

    Odatv Davası'nı gören İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin tanık olarak talimatla ifadesinin alınmasına karar verdiği CHP Antalya Milletvekili ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara'daki talimat duruşmasına katılmazken, sorulara avukatı aracılığıyla yazılı yanıt verdi.

    Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Kadriye Çatal'ın "naip hakim" sıfatıyla görev yaptığı talimat duruşmasına Baykal katılmadı.

    Duruşmada, Odatv Davası sanıklarından Soner Yalçın, Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış
    Pehlivan, Coşkun Musluk ve Sait Çakır'ın avukatı Hüseyin Ersöz ile sanık Nedim Şener'in avukatı Nurcan Bayraktar hazır bulundu.

    Deniz Baykal'ın avukatı Muzaffer Yılmaz'ın mahkemeye dilekçe vererek, müvekkilinin bugün yurt dışında bulunacağını bildirdiği ve dilekçe ekinde TBMM görev yazısının ibraz edildiği tutanağa geçildi.

    Baykal'ın, daha önceki talimat duruşmasına verdiği dilekçe ekinde, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin talimatla ilettiği sorulara yazılı yanıt verdiği belirtildi.

    Hakim Çatal, ara kararında, "Baykal'ın ve avukatı Muzaffer Yılmaz'ın çağrı kağıdı ile çağrılmalarına" karar verdi.

    Çatal, ara karara, "tanığın (Baykal) her celse bir mazeret bildirdiğini, bunu belgelendirdiğini ve mazereti nedeniyle hazır olmadığını" belirterek, "tanık vekilinin şifai beyanlarında da Baykal'ın belirlenen duruşma günlerinde hazır olmayacağı, ancak davanın diğer taraflarına bildirilmeyen bir günde hazır olarak ifade verebileceğini" belirttiğini kaydetti.

    Avukatın, imzalı yazılı tanık beyanının kabulü hususunda talepte bulunduğunu tutanağa geçiren Çatal, ancak asıl mahkemenin talimatı uyarınca duruşmalara sanık avukatlarının da katılmak istediğini, buna ilişkin takdirin İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğunu ifade etti.

    Çatal, Baykal'ın imzalı beyanına yeterli olup olmayacağı konusunda bilgi verilmesi için İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

    Soner Yalçın'ın avukatının değerlendirmeleri

    Soner Yalçın'ın avukatı Hüseyin Ersöz, gazetecilere yaptığı açıklamada, sanık avukatlarının Baykal'a soru sormak amacıyla duruşmaya geldiklerini söyledi.

    Daha önce Baykal'ın bir kez daha talimat duruşmasına çağrıldığını, ancak yurt dışında olması nedeniyle Baykal'ın ilk duruşmaya da katılamadığını anlatan Ersöz, Baykal'ın avukatının, müvekkilinin yurt dışında bulunduğu gerekçesiyle bugünkü duruşmaya da katılamayacağına ilişkin dilekçe verdiğini anımsattı.

    Bununla birlikte Baykal'ın, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin sorularına yazılı yanıt verdiğini aktaran Ersöz, ancak bunların ayrıntılı olmadığını savundu.

    Ersöz, "Halk TV'nin satılmasıyla ilgili olarak Soner Yalçın'ın kendisiyle görüştüğünü, görüşmede birkaç gazetecinin daha Soner Yalçın ile birlikte olduğunu söylemiş, ancak isim vermemiş. Bu görüşmelerin bir süre daha devam ettiğini, fakat daha sonra Halk TV kendisine ait olmadığından görüşmelerin sona erdiğini ifade etmiş. Bu soruyla bağlantılı olarak İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin diğer sorularına ise cevap vermemiş" diye konuştu.

    Halk TV'nin satışı

    Baykal'ın, davanın sanıklarından İklim Ayfer Kaleli'ye ilişkin yanıtlar da verdiğini bildiren Ersöz, şunları kaydetti: "İklim Ayfer Kaleli'nin, sekreteryasını iki üç defa aradığını ve ısrarla görüşme talep ettiğini belirtmiş. Bu talepler neticesinde Kaleli'ye bir kez randevu vererek, görüştüğünü söylemiş. Bu görüşmede de Kaleli'nin tamamen o dönemdeki siyasi gelişmeleri sorduğunu söylemiş. Ancak, Halk TV'nin satılmasıyla ilgili olarak Kaleli'yle görüşülmediğini ifade etmiş. Bunun haricinde Kaleli'nin, Mümtaz İdil ile yaptığı görüşme içeriğini aynen kabul etmiş. Yani, güncel konulara ilişkin konuştuklarını, siyasi açıklamaları şu anda yapmayacağını, buna
    benzer şeylerin doğru olduğunu söylemiş.

    Fakat, İklim Ayfer Kaleli'ye yönelik şöyle bir suçlamada bulunmuş: 'İklim Ayfer Kaleli'nin, benimle ilgili iddialarının hepsi yalandır. Kesinlikle böyle bir taciz olayı gerçekleşmemiştir. Kaleli, Soner Yalçın ve Barış Pehlivan'la telefon görüşmesi yapmış, bu telefon görüşmeleri Pehlivan'ın ve Yalçın'ın telefonlarının dinlendiğini bildiği halde gerçekleşmiştir.' Yani Kaleli, bir nevi daha sonra bu görüşmelerin kullanılmasını sağlamak için Barış Pehlivan ve Soner Yalçın ile görüşmüştür. Kaleli'nin ileri sürdüğü hususların hepsinin yalan olduğunu, bununla ilgili tazminat davaları açtığını ve kazandığını söylemiş."

    Ersöz, Baykal'ın yazılı cevabında, Yalçın Küçük'ün el yazısı notlarında "Baykal'ı indirdik" şeklindeki değerlendirmelerin bilgisi dışında olduğunu, bu nedenle yorum yapmayacağını kaydettiğini söyledi.

    Baykal'ın ifadesi

    Baykal, Odatv Davası'nda talimatla ifadesinin alınmasını isteyen İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine iki sayfalık yazılı yanıt verdi.

    Baykal, yanıtında, mahkemenin, "Halk TV'nin satışı, devri veya kiralanması konusunda Soner Yalçın ile nerede, kaç kez görüştüğü, burada nelerin konuşulduğu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuyla ilgili aracılığı olup olmadığı" sorusunu şöyle yanıtladı:

    "Gazeteci Hüseyin Soner Yalçın ile Meclis'te birkaç defa görüşmemiz oldu. Bu görüşmeler esnasında Halk TV'yi satın almak veya kiralamak istedikleri dile getirilmiştir. Halk TV şirket hissedarlarının bir kısmıyla dostluk ilişkilerim olması nedeni ile bu konuda yardımcı olmam istenmiştir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu olayla ilgisi ve bir aracılığı olmamıştır. Halk TV'nin şahsıma ait olmaması nedeni ile 'Devretmeyi kabul ettiniz mi' sorusu ve bu konuya ilişkin devamındaki sorular anlamsızdır. Kılıçdaroğlu, genel başkan olduktan sonra CHP içerisinde liderlik çekişmesine girilmemiştir."

    Baykal, davanın sanıklarından İklim Ayfer Kaleli'ye ilişkin soruları ise şöyle yanıtladı: "İklim Ayfer Kaleli, Odatv'de çalıştığını söyleyerek ısrarla, dört defa sekreteryamı arayarak randevu talep etmiştir. Bu ısrarlı talepleri sonucu 25 Ocak 2011 tarihinde kendisi ile 20-25 dakikalık görüşmem olmuştur. Görüşmede, CHP Genel Başkanlığından ayrıldığım için çok üzüntü duyduğunu, evimin önünde çadır kuran CHP'li gençleri ziyarete gittiğini, lider olarak çok sevdiğini ve sonrasında daha yakın görüşmek istediğini belirtmiştir.

    Görüşme bitmiş ve kendisi ayrılmıştır. Halk TV'nin devrine ilişkin bir konu gündeme gelmemiştir. Ahmet Mümtaz İdil ile sanık İklim Ayfer Kaleli'nin yaptığı telefon görüşmesindeki, 'İyi geçti ama, habercilik bir şey yok. Ziyaret ettim', 'Seçime kadar bir şey söylemeyecek, konuşmayacak, CHP'ye zarar verecek hiçbir şey yapmayacak. Görüşü bu, bunu bile yazmamı istemiyor', 'Yarım saat muhabbet ettik, sohbet ettik, yani haberlik hiçbir şey yok' kısmına ilişkin ifadeler doğrudur. Ancak 'Yarın tekrar görüşeceğiz. Başka bir yerde olacak o yarın. Beni de götürüyor yanında' kısmı tamamen gerçek dışıdır. Böyle bir beyanım bulunmamaktadır. Aynı konuşmada geçen, 'Sonra tohum attım. Kısa süre sonra ekecem, biçicem, şimdilik bir şey yok' ifadelerinin anlamı çeşitli yorumlara açıktır."

    "Dinlendiğini bildiği..."

    Baykal, beyanında, Kaleli'nin Mümtaz İdil ile yaptığı telefon görüşmesinden "hiçbir taciz olayının olmadığı, haberlik bir şey olmadığı, gayet olağan bir görüşme olduğunun açık olarak anlaşıldığını" belirterek, şunları kaydetti:

    "İklim Ayfer Kaleli, Ahmet Mümtaz İdil ile yaptığı telefon konuşmasında, 'Yarım saat muhabbet ettik, yani haberlik bir şey yok, sonra tohum attım, kısa sürede ekeceğim, biçeceğim, şimdilik bir şey yok' dedikten sonra, dinlendiğini bildiği Barış Pehlivan ve Hüseyin Soner Yalçın ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde kasten kendisine yönelik taciz edildiği iftirasında bulunmuştu. Bu ikinci senaryonun benim açımdan hiçbir geçerliliği yoktur. Böyle bir senaryoyu CHP yönetimine ve Odatv yönetimine aktardığından da haberim olmamıştır. Bana yaptığı ziyaret sonrasında defalarca telefonla arayarak ilişki geliştirme çabalarını sürdürmüştür. Buna karşılık ben hiçbir zaman kendisini telefonda aramadım, hiçbir görüşmem veya karşılaşmam olmadı, buluşma önerilerinin tümünü de geri çevirdim."

    "Siyasi hayattan çekilmem için..."

    Baykal, Kaleli'nin "asılsız iddia ve iftiraları" üzerine açtığı tazminat davalarında mahkum olduğunu belirterek, buna ilişkin kararları sıraladı. "Kaleli'nin basına taşıdığı iddia ve iftiraların gündeme geldiği tarihin son derece önemli olduğunu" kaydeden Baykal, "Zira o tarihler,
    milletvekilliği adaylarının listesinin oluşturulduğu döneme denk gelmektedir. Birileri ısrarla Türk siyasi hayatından çekilmem için ellerine geleni yapmakta ve çok iğrenç komplolar tertiplemektedirler. Taciz iddiası ve iftirası da onlardan biridir" ifadelerini kullandı. Baykal, sanıklardan Yalçın Küçük'ü üniversiteden tanıdığını, ancak bahsedilen Küçük'ün el yazısı notlarına ilişkin bilgisinin bulunmadığını bildirdi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow